Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim

Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim
featured_image

DEHB’li Biriyle İlişki Yaşamak

19 Ocak 2025 Yazar: Tuğçe Turanlar İlişkiler ve Çift Dinamikleri, İlişkiler ve Psikoloji 0 Yorum
[ez-toc]

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), hem çocukluk hem de yetişkinlik döneminde görülebilen nörogelişimsel bir bozukluktur. DEHB ilişkilerde çeşitli zorluklara yol açabilir; ancak anlayış ve destekle sağlıklı bir ilişki kurmak mümkündür. Bu makalede DEHB’nin ne olduğundan ilişki dinamiklerine kadar bilmeniz gereken her detayı bulabilirsiniz.


DEHB Nedir

DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu), dikkat sorunları, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik ile karakterize bir bozukluktur. Genellikle çocuklukta teşhis edilse de, yetişkinlikte de semptomlarını göstermeye devam eder. DEHB olan yetişkinlerin çoğu, zaman yönetimi, organizasyon ve odaklanma konularında zorluklar yaşar.

Ana Belirtiler

Hiperodaklanma: Belirli bir konuya ya da aktiviteye aşırı odaklanma, diğer alanları ihmal etme.

Dürtüsellik: Ani kararlar alma, sabırsızlık ya da düşünmeden harekete geçme.

Duygu Düzenleme Sorunları: Duyguları kontrol etmekte zorlanma; öfke, hayal kırıklığı ya da sabırsızlık.

Zaman Yönetimi Sorunları: Randevulara ya da görevlere yetişememe, kronik geç kalma.

Çalışma Belleği Problemleri: Bilgileri düzenleme ve hatırlama konularında yaşanan aksaklıklar.


DEHB’li Biriyle İlişkide Ortaya Çıkabilecek Zorluklar

İletişim Sorunları: Karşı tarafın sözünü kesme, konudan çabuk kopma veya dikkati toparlayamama gibi durumlar tartışmalara yol açabilir.

Planlama ve Sorumluluk: DEHB’li bireyler, ev işlerinden randevulara kadar pek çok konuda organizasyon problemi yaşayabilir. Bu durum, ilişkideki diğer kişi üzerinde ekstra yük oluşturabilir.

Stres ve Anksiyete: DEHB belirtileri, hem DEHB’li kişide hem de partnerde strese neden olabilir. Anksiyete bozukluğu veya depresyon gibi ek tanılar da tabloyu karmaşıklaştırabilir.

Duygusal Dalgalanmalar: DEHB’li kişiler duygusal olarak hızlı iniş-çıkışlar yaşayabilir. Bu durum ilişki dinamiğini zorlayabilir ve sürekli bir destek ihtiyacı ortaya çıkarabilir.


Destekleyici Stratejiler ve İpuçları

Bilgi Edinin

  • Araştırma Yapın: DEHB hakkında güvenilir kaynaklardan bilgi toplayın. Partnerinizin yaşadığı zorlukları anlamak, onunla empati kurmanızı kolaylaştıracaktır.
  • Uzmanlara Danışın: Psikiyatrist, psikolog veya aile terapisti gibi profesyonellerden yardım almak, hem bireysel hem de çift olarak yararlı olabilir.

Açık ve Net İletişim Kurun

  • Göz Teması: Konuşurken mümkün olduğunca göz teması kurmak, dikkati toplamasına yardımcı olur.
  • Kısa ve Net Cümleler: Çok uzun ve karışık cümleler yerine net ve doğrudan ifadeler kullanmak, anlaşılırlığı artırır.
  • Sabır Gösterin: Karşınızdaki kişinin bazen hızlı düşünmesi veya konudan kopması normaldir. Ona anlayışla yaklaşın.

Ortak Planlama Yapın

  • Takvim Kullanımı: Ortak bir dijital takvim ya da duvar takvimi kullanarak randevuları, görevleri ve önemli tarihleri takip edebilirsiniz.
  • Liste ve Notlar: Yazılı hatırlatıcılar veya telefon uygulamalarıyla partnerinizin dikkatini önemli konulara çekmek daha kolay olur.
  • Görev Dağılımı: Yapılacak işlerin herkesin becerisine ve zamanına uygun şekilde bölüşülmesi, adil bir düzen oluşturur.

