Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim

Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim

1. Online terapist ile ilk seans nasıl geçer?
İlk seans, sizin için bir tanışma ve değerlendirme görüşmesi niteliğindedir. Bu süreçte, yaşadığınız zorlukları, terapiye dair beklentilerinizi ve hedeflerinizi anlamaya çalışırım. Aynı zamanda, terapinin nasıl ilerleyeceği ve hangi yöntemlerin kullanılacağı hakkında sizi bilgilendiririm. Kendinizi rahat hissetmeniz benim için öncelikli olduğundan, bu görüşme tamamen sizin hızınıza ve ihtiyaçlarınıza göre şekillenir.


2. Online terapist ile ne kadar sık görüşmem gerekir?
Seans sıklığı tamamen sizin ihtiyaçlarınıza ve yaşam koşullarınıza bağlıdır. Genellikle haftada bir görüşme öneriyorum; bu düzen, terapi sürecinizde istikrar ve süreklilik sağlar. Ancak, ihtiyaçlarınıza göre iki haftada bir ya da daha seyrek aralıklarla görüşmek de mümkün. Önemli olan, sürecin sizin için hem etkili hem de sürdürülebilir olmasıdır.


3. Terapi ne kadar sürer?
Terapi süresi kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bazı kişiler için birkaç seans yeterli olabilirken, daha karmaşık veya derinlemesine çalışılması gereken konular için süreç daha uzun sürebilir. Her bir seans genellikle 50 dakika sürer ve ilerledikçe terapi süresini birlikte gözden geçirir, ihtiyaçlarınıza göre planlama yaparız.


4. Online terapi yüz yüze terapi kadar etkili mi?
Yapılan araştırmalar, online terapinin yüz yüze terapi kadar etkili olduğunu göstermektedir. Terapi süreci, terapistle kurulan güvenli ve samimi ilişkiye dayanır, bu nedenle online platformlar bu bağı etkilemez. Ayrıca, online terapi, zamandan tasarruf etmenizi ve kendi alanınızda rahat bir şekilde katılmanızı sağlayarak süreci kolaylaştırabilir.


5. Terapide gizlilik nasıl sağlanır?
Terapide gizliliğiniz benim için en önemli önceliklerden biridir. Seanslarda paylaştığınız tüm bilgiler etik kurallar ve yasal düzenlemeler çerçevesinde korunur. Yalnızca sizin izninizle veya yasal olarak zorunlu durumlarda bilgi paylaşımı yapılabilir. Bu konuda detaylı bilgilendirme, terapiye başlamadan önce sizinle paylaşılır.


6. Hangi terapi yöntemlerini kullanıyorsunuz?
Bireysel seanslarda psikodinamik terapi, şema terapisi, EMDR ve rüya analizi gibi yöntemlerden faydalanıyorum. Çift terapilerinde ise Gottman yöntemiyle çalışıyorum. Hangi yöntemin sizin için uygun olacağına, ihtiyaçlarınız ve hedeflerinize göre birlikte karar veririz.


7. Seans ücretleriyle ilgili bilgi alabilir miyim?
Seans ücretleri hakkında bilgi almak için benimle  0532 053 3992 WhatsApp üzerinden ya da yulepsikoloji@gmail.com e-posta yoluyla iletişime geçebilirsiniz.


8. Seans öncesinde hazırlık yapmam gerekiyor mu?
Seanslardan önce özel bir hazırlık yapmanız gerekmez. Ancak üzerinde konuşmak istediğiniz konuları düşünmek veya not almak, görüşmelerin daha verimli geçmesine yardımcı olur.


9. Gottman Çift Terapisi nedir?
Gottman Çift Terapisi, ilişkilerdeki duygusal bağları güçlendirmeye ve sağlıklı iletişim becerileri geliştirmeye odaklanan, bilimsel temellere dayalı bir terapi yöntemidir. Bu yöntem, çiftlerin ilişki dinamiklerini anlamalarını, sorun alanlarını tespit etmelerini ve birbirlerine daha anlayışlı bir şekilde yaklaşmalarını sağlar. Gottman yöntemi, araştırmalarla desteklenmiş etkili teknikler sunar ve çiftlerin hem kısa vadede hem de uzun vadede ilişkilerinde iyileşme sağlamayı hedefler.


