Site icon Tuğçe Turanlar

İlişkilerde Sınır Koymak Bencillik mi?

Sınır Koyunca Neden Bencilmişiz Gibi Hissederiz, sınır koymak, “Bencillik mi yapıyorum?”, Bağlanma Stilleri,

“Bencillik mi yapıyorum?” sınır koymaya niyetlenen pek çok kişinin içinden geçen ilk cümle budur. Oysa psikolojide sınır, sevgiyi azaltan bir duvar değil; ilişkiyi daha güvenli ve saygılı kılan bir çerçevedir. Kendi ihtiyaçlarını, duygularını ve değerlerini koruyabilen kişi; ilişkide daha net, daha öngörülebilir ve daha şefkatli olur.

Bencillik algısının kökeninde çoğu zaman bağlanma örüntüleri (özellikle onay arayışı yüksek, kaygılı bağlanma) ve “fedakârlık = sevgi” diyen kültürel kalıplar yatar. Çocuklukta “hayır” dediğinde suçluluk hissetmeyi öğrenmiş biri, yetişkinlikte sınır koyduğunda da kendini kötü hissedebilir. Bu yazı, “ilişkilerde sınır koymak bencillik mi?” sorusunu; ilişkisel iyilik hali ve güvenli bağlanma perspektifiyle yanıtlıyor ve pratik cümle örnekleri veriyor.

ilişkilerde sınır koymak becillik mi?


Sınır Koymak Ne Demek?

Tanım: Sınır, nerede başlayıp nerede bittiğinizi belirleyen görünmez çizgidir; duygularınızı, zamanınızı, enerjinizi ve değerlerinizi korur. Sınır; “seni dışarıda bırakmak” değil, “ikimizi de güvende tutmak” demektir.

Sınır ≠ Duvar

Sınır Türleri (ilişkiler bağlamında):

İş–aile–romantik örnekler:

Pratik ‘sınır cümleleri’:

Kısa kontrol listesi:

▢ İhtiyacım ne? ▢ Ne beni incitiyor? ▢ Nasıl ifade edeceğim? ▢ Ne zaman/mekan uygun? ▢ Sınırım ihlal edilirse ne yapacağım?


Sınır Koyunca Neden Bencilmişiz Gibi Hissederiz?

Sınır koyarken çoğu kişi içinden şu cümleyi geçirir: “Ya onu kırarsam? Ya bana bencil derse?” Bu duygunun birkaç kökeni vardır:

Bağlanma Stilleri ve Onaylanma İhtiyacı

Özellikle kaygılı bağlanan kişiler, ilişkiyi kaybetmemek için sürekli “evet” deme eğilimindedir. Partneri memnun etmek, kendi ihtiyacının önüne geçer. “Hayır” dediğinde reddedileceğini veya terk edileceğini hissedebilir. Bu da sınır koymayı, sanki sevgiye ihanetmiş gibi algılatır.

Kültürel Kalıplar: Fedakârlık = Sevgi

Toplumumuzda sıkça karşılaşılan inanç: “Gerçek sevgi, kendinden vazgeçmektir.”
Oysa sağlıklı sevgi, karşılıklı saygı ve özgürlük içerir. Sürekli kendinden ödün vermek, zamanla hem kişiyi hem de ilişkiyi tüketir. Ama bu kültürel kalıp, sınır koyan kişiye “bencil” damgası vurabilir.

Çocukluk Deneyimleri: Hayır Demekten Suçluluk

Çocukken “hayır” dediğinde cezalandırılmış, eleştirilmiş veya suçluluk hissettirilmiş biri, yetişkinlikte de aynı duyguyu taşır. “Kendi ihtiyacımı dile getirirsem sevilmem” şeması devreye girer. Böylece basit bir sınır bile yoğun suçluluk yaratır.

İlişkide Sorumluluk Dengesi

Bazı kişiler ilişkide kendini “fazla sorumlu” hisseder: karşı taraf üzülmesin, kırılmasın, mutsuz olmasın diye sürekli kendini geri çeker. Bu da sınır koymayı sanki “sorumluluktan kaçmak” gibi gösterir. Oysa sorumluluk, sadece kendimizi yok saymak değildir.


Sınırların İlişkilerdeki Önemi

Sınırlar, ilişkide soğuk mesafe yaratmaz; tam tersine daha sağlıklı ve güvenli bir bağlanma zemini oluşturur. Çünkü sınır koyan kişi, hem kendi ihtiyaçlarını hem de partnerinin ihtiyaçlarını netleştirir.

Güvenli Bağlanmayı Destekler

Kendi alanını koruyabilen kişi, partnerine de alan tanır. Bu, ilişkide “birlikteyiz ama boğulmuyoruz” dengesi yaratır. Sağlıklı sınırlar, kaygılı bağlanmanın aşırı yapışıklığını ve kaçıngan bağlanmanın mesafesini dengelemeye yardımcı olur.

Daha Net İletişim Sağlar

Sınırlar, beklentileri açık hâle getirir. “Benim için önemli olan şey budur” dediğinizde, partneriniz sizi daha iyi anlar. Bu da çatışmaların daha kolay çözülmesine olanak tanır.

 Saygıyı ve Değeri Artırır

Kişisel sınırlar, hem kişinin kendine hem de partnerine duyduğu saygıyı gösterir. Partner, “hayır” diyebilen kişiye daha çok güvenir; çünkü onun neye evet, neye hayır dediğini bilir.