Duygusal Destek ve Motivasyon

  • Olumlu Geri Bildirim Verin: DEHB’li bireyler eleştiriye hassas olabilir. Pozitif yönlerini sıkça vurgulamak, kendilerine güvenlerini artırır.
  • Küçük Başarıları Kutlayın: Küçük de olsa başarıları takdir etmek, motivasyonu yüksek tutar.
  • Empati Kurun: Onun yaşadığı zihinsel zorlukları anlamaya çalışın ve ihtiyaç duyduğunda dinleyici olun.

Sınırlar ve Öz Bakım

  • Kendi İhtiyaçlarınızı İhmal Etmeyin: Sürekli partnerinizi düşünmek yorucu olabilir. Kendi fiziksel ve duygusal sağlığınızı korumak için sınırlar belirleyin.
  • Ortak Çözümler Bulun: İlişkide yaşadığınız sorunları konuşarak ortak kararlar almaya özen gösterin.
  • Stres Yönetimi: Meditasyon, egzersiz veya hobi edinmek her iki taraf için de faydalı olacaktır.

Profesyonel Yardım

Online psikolojik danışmanlık randevusu almak için yulepsikoloji@gmail.com adresine mail atabilir ya da 0532 053 3992 üzerinden mesaj atarak iletişime geçebilirsiniz.


Sonuç

DEHB’li biriyle ilişki yaşamak, zaman zaman zorlu olsa da, karşılıklı anlayış ve doğru stratejilerle sağlıklı ve tatmin edici bir hâle getirilebilir. Bilgi sahibi olmak, profesyonel destek almak ve açık iletişim kurmak bu süreçte çok önemli adımlardır. Unutmayın ki her ilişkinin dinamikleri farklıdır; bu nedenle, sizin ve partnerinizin ihtiyaçlarına göre en iyi yöntemleri belirlemek için birlikte çaba göstermek anahtar rol oynar.

Uzman Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar


Kaynaklar / Referanslar

  1. CHADD (Children and Adults with Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder)
  2. National Institute of Mental Health (NIMH)
  3. Mayo Clinic
  4. American Psychological Association (APA)
Çift Terapisi DEHB Gottman Çift Terapisi Yetişkinlerde ADHD
Önceki
Sonraki

İlgili Makaleler

Aşk Bağımlılığı
Aşk Bağımlılığı
4 Şubat 2022

AŞK BAĞIMLILIĞI Aşk bağımlığı olan kişiler, duygusal çaresizliğin kaotik...

Devamı
Karakterolojik Şiddet: Derinlemesine Bir İnceleme
Karakterolojik Şiddet: Derinlemesine Bir İnceleme
21 Kasım 2024

Karakterolojik şiddet, ilişkilerde partnerlerden birinin diğerine karşı...

Devamı
Göç ve göçün psikolojik etkileri
Göç ve göçün psikolojik etkileri
7 Eylül 2021

Göç Göç, birçok nedenden ötürü insanların kendi yaşam yerlerinden kopup...

Devamı
İlişkilerde Sınır Koymak Bencillik mi?
İlişkilerde Sınır Koymak Bencillik mi?
11 Eylül 2025

“Bencillik mi yapıyorum?” sınır koymaya niyetlenen pek çok kişinin içinden geçen...

Devamı

Instagram

🩵 Günlük hayatın içinde çoğu zaman kendim 🩵 Günlük hayatın içinde çoğu zaman kendimizi duymadan, duygularımızı fark etmeden ilerleriz. Oysa küçük bir mola verip içimize döndüğümüzde değişimin ilk adımını atmış oluruz. Kendine Dönüş Rehberi, bu yolculukta sana eşlik etmesi için hazırlandı.

🦋 Yedi gün boyunca kısa okumalar, egzersizler ve sorularla kendine daha yakından bakmayı, duygularını tanımayı ve içindeki farklı sesleri keşfetmeyi deneyimleyeceksin. Bazen güçlü yanlarını hatırlayacak, bazen sınır koymayı çalışacak, bazen de içindeki küçük çocukla buluşacaksın. Her gün 10–15 dakikanı ayırman, kendinle kurduğun bağı güçlendirmek için yeterli.

✨Bu rehber terapi yerine geçmez. Ama farkındalığını artırmana, kendine daha şefkatli yaklaşmana ve geleceğe dair yeni niyetler koymana destek olabilir. 

🦋✨ Yolculuğun sonunda kendi notlarınla şekillenen kişisel bir defterin olacak: sana ait, sana yol gösteren bir pusula.

7 Gün 7 Adım: Kendine Dönüş Rehberi
	1.	Kendine Bakışın
	2.	Duyguların Haritası
	3.	İç