10. Çift terapisine ne zaman gidilir?
Çift terapisine gitmek için ilişkinizin belirli bir krizde olması gerekmez. İletişim problemleri, güvensizlik, duygusal bağın zayıflaması, sık tartışmalar, aldatma sonrası ilişkiyi yeniden inşa etme ya da ilişkideki genel memnuniyetin azalması gibi durumlarda çift terapisi faydalı olabilir. Ayrıca, ilişkinizi daha sağlıklı ve güçlü bir şekilde sürdürmek için de çift terapisine başvurabilirsiniz.


11. Online terapist ile çift terapisi sırasında neler yapılır?
Çift terapisi sırasında öncelikle çiftlerin ilişki dinamikleri ve yaşadıkları zorluklar değerlendirilir. Her iki bireyin de görüşleri ve duyguları dikkate alınarak iletişim becerileri geliştirilir, sorun çözme stratejileri üzerinde çalışılır ve duygusal bağın güçlendirilmesi hedeflenir. Bu süreçte, ilişkiyi daha iyi bir noktaya taşımak için her iki tarafın da aktif olarak katılımı önemlidir.


12. EMDR terapisi nedir?
EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing), yani Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme terapisi, travmatik anılar ve olumsuz yaşantılar üzerinde çalışmayı hedefleyen bir terapi yöntemidir. Bu yöntem, geçmişte yaşanan olumsuz olayların bugün üzerinizde yarattığı etkileri hafifletir ve bu anıları daha sağlıklı bir şekilde işlemlemenizi sağlar. Travmalar, kaygılar, fobiler ve özgüven problemleri gibi birçok alanda etkili bir şekilde uygulanabilir.


13. Jungiyen rüya analizi nedir?

Jungiyen rüya analizi, rüyaları bilinçdışının dili olarak ele alır ve kişinin içsel dünyasını anlamasına yardımcı olmayı amaçlar. Carl Gustav Jung’un teorilerine dayanan bu yaklaşımda, rüyaların sembollerle konuştuğu ve bireyin kendini tanıması, potansiyelini keşfetmesi için bir rehber olduğu kabul edilir. Bu yöntem, özellikle bireysel farkındalığı artırmak, psikolojik büyüme sağlamak ve kişinin bilinçdışındaki mesajları anlamasına destek olmak için kullanılır.


14. Psikodinamik psikoterapi nedir?
Psikodinamik psikoterapi, bireyin geçmiş deneyimlerinin, bilinçdışı düşünce ve duygularının bugünkü yaşamını nasıl etkilediğini anlamayı hedefleyen bir terapi yaklaşımıdır. Bu terapi, kişinin kendini daha iyi anlamasını, tekrarlayan davranış kalıplarını fark etmesini ve duygusal çatışmalarını çözmesini sağlar. Terapi sürecinde, terapist ve danışan arasındaki ilişki de önemli bir araç olarak kullanılır.


15. Koçluk nedir?
Koçluk, bireylerin hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak için planlama, farkındalık yaratma ve motive edici bir destek sürecidir. Koçluk, geçmişten çok geleceğe odaklanır ve kişinin potansiyelini gerçekleştirmesi için stratejik çözümler üretmeyi amaçlar.


16. Koçluk ile terapi arasındaki fark nedir?
Koçluk ve terapi birbirinden farklı amaçlara ve yaklaşımlara sahiptir. Terapi, bireyin geçmiş deneyimlerini ve duygusal yaralarını ele alarak psikolojik iyileşmeyi hedeflerken, koçluk daha çok bireyin mevcut durumunu değerlendirip gelecekteki hedeflerine ulaşmasına odaklanır. Terapi, psikolojik sağlık sorunlarıyla ilgilenirken, koçluk bireylerin kişisel ve profesyonel gelişimlerini destekler.


17. İlişki koçluğu nedir?
İlişki koçluğu, bireylerin ilişkilerinde daha sağlıklı iletişim kurmalarını, çatışmaları çözmelerini ve duygusal bağlarını güçlendirmelerini destekleyen bir süreçtir. Bu koçluk türü, hem romantik ilişkilerde hem de aile veya arkadaşlık ilişkilerinde uygulanabilir.