Çatışmaları Azaltır

Belirsizlik, ilişkide en çok tartışmaya yol açan faktördür. Sınırlar net olduğunda beklentiler daha gerçekçi olur, yanlış anlamalar azalır. Bu da kavga sıklığını düşürür.

Gottman Yaklaşımı ile Paralellik

Çift terapisi alanında en çok araştırılmış yöntem olan Gottman Çift Terapisi’ne göre, mutlu çiftler “biz” olmanın yanında “ben” olmayı da başarır. Yani bireyselliğin ve birlikteliğin dengesi, ilişkiyi en çok besleyen unsurdur.


Sınır Koymanın Yanlış Anlaşılması

Çoğu zaman sınır koyan kişiler, çevresinden “soğuk, ilgisiz, sevgisiz, mesafeli” gibi tepkiler alır. Oysa sağlıklı sınır, sevgisizliğin değil, saygının işaretidir. Yanlış anlaşılmaların kaynağı, sınır ile mesafe arasındaki farkın karıştırılmasıdır.

“Hayır” = Sevgisizlik Değildir

Birine “hayır” dediğinizde aslında “seni reddediyorum” demiyorsunuz; sadece “kendi kapasitemi, ihtiyacımı ve değerimi koruyorum” diyorsunuz.

Örnek:


“Kendi Alanıma İhtiyacım Var” = Kaçış Değildir

Kendi alanınıza sahip çıkmak, ilişkiyi bitirmek anlamına gelmez. Tam tersine, kişisel alanı olan birey daha güçlü bağ kurar.

Örnek:


Sınır = Ceza Değildir

Sınır koymak, partneri cezalandırmak ya da uzaklaştırmak için kullanılmaz. Eğer öyle yapılırsa duvar örmek olur. Sağlıklı sınır, iletişime kapı kapatmaz; iletişimi daha açık ve güvenli hâle getirir.

Örnek:


Günlük Senaryolar


✨ Özetle: Sınır koymak sevgiyi azaltmaz, sevgiyi daha görünür ve sürdürülebilir hâle getirir.


Sınır Koymak İlişkiyi Nasıl Güçlendirir?

Sınır koymak yalnızca bireyin kendini koruması için değil, ilişkinin daha sağlıklı bir zeminde devam etmesi için de önemlidir. Sağlıklı sınırları olan çiftler, uzun vadede daha doyumlu ve güvenli ilişkiler yaşar.

Daha Sağlıklı İletişim

Kendi ihtiyaçlarını açıkça ifade eden kişi, partnerini suçlamak yerine kendini anlatır. Bu da kavgaların azalmasına ve anlaşmazlıkların daha yapıcı bir şekilde çözülmesine yardımcı olur.

Örnek:


Daha Fazla Saygı ve Güven

Sınır koymak, “ben buradayım” demektir. Kendi sınırlarına sahip çıkan kişi, partnerinin de sınırlarına daha kolay saygı duyar. Bu karşılıklılık ilişkide güveni artırır.


Kişisel Alanın Korunması → Daha Güçlü Bağ

Kişisel alanını koruyabilen birey, partneriyle ilişkisinde daha özgür hisseder. Bu özgürlük, bağı zayıflatmaz; aksine daha derin bir yakınlık kurmayı kolaylaştırır.

Gottman Çift Terapisi’nde de sıkça vurgulanan nokta: “Mutlu çiftler, hem birlikte hem de ayrı kalabilmeyi başarabilen çiftlerdir.”


Çatışmaların Daha Az Yıkıcı Olması

Sınırlar, tartışmalarda kırıcı sözlerin ve yıkıcı davranışların önüne geçer. Partnerler, birbirini kaybetme korkusuyla değil, çözüm arayışıyla konuşur.


✨ Özetle: Sınırlar, sevgiyi sınırlamaz; sevgiyi daha sürdürülebilir hâle getirir.


İlişkilerde sınır koymak, çoğu kişinin düşündüğü gibi bencillik değil; aksine hem kendini hem de partneri koruyan sağlıklı bir davranıştır. Sınır, sevgiyi azaltmaz; tam tersine sevginin daha net, saygılı ve sürdürülebilir şekilde yaşanmasına zemin hazırlar.

Unutmayın: “Hayır” demek, sevgisizliğin değil; özsaygının bir ifadesidir.
Kendi ihtiyaçlarınıza kulak verdiğinizde, partnerinize de daha dürüst, daha açık ve daha şefkatli bir şekilde yaklaşabilirsiniz.

Sağlıklı sınırları olan bireyler, hem kendileriyle hem de ilişkileriyle daha barışık olur. Çünkü gerçek yakınlık, sınırların yok sayılmasıyla değil; sınırların kabul edilip saygı duyulmasıyla mümkündür.


Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar, psikodinamik yönelim ağırlıklı çalışmaktadır. Travmalarla çalışırken EMDR yöntemini, kişilik örüntüleriyle çalışırken Şema Terapiyi, ilişkilerde ise Gottman Çift Terapisi yaklaşımını kullanmaktadır. Özellikle narsisizm, bağlanma sorunları ve ilişkisel dinamikler üzerine yoğunlaşır. Yazılarında hem klinik deneyimlerinden hem de bilimsel araştırmalardan beslenerek psikolojik kavramları herkesin anlayabileceği bir dille aktarmayı amaçlar.


Exit mobile version