Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim

Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim
psikodinamik terapi nedir

Psikodinamik Terapi Nedir, Nasıl Çalışır ve Kaç Seans Sürer

18 Eylül 2021
Genel
0 comments

Psikodinamik terapi, bireylerin iç dünyalarında saklı kalmış duyguları, düşünceleri ve çatışmaları keşfederek ruhsal iyilik hallerini artırmayı amaçlayan bir terapi yöntemidir. Bu yaklaşım, bilinçaltında saklı olan ve insan davranışını etkileyen unsurları gün yüzüne çıkarmaya odaklanır. Böylece kişi, geçmiş deneyimlerinin bugününü nasıl şekillendirdiğinin farkına varır ve kendine dair daha derin bir içgörü kazanır.

Psikodinamik terapideki temel prensip şudur:

  • Bilinçdışı süreçleri fark etmek: Çoğu zaman tekrarlayıp durduğumuz olumsuz düşünce kalıplarının veya duygu patlamalarının kökeni, geçmişte yaşanan ancak çözümlenememiş duygusal deneyimlere dayanıyor olabilir.
  • Derinlemesine anlamaya odaklanmak: Terapist, danışanın anlattıklarını yalnızca yüzeysel anlamda değil, derin yapısında da inceleyerek duygu ve düşüncelerin temelindeki çatışmaları görmeye yardımcı olur.
  • İçgörü kazandırmak: Farkına varmadığımız duygusal kalıplar, onlarla yüzleştiğimizde anlam kazanmaya başlar. Bu sayede kişi, psikolojik esnekliğini artırarak daha sağlıklı seçimler yapabilir ve gelecekte benzer problemlerle karşılaştığında farklı yollarla başa çıkmayı öğrenir.

“Unexpressed emotions will never die. They are buried alive and will come forth later in uglier ways.”
— Sigmund Freud

Freud’un bu sözünde de ifade edildiği gibi, bastırılmış duygular bir şekilde ortaya çıkar. Psikodinamik terapi, o gömülü duyguların yüzeye çıkmasını ve daha sağlıklı şekilde işlenmesini sağlayarak kişinin yaşam kalitesini artırır.


Psikanaliz ile Psikodinamik Terapi Arasındaki Fark

Psikodinamik terapi ile psikanaliz arasındaki en büyük fark, yoğunluk ve süre açısından ortaya çıkar. Psikanaliz, sıklıkla haftada birkaç kez olmak üzere yıllarca sürebilen ve daha yoğun bir çaba gerektiren bir yaklaşımdır. Terapi sürecinin önemli bir kısmı, terapist-danışan ilişkisine odaklanarak bilinçdışı aktarımların derinlemesine incelenmesinden oluşur.

Psikodinamik terapi ise psikanalitik teoriyi temel alsa da daha kısa süreli ve daha hedef odaklıdır. Psikanaliz kadar sıklıkla veya yıllarca sürmesi gerekmez; kişinin ihtiyacına, terapideki hedeflerine ve kaynaklarına göre değişen esnek bir yapısı vardır. Ayrıca psikodinamik terapide, danışanın yaşamındaki diğer ilişkiler de ele alınır ve bu ilişkilerdeki kalıpların geçmişle bağlantısı araştırılır.


Neden Psikodinamik Yönelimli Bir Psikologla Çalışmalısınız?

  1. Derinlemesine İçgörü Kazanma: Psikodinamik terapi, sadece bugünkü sorunlarınıza odaklanmaz; bu sorunların altında yatan geçmiş deneyimleri, bilinçdışı korkuları ve çatışmaları da incelemenize olanak tanır. Bu sayede kendinizi ve geçmişinizi daha iyi tanır, tekrar eden problemlerin kökenine inersiniz.
  2. Kalıcı Değişim ve Gelişim: Birçok terapi yaklaşımı, semptomları hafifletmeye odaklanırken, psikodinamik terapi duyguların kaynağına inerek gerçek bir dönüşüm sağlamayı hedefler. Sonuç olarak kalıcı ve köklü bir değişim deneyimlersiniz.
  3. Geniş Uygulama Alanı: Kaygı, depresyon, öfke, ilişki sorunları, yeme bozuklukları, travma, fobiler, mutsuzluk gibi birçok konuda psikodinamik terapiden yararlanabilirsiniz. Yaşamınızın hangi alanında zorluk yaşıyor olursanız olun, geçmişle bugün arasındaki bağlantıları fark etmek size yardımcı olacaktır.
  4. Daha Sağlıklı İlişkiler Kurma: Özellikle ilişkilerinizde tekrarlayan çatışmalar veya ayrılık korkusu gibi sorunlar yaşıyorsanız, psikodinamik yaklaşım geçmiş ilişkilerin iziyle nasıl başa çıkacağınızı öğrenmenize yardımcı olur. Kendinizi ve çevrenizi daha sağlıklı bir şekilde gözlemleyebilir, böylece gelecekte daha tatmin edici bağlar kurabilirsiniz.

Terapi Ne Kadar Sürer? Kaç Seansa İhtiyacım Var?

Terapi süresi, tamamen danışanın ihtiyaçlarına ve yaşadığı sorunun kapsamına bağlıdır. Psikodinamik terapi, geçmiş deneyimler ve bilinçdışı süreçlere odaklandığından, daha uzun vadeli bir yaklaşım olma eğilimindedir. Bazı kişiler için birkaç ay sürebileceği gibi, daha derin ve kronikleşmiş sorunlarda bir yılı aşan düzenli seanslar da gerekebilir.

  • Seans Sıklığı: Genellikle psikodinamik terapide seanslar haftada 1 kez yapılır. Ancak bazı durumlarda, danışanın ihtiyacına göre iki haftada bir de planlanabilir.
  • Seans Süresi: Her seans ortalama 50 dakika sürer.
  • İlerleme: Seanslar ilerledikçe danışan, geçmiş deneyimleri ile mevcut duygu ve davranış kalıpları arasındaki bağlantıları keşfeder. Bu farkındalık, daha sağlıklı davranış biçimleri geliştirmeye temel oluşturur.

Karar vermek için en iyi yol, ilk görüşmede terapistinizle beklentilerinizi ve hedeflerinizi paylaşmanızdır. Terapist, sizinle beraber bir terapi planı oluşturur ve süreç boyunca bu planı gözden geçirerek gerekli düzenlemeleri yapar.

Online psikolojik danışmanlık randevusu almak için yulepsikoloji@gmail.com adresine mail atabilir ya da 0532 053 3992 whatsapp üzerinden mesaj atarak iletişime geçebilirsiniz.


Psikodinamik Terapi Size Nasıl Yardımcı Olabilir?

Psikodinamik terapi, yaşamınızdaki tekrar eden sorunların derin nedenlerini anlamanıza, gizli çatışmalarla yüzleşmenize ve duygularınızı sağlıklı bir şekilde işlemenize yardımcı olur. İçinde bulunduğunuz durumun karmaşıklığını çözmek ve kalıcı değişim sağlamak istiyorsanız, bu yaklaşım tam size göre olabilir.

Unutmayın ki her psikoterapi yöntemi herkes için uygun olmayabilir. Önemli olan, kendinize zaman tanımanız, ihtiyaçlarınızı dikkate almanız ve güvendiğiniz, eğitimli bir terapistle birlikte yola çıkmanızdır.

Eğer psikodinamik terapi hakkında hâlâ sorularınız varsa veya terapiye başlayıp başlamama konusunda tereddüt ediyorsanız, ücretsiz ön görüşme talep ederek kişisel durumunuz için en doğru yolu belirleyebilirsiniz. Zira amaç; geçmişi tamir etmek kadar, geleceği de özgür ve sağlıklı bir şekilde yaşayabilmenizi sağlamaktır.


psikodinamikpsikodinamik terapi

Yazı gezinmesi

Prev
Next

Instagram

🥀 Erkek Narsisizm mi, Dişi Narsisizm mi? Aşa 🥀 Erkek Narsisizm mi, Dişi Narsisizm mi?

Aşağıdaki cümlelerden hangileri size daha tanıdık geliyor?

1. Başkalarının hayranlığına ihtiyaç duyarım ve bu benim değerimi kanıtlar.
2. Çoğu zaman empati kurmakta zorlanırım ve mesafeli dururum.
3. İlişkilerde kontrolün bende olmasını isterim.
4. Kendimi çoğu zaman kurban gibi hissederim.
5. Kabul görmek için uyum sağlarım, bazen de kendimden vazgeçerim.
6. Partnerimin başarılarını ve güçlü yanlarını kendi kimliğime katmaya çalışırım.

👉 Eğer daha çok 1-2-3 size uyuyorsa, erkek narsisizmine özgü yönler sizde daha baskın olabilir.

👉 Eğer daha çok 4-5-6 size uyuyorsa, dişi narsisizme özgü yönler sizde daha fazla olabilir.

(Bu test bir tanı aracı değildir; sadece farkındalık yaratmayı amaçlar.)

Barbel Wardetzki, Almanya’da narsisizm üzerine çalışan terapist ve yazar. Onun “Dişi ve Erkek Narsisizm” diye yaptığı ayrım, biyolojik cinsiyetten çok narsisizmin iki farklı dışavurum biçimini anlatıyor:

1. “Erkek narsisizm” (männlicher Narzissmus)

* Daha çok gösterişli, dışa dönük, üstünlük vurgulu bir tarzı ifade eder.
* Tipik özellikler: kibir, grandiyözlük, başarıya ve güce odaklanma, sürekli takdir arama.
* Dışarıdan güçlü, etkileyici, hatta “dokunulmaz” görünür.
* Yani bu daha çok toplumun “maskülen güç” imgeleriyle örtüşüyor.

2. “Dişi narsisizm” (weiblicher Narzissmus)

* Daha çok ilişki odaklı, bağımlı, onay arayışlı bir narsisizm biçimi.
* Tipik özellikler: sürekli sevilme, kabul görme, vazgeçilmez olma ihtiyacı; fedakârlık yaparak değer kazanma çabası.
* Dışarıdan uyumlu, alçakgönüllü biri gibi görünebilir ama altında derin bir değersizlik ve onaylanma açlığı vardır.
* Bu da toplumun “feminen uyum” beklentileriyle bağlantılıdır.

👉 Wardetzki’nin asıl vurgusu şu: Her iki biçim de özde aynı narsisistik yarayı (değersizlik ve reddedilme korkusu) saklar, sadece toplumda öğrenilen rollere göre farklı maskelerle dışa vurulur.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
❤️‍🩹 Duygu köprüsü, geçmişte yaşadığımız yoğun bir duygunun, bugün benzer bir durumla karşılaştığımızda yeniden tetiklenmesidir. 

İlişkinizdeki Duygu Köprüsünü Keşfetmek İçin Kendinize Aşağıdaki Soruları Sorabilirsiniz

Partnerimin bu davranışı bende hangi duyguyu tetikledi?

Bu duyguyu ilk kez hayatımda ne zaman hissetmiştim?

Geçmişte bu duyguyu hissettiğim olay kiminle yaşanmıştı?

Şu anki tepkim gerçekten bugünkü duruma mı ait?

Bu farkındalık, ilişkide nasıl daha sağlıklı bir tepki vermeme yardımcı olabilir?

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar 

#psikoloji
🍃 Travmatik bağlanmayı kişisel farkındalık 🍃 Travmatik bağlanmayı kişisel farkındalık açısından anlamak için üç parçaya ayıralım:

1. Döngüyü tanımak

Travmatik bağlanmada ilişkiler genelde şu döngüyü izler:
1. Yakınlık / balayı dönemi → Partner çok sevgi dolu, özel hissettiriyor.
2. Gerginlik → Eleştiri, uzaklaşma, küçümseme başlıyor.
3. İncitme → Kötü davranış, ihanet, şiddet, duygusal manipülasyon.
4. Telafi → Özür, sevgi gösterileri, “bir daha olmayacak” sözleri.
5. Döngü tekrar başlar.