18. Ebeveyn koçluğu nedir?
Ebeveyn koçluğu, anne-babaların çocuklarıyla daha sağlıklı bir ilişki kurmalarına, iletişim becerilerini geliştirmelerine ve çocuklarının duygusal ve sosyal gelişimini desteklemelerine yardımcı olmayı amaçlar. Bu süreçte ebeveynlerin yaşadığı zorluklar ele alınır ve pratik çözümler sunulur.


19. Kariyer koçluğu nedir?
Kariyer koçluğu, bireylerin profesyonel hedeflerini netleştirmelerine, iş yaşamlarında karşılaştıkları engelleri aşmalarına ve kariyerlerinde ilerlemelerine yardımcı olan bir süreçtir. Bu süreçte, bireyin güçlü yönleri keşfedilir ve kariyer planlaması yapılır.

Instagram

🥀 Erkek Narsisizm mi, Dişi Narsisizm mi? Aşa 🥀 Erkek Narsisizm mi, Dişi Narsisizm mi?

Aşağıdaki cümlelerden hangileri size daha tanıdık geliyor?

1. Başkalarının hayranlığına ihtiyaç duyarım ve bu benim değerimi kanıtlar.
2. Çoğu zaman empati kurmakta zorlanırım ve mesafeli dururum.
3. İlişkilerde kontrolün bende olmasını isterim.
4. Kendimi çoğu zaman kurban gibi hissederim.
5. Kabul görmek için uyum sağlarım, bazen de kendimden vazgeçerim.
6. Partnerimin başarılarını ve güçlü yanlarını kendi kimliğime katmaya çalışırım.

👉 Eğer daha çok 1-2-3 size uyuyorsa, erkek narsisizmine özgü yönler sizde daha baskın olabilir.

👉 Eğer daha çok 4-5-6 size uyuyorsa, dişi narsisizme özgü yönler sizde daha fazla olabilir.

(Bu test bir tanı aracı değildir; sadece farkındalık yaratmayı amaçlar.)

Barbel Wardetzki, Almanya’da narsisizm üzerine çalışan terapist ve yazar. Onun “Dişi ve Erkek Narsisizm” diye yaptığı ayrım, biyolojik cinsiyetten çok narsisizmin iki farklı dışavurum biçimini anlatıyor:

1. “Erkek narsisizm” (männlicher Narzissmus)

* Daha çok gösterişli, dışa dönük, üstünlük vurgulu bir tarzı ifade eder.
* Tipik özellikler: kibir, grandiyözlük, başarıya ve güce odaklanma, sürekli takdir arama.
* Dışarıdan güçlü, etkileyici, hatta “dokunulmaz” görünür.
* Yani bu daha çok toplumun “maskülen güç” imgeleriyle örtüşüyor.

2. “Dişi narsisizm” (weiblicher Narzissmus)

* Daha çok ilişki odaklı, bağımlı, onay arayışlı bir narsisizm biçimi.
* Tipik özellikler: sürekli sevilme, kabul görme, vazgeçilmez olma ihtiyacı; fedakârlık yaparak değer kazanma çabası.
* Dışarıdan uyumlu, alçakgönüllü biri gibi görünebilir ama altında derin bir değersizlik ve onaylanma açlığı vardır.
* Bu da toplumun “feminen uyum” beklentileriyle bağlantılıdır.

👉 Wardetzki’nin asıl vurgusu şu: Her iki biçim de özde aynı narsisistik yarayı (değersizlik ve reddedilme korkusu) saklar, sadece toplumda öğrenilen rollere göre farklı maskelerle dışa vurulur.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
❤️‍🩹 Duygu köprüsü, geçmişte yaşadığımız yoğun bir duygunun, bugün benzer bir durumla karşılaştığımızda yeniden tetiklenmesidir. 

İlişkinizdeki Duygu Köprüsünü Keşfetmek İçin Kendinize Aşağıdaki Soruları Sorabilirsiniz

Partnerimin bu davranışı bende hangi duyguyu tetikledi?

Bu duyguyu ilk kez hayatımda ne zaman hissetmiştim?

Geçmişte bu duyguyu hissettiğim olay kiminle yaşanmıştı?

Şu anki tepkim gerçekten bugünkü duruma mı ait?

Bu farkındalık, ilişkide nasıl daha sağlıklı bir tepki vermeme yardımcı olabilir?

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar 

#psikoloji
🍃 Travmatik bağlanmayı kişisel farkındalık 🍃 Travmatik bağlanmayı kişisel farkındalık açısından anlamak için üç parçaya ayıralım:

1. Döngüyü tanımak

Travmatik bağlanmada ilişkiler genelde şu döngüyü izler:
1. Yakınlık / balayı dönemi → Partner çok sevgi dolu, özel hissettiriyor.
2. Gerginlik → Eleştiri, uzaklaşma, küçümseme başlıyor.
3. İncitme → Kötü davranış, ihanet, şiddet, duygusal manipülasyon.
4. Telafi → Özür, sevgi gösterileri, “bir daha olmayacak” sözleri.
5. Döngü tekrar başlar.

Soru: Sizin deneyiminizde bu tür iniş-çıkışlar olmuş muydu? Varsa, genelde hangi aşamada ilişkiye daha çok tutunma hissi geliyordu?

2. Bağlılığı güçlendiren psikolojik mekanizmalar

* Dopamin ve adrenalin dalgalanmaları: Yoğun kötü-iyi geçişleri beynin ödül sistemini etkiler.
* Umut bağı: “Bir gün hep iyi olacak” beklentisi.
* Kendi değer algısının bağa bağlanması: “O beni severse değerliyim” inancı.
* Yalnızlık ve korku: İlişkinin bitmesinin yarattığı boşluk korkusu.

Mini farkındalık çalışması: 1 dakika boyunca gözlerinizi kapatıp şunu fark edin: “Onu düşününce midemde/kalbimde/hissiyatımda nasıl bir duygu ya da gerginlik oluyor?”

3. Döngüyü kırmaya yönelik ilk farkındalık adımları

* Gerçeklik listesi tut: Onun hem iyi hem kötü anlarını tarafsızca yazmak, zihnin sadece “iyi” anlara tutunmasını dengeler.
* İçsel ihtiyaçları keşfet: Bu bağ, hangi çocukluk ihtiyacını (güven, onay, sevgi) tetikliyor?
* Destek ağı: Güvendiğin kişilerle yaşadığın döngüyü konuşmak, yalnızlık hissini azaltır.
* Küçük kopuş pratikleri: Tamamen kopmak zor geliyorsa, önce mesajlaşma süresini, görüşme sıklığını kademeli azaltmak.

Umarım bu bilgiler yolunuzu aydınlatmaya yardımcı olur 🩵

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Hayatımız boyunca sıklıkla kendimize ya da başkalarına “Bu normal mi?” diye sorarız. Peki, aslında “normal” nedir? Kim belirler, neye göre değişir? “Normal”, çoğu zaman toplumun ortalama kabul ettiği davranış, düşünce ve duyguları ifade eden bir kavram olarak kullanılır. Ancak bu sınırların kesin ve değişmez olduğunu söylemek mümkün değildir.

Çünkü “normal”, kültüre, zamana, yaşanılan çevreye ve hatta kişinin yaşam dönemine göre farklılık gösterir. Bir toplumda kabul gören bir davranış, başka bir toplumda yadırganabilir. Hatta aynı toplumda bile yıllar geçtikçe normal kabul edilen şeyler değişebilir. Bir dönem tabu olarak görülen konular, bugün gündelik sohbetlerin parçası haline gelebilir.

Psikolojide ise “normal” ve “anormal” ayrımı, çoğu zaman işlevsellik üzerinden yapılır. Bir davranış ya da duygu, kişinin günlük yaşamını ve ilişkilerini olumsuz etkilemeye başladığında, bu durumun üzerinde durmak gerekebilir. Fakat burada da kesin bir çizgi çizmek zordur; çünkü her insanın başa çıkma yolları, duygu yoğunluğu ve yaşam deneyimleri birbirinden farklıdır.

✨✨✨✨

“Tut ki şu anda gece yarısı aniden güneş doğuveriyor. Gece yarısında! Zerre kadar şaşırtmaz mı bu seni?’
‘Hayır’ diye yanıtlıyorum, ‘bu, zerre kadar şaşırtmaz beni.’
Barcelonalı saatçi yüksek sesle: ‘Ben şaşırırdım yahu! Hatta o kadar ki, herhalde kafayı oynatırdım’ dedi.
İşte tam burada Salvador Dali sadece kendine özgü o görkemli hazır yanıtlarından birini yumurtluyor:
‘Bende ise tam tersi! Kafayı oynatanın güneş olduğunu düşünürdüm.’

Bir Dahinin Güncesi
Salvador Dalí
❤️‍🩹 İlişkide yalnızlık, partnerinizl ❤️‍🩹 İlişkide yalnızlık, partnerinizle fiziksel olarak yakın olsanız bile duygusal olarak kopuk hissetmekten kaynaklanır. Duygusal yakınlık ve günlük paylaşımlar azaldıkça çiftler zamanla birbirinden uzaklaşır ve bu genellikle fark edilmeden gelişen bir süreçtir.

❤️‍🩹 İlişkide yalnızlığın belirtileri arasında; partnerle sadece ev arkadaşı gibi hissetmek, duygusal yakınlaşma çabalarının karşılık bulmaması, iletişimin yüzeysel olması ve hislerin paylaşılamaması bulunur. 

Bu durum zamanla bir döngüye dönüşerek yalnızlık hissini artırabilir.

❤️‍🩹 Yalnızlık, çoğunlukla karşılanmayan duygusal ihtiyaçlar ve zayıflayan iletişimden kaynaklanır. 

Farklı sevgi dilleri, stres ve önceki olumsuz deneyimler de duygusal mesafeyi artırabilir. 

Bilimsel araştırmalar, ilişkide hissedilen yalnızlığın beynin fiziksel acı bölgelerini aktive ettiğini, yani duygusal yalnızlığın fizyolojik olarak da etkileyici olabileceğini göstermektedir.

Bu hissi aşmak için, kişinin kendi duygusal ihtiyaçlarını belirlemesi, iletişim becerilerini geliştirmesi ve partnerle kaliteli zaman geçirmeye özen göstermesi önerilir. 

Yalnızlık hissi açık ve suçlayıcı olmayan bir dille partnerle paylaşılabilir; böylece karşılıklı anlayış ve destek sağlanabilir 🩵

Son olarak, ilişkideki yalnızlık düzeyinizi değerlendirmek için; duygularınızı partnerinizle paylaşabiliyor musunuz, duygusal yakınlık çabalarınız karşılık buluyor mu ve samimi, derin sohbetler yapabiliyor musunuz gibi soruları kendinize sorabilirsiniz.

#psikoloji
🌷 Bağlanma stillerimiz, çocuklukta edindiğim 🌷 Bağlanma stillerimiz, çocuklukta edindiğimiz deneyimlerin yetişkinlikteki ilişkilerimize nasıl yansıdığını gösterir. 

Herkesin yakınlığa, güvene ve bağlılığa yaklaşımı farklıdır; kimimiz ilişkilerde kendimizi güvende hissederken, kimimiz mesafeye ya da onay arayışına ihtiyaç duyabiliriz. 

Bağlanma stilimizi anlamak, hem kendimizi hem de ilişkilerimizi daha sağlıklı bir gözle değerlendirmemizi sağlar ❤️

Postun sonunda yer alan mini test ise, bağlanma stiliniz hakkında farkındalık kazanmanız için hazırlandı 🩵

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Instagram'da takip et

Etiketler

Bağımlılık Bireysel psikoterapi depresyon Ebeveyn EMDR EMDR Terapisi Freud Gottman Çift Terapisi Jung Kişilik Bozuklukları narsist Online EMDR Online psikolog Psikanaliz Psikodinamik Psikoterapi Rüya travma Travma Bağı Travma Sonrası Stres Bozukluğu Travma Sonrası Tepkiler Çift Terapisi Çocukluk Travmaları çocukluk çağı travmaları İlişkiler

Son Eklenenler

  • Mikro Aldatma ve İlişkiler
  • Dişi ve Erkek Narsisizm: İlişkilerde İki Farklı Yüz
  • İlişkilerde Pygmalion Etkisi: Beklentilerimiz Bizi Nasıl Şekillendirir?
  • Kuşaklararası Travma Aktarımı
  • Toksik İlişkilerde Sınır Koymak Neden Zordur
  • İnsanlar Değişir mi? Romantik İlişkilerde Değişimin Rolü

Yasal Uyarı

Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. Yazılı izin alınmaksızın kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz