Kişilik bozuklukları çoğu zaman sadece “zor kişilik özellikleri” olarak görülse de, aslında geçmişte yaşanan travmaların derin izlerini taşır. EMDR terapisi, bu izlerle çalışmak için geliştirilen güçlü yöntemlerden biridir. Başlangıçta travma sonrası stres bozukluğunda kullanılan EMDR, son yıllarda kişilik bozukluklarında da dikkat çekici sonuçlar vermektedir. Peki bu yöntem nasıl işler, hangi zorluklarla karşılaşılır ve farklı kişilik bozukluklarında nasıl uyarlanır?
EMDR Terapisi Nedir?
EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) terapisi, travmaların etkilerini azaltmak için geliştirilmiş bir yöntemdir. Terapide danışan, rahatsız edici bir anıyı düşünürken göz hareketleri ya da çift yönlü uyarım (dokunma, ses) yapılır. Bu süreç, beynin anıyı yeniden işlemesine yardımcı olur. Başlangıçta travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) için geliştirilmiş olsa da son yıllarda kişilik bozukluklarında da etkili bir yöntem olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Travma ve Kişilik Bozuklukları Arasındaki Bağlantı
Kişilik bozuklukları sadece “zor kişilik özellikleri” değildir; çoğu zaman geçmişte yaşanan derin yaraların izlerini taşır. Özellikle çocuklukta yaşanan ihmal, istismar ya da güvensiz bağlanma deneyimleri, kişinin kendilik algısını ve başkalarıyla ilişkilerini şekillendirir. Bu nedenle EMDR, kişilik bozukluklarının altında yatan travmatik yaşantıları çalışmak için güçlü bir araç haline gelmiştir.
EMDR’nin Kişilik Bozukluklarındaki Yaklaşımı
Klasik psikiyatrik yaklaşımlar genellikle “belirtilere” odaklanır: kaygı varsa kaygı için, öfke varsa öfke için müdahale edilir. EMDR ise farklı bir bakış açısı sunar. Bu yönteme göre kişinin bugünkü sorunları çoğunlukla geçmişte yaşadığı ama tam olarak işlenememiş deneyimlerden kaynaklanır.
Bu yüzden EMDR’de üç alan ele alınır:
- Geçmiş: Çocukluk ya da ergenlik döneminde yaşanmış zorlayıcı anılar
- Şimdi: Bu anıların bugün tetiklediği durumlar
- Gelecek: Kişinin kendini daha sağlıklı bir şekilde hayal edebilmesi
Bu yaklaşım kişilik bozukluğu yaşayan bireyin sadece semptomlarını değil, sorunların kökenini de hedefler.
EMDR’de Zorluklar: Kişilik Bozukluklarına Özel Dinamikler
Kişilik bozukluklarıyla çalışan terapistler bilir: süreç çoğu zaman dalgalıdır. Seanslar yoğun duygularla geçebilir, danışan bazen savunmaya çekilebilir ya da geçmişle bağlantı kurmakta zorlanabilir.
Bunun birkaç nedeni vardır:
- Yoğun duygular: Özellikle borderline kişilik yapısında öfke, kaygı ya da çaresizlik aniden yükselebilir.
- Savunma mekanizmaları: Bazı danışanlar acı verici gerçeklerle yüzleşmek yerine idealize etme ya da kendini suçlama gibi stratejilere başvurur.
- “İşlevsiz olumlu duygular”: Bazen kişi, aslında sağlıklı görünmeyen ama koruyucu hissettiren anılara tutunur. Örneğin, sevgisiz bir ilişkide “en azından yalnız değilim” düşüncesi gibi.
Terapide bu noktaları fark etmek çok önemlidir. Çünkü bazen asıl travmaya ulaşmadan önce, kişinin kullandığı bu savunmaları işlemek gerekir.
Terapi Sürecinde Hedef Belirleme
EMDR’de en önemli adımlardan biri, hangi anı ya da deneyimle çalışılacağını belirlemektir. Kişilik bozukluğu olan bireylerde bu her zaman kolay değildir. Çünkü genellikle birçok acı verici deneyim bir arada bulunur ve aralarındaki bağlantılar karmaşıktır.
Terapistler genelde şu noktalara odaklanır:
- Yoğun rahatsızlık veren anılar: Sürekli akla gelen, kabuslara ya da ani tepkilere yol açan sahneler.
- Riskli davranışlarla ilişkili anılar: Örneğin kendine zarar verme eğilimini tetikleyen olaylar.
- Güncel tetikleyiciler: Bugün yaşanan ve kişinin dengesini bozan durumlar.
- Daha basit travmalar: Bazen karmaşık aile öyküsüne girmeden önce, örneğin bir kaza gibi daha sınırlı bir olayı işlemek, sürece güven kazandırır.
Bu adımda amaç, danışanın hem dayanabileceği hem de ilerleme sağlayabileceği bir başlangıç noktası bulmaktır.
Farklı Kişilik Bozuklukları İçin EMDR Uygulamaları
Her kişilik bozukluğu kendine özgü dinamikler taşır. Bu yüzden EMDR terapisi de kişiden kişiye uyarlanır.
Borderline Kişilik
Duygular çok yoğun yaşanır. Kimi zaman öfke, kimi zaman da büyük bir terk edilme korkusu gündeme gelir. EMDR burada, kişinin bu duyguları yönetmesine ve geçmişteki terk edilme ya da ihmal deneyimlerini işlemesine yardımcı olur.
Narsisistik Kişilik
Dışarıdan güçlü görünen ama içeride kırılgan bir benlik vardır. “Narsisistik yaralanma” denilen, kişinin kusurlu ya da yetersiz hissettiği anılar çalışılır. Böylece “sürekli en iyi olmalıyım” baskısının altında yatan acılar fark edilir.
Antisosyal Kişilik
Bu kişiler genellikle savunmalarını çok güçlü kullanır ve duygularına yaklaşmakta zorlanırlar. EMDR’de küçük adımlarla ilerlemek, önce savunmaları çalışmak ve kişinin güvenli bir şekilde duygulara temas etmesini sağlamak önemlidir.
EMDR’nin Sekiz Aşamalı Protokolü
EMDR terapisi belli bir sırayla ilerleyen sekiz aşamadan oluşur. Bu sayede süreç hem yapılandırılmış hem de güvenli olur.
- Geçmişi Anlama: Danışanın öyküsü dinlenir, hangi olayların bugününü etkilediği keşfedilir.
- Hazırlık: Terapist, kişiye sürecin nasıl işleyeceğini anlatır ve güvenli bir ilişki kurar.
- Hedef Seçimi: Rahatsız edici bir anı belirlenir. Bu anıya dair olumsuz düşünce, duygu ve beden duyumları not edilir.
- Duyarsızlaştırma: Danışan anıyı aklında tutarken göz hareketleri ya da çift yönlü uyarım yapılır. Beyin bu anıyı yeniden işler.
- Olumlu İnanç Pekiştirme: “Ben güçsüzüm” yerine “Kendimi koruyabilirim” gibi daha sağlıklı bir düşünceyle anı bağdaştırılır.
- Beden Taraması: Anı hatırlandığında bedende kalan rahatsızlıklar da işlenir.
- Kapanış: Seans güvenli bir şekilde sonlandırılır, kişi kendini toparlar.
- Yeniden Değerlendirme: Bir sonraki görüşmede önceki çalışmanın etkileri gözden geçirilir.
Kişilik bozukluklarında bu aşamalar bazen daha fazla sabır ve uyarlama gerektirir. Ama temel yapı hep aynıdır: geçmişin yükünü azaltmak ve bugünü daha sağlıklı yaşamak.
EMDR ile Terapide Karşılaşılan Yaygın Güçlükler
Kişilik bozukluğu olan bireylerle çalışırken EMDR her zaman düz bir çizgide ilerlemez. Terapide bazı zorluklarla karşılaşmak doğaldır:
- Güven kurmak: Travmatik geçmişi olan kişiler, terapiste güvenmekte zorlanabilir.
- Anıları hatırlamak: Bazı danışanların geçmişi parçalı ya da unutulmuş olabilir.
- Savunmalar: Kimi danışan, acı verici gerçekleri fark etmemek için öfkeye, inkâra ya da “ben güçlüyüm” söylemlerine sığınabilir.
- Yoğun duygular: Seans sırasında ortaya çıkan duygular bazen kişiyi zorlayabilir. Bu yüzden terapist süreci dikkatle yönetir.
Bu zorluklar terapinin bir parçasıdır. Önemli olan, kişinin kendi hızında ilerlemesine izin vermektir.
EMDR’nin Potansiyeli
EMDR, sadece travmalarla değil kişilik bozukluklarının altında yatan köklü yaralarla da çalışmayı mümkün kılar. Borderline, narsisistik veya antisosyal kişilik özelliklerinde farklı uyarlamalar gerekse de yöntem genel olarak umut verici sonuçlar vermektedir.
Kısacası, EMDR kişilik bozukluğu olan bireylere “geçmişin ağırlığını hafifletme” ve “bugünü daha sağlıklı yaşama” fırsatı sunar. Terapi yolculuğu bazen zorlayıcı olabilir, ama doğru yönlendirme ile kişinin yaşamında kalıcı değişiklikler yaratabilir.
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar, psikodinamik yönelim ağırlıklı çalışmaktadır. Travmalarla çalışırken EMDR yöntemini, kişilik örüntüleriyle çalışırken Şema Terapiyi, ilişkilerde ise Gottman Çift Terapisi yaklaşımını kullanmaktadır. Özellikle narsisizm, bağlanma sorunları ve ilişkisel dinamikler üzerine yoğunlaşır. Yazılarında hem klinik deneyimlerinden hem de bilimsel araştırmalardan beslenerek psikolojik kavramları herkesin anlayabileceği bir dille aktarmayı amaçlar.
Kaynakça