Soru: Sizin deneyiminizde bu tür iniş-çıkışlar olmuş muydu? Varsa, genelde hangi aşamada ilişkiye daha çok tutunma hissi geliyordu?

2. Bağlılığı güçlendiren psikolojik mekanizmalar

* Dopamin ve adrenalin dalgalanmaları: Yoğun kötü-iyi geçişleri beynin ödül sistemini etkiler.
* Umut bağı: “Bir gün hep iyi olacak” beklentisi.
* Kendi değer algısının bağa bağlanması: “O beni severse değerliyim” inancı.
* Yalnızlık ve korku: İlişkinin bitmesinin yarattığı boşluk korkusu.

Mini farkındalık çalışması: 1 dakika boyunca gözlerinizi kapatıp şunu fark edin: “Onu düşününce midemde/kalbimde/hissiyatımda nasıl bir duygu ya da gerginlik oluyor?”

3. Döngüyü kırmaya yönelik ilk farkındalık adımları

* Gerçeklik listesi tut: Onun hem iyi hem kötü anlarını tarafsızca yazmak, zihnin sadece “iyi” anlara tutunmasını dengeler.
* İçsel ihtiyaçları keşfet: Bu bağ, hangi çocukluk ihtiyacını (güven, onay, sevgi) tetikliyor?
* Destek ağı: Güvendiğin kişilerle yaşadığın döngüyü konuşmak, yalnızlık hissini azaltır.
* Küçük kopuş pratikleri: Tamamen kopmak zor geliyorsa, önce mesajlaşma süresini, görüşme sıklığını kademeli azaltmak.

Umarım bu bilgiler yolunuzu aydınlatmaya yardımcı olur 🩵

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Hayatımız boyunca sıklıkla kendimize ya da başkalarına “Bu normal mi?” diye sorarız. Peki, aslında “normal” nedir? Kim belirler, neye göre değişir? “Normal”, çoğu zaman toplumun ortalama kabul ettiği davranış, düşünce ve duyguları ifade eden bir kavram olarak kullanılır. Ancak bu sınırların kesin ve değişmez olduğunu söylemek mümkün değildir.

Çünkü “normal”, kültüre, zamana, yaşanılan çevreye ve hatta kişinin yaşam dönemine göre farklılık gösterir. Bir toplumda kabul gören bir davranış, başka bir toplumda yadırganabilir. Hatta aynı toplumda bile yıllar geçtikçe normal kabul edilen şeyler değişebilir. Bir dönem tabu olarak görülen konular, bugün gündelik sohbetlerin parçası haline gelebilir.

Psikolojide ise “normal” ve “anormal” ayrımı, çoğu zaman işlevsellik üzerinden yapılır. Bir davranış ya da duygu, kişinin günlük yaşamını ve ilişkilerini olumsuz etkilemeye başladığında, bu durumun üzerinde durmak gerekebilir. Fakat burada da kesin bir çizgi çizmek zordur; çünkü her insanın başa çıkma yolları, duygu yoğunluğu ve yaşam deneyimleri birbirinden farklıdır.

✨✨✨✨

“Tut ki şu anda gece yarısı aniden güneş doğuveriyor. Gece yarısında! Zerre kadar şaşırtmaz mı bu seni?’
‘Hayır’ diye yanıtlıyorum, ‘bu, zerre kadar şaşırtmaz beni.’
Barcelonalı saatçi yüksek sesle: ‘Ben şaşırırdım yahu! Hatta o kadar ki, herhalde kafayı oynatırdım’ dedi.
İşte tam burada Salvador Dali sadece kendine özgü o görkemli hazır yanıtlarından birini yumurtluyor:
‘Bende ise tam tersi! Kafayı oynatanın güneş olduğunu düşünürdüm.’

Bir Dahinin Güncesi
Salvador Dalí
❤️‍🩹 İlişkide yalnızlık, partnerinizl ❤️‍🩹 İlişkide yalnızlık, partnerinizle fiziksel olarak yakın olsanız bile duygusal olarak kopuk hissetmekten kaynaklanır. Duygusal yakınlık ve günlük paylaşımlar azaldıkça çiftler zamanla birbirinden uzaklaşır ve bu genellikle fark edilmeden gelişen bir süreçtir.

❤️‍🩹 İlişkide yalnızlığın belirtileri arasında; partnerle sadece ev arkadaşı gibi hissetmek, duygusal yakınlaşma çabalarının karşılık bulmaması, iletişimin yüzeysel olması ve hislerin paylaşılamaması bulunur. 

Bu durum zamanla bir döngüye dönüşerek yalnızlık hissini artırabilir.

❤️‍🩹 Yalnızlık, çoğunlukla karşılanmayan duygusal ihtiyaçlar ve zayıflayan iletişimden kaynaklanır. 

Farklı sevgi dilleri, stres ve önceki olumsuz deneyimler de duygusal mesafeyi artırabilir. 

Bilimsel araştırmalar, ilişkide hissedilen yalnızlığın beynin fiziksel acı bölgelerini aktive ettiğini, yani duygusal yalnızlığın fizyolojik olarak da etkileyici olabileceğini göstermektedir.

Bu hissi aşmak için, kişinin kendi duygusal ihtiyaçlarını belirlemesi, iletişim becerilerini geliştirmesi ve partnerle kaliteli zaman geçirmeye özen göstermesi önerilir. 

Yalnızlık hissi açık ve suçlayıcı olmayan bir dille partnerle paylaşılabilir; böylece karşılıklı anlayış ve destek sağlanabilir 🩵

Son olarak, ilişkideki yalnızlık düzeyinizi değerlendirmek için; duygularınızı partnerinizle paylaşabiliyor musunuz, duygusal yakınlık çabalarınız karşılık buluyor mu ve samimi, derin sohbetler yapabiliyor musunuz gibi soruları kendinize sorabilirsiniz.

#psikoloji
🌷 Bağlanma stillerimiz, çocuklukta edindiğim 🌷 Bağlanma stillerimiz, çocuklukta edindiğimiz deneyimlerin yetişkinlikteki ilişkilerimize nasıl yansıdığını gösterir. 

Herkesin yakınlığa, güvene ve bağlılığa yaklaşımı farklıdır; kimimiz ilişkilerde kendimizi güvende hissederken, kimimiz mesafeye ya da onay arayışına ihtiyaç duyabiliriz. 

Bağlanma stilimizi anlamak, hem kendimizi hem de ilişkilerimizi daha sağlıklı bir gözle değerlendirmemizi sağlar ❤️

Postun sonunda yer alan mini test ise, bağlanma stiliniz hakkında farkındalık kazanmanız için hazırlandı 🩵

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Instagram'da takip et

Etiketler

Bağımlılık Bireysel psikoterapi depresyon Ebeveyn EMDR EMDR Terapisi Freud Gottman Çift Terapisi Jung Kişilik Bozuklukları narsist Online EMDR Online psikolog Psikanaliz Psikodinamik Psikoterapi Rüya travma Travma Bağı Travma Sonrası Stres Bozukluğu Travma Sonrası Tepkiler Çift Terapisi Çocukluk Travmaları çocukluk çağı travmaları İlişkiler

Son Eklenenler

  • Mikro Aldatma ve İlişkiler
  • Dişi ve Erkek Narsisizm: İlişkilerde İki Farklı Yüz
  • İlişkilerde Pygmalion Etkisi: Beklentilerimiz Bizi Nasıl Şekillendirir?
  • Kuşaklararası Travma Aktarımı
  • Toksik İlişkilerde Sınır Koymak Neden Zordur
  • İnsanlar Değişir mi? Romantik İlişkilerde Değişimin Rolü

Yasal Uyarı

Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. Yazılı izin alınmaksızın kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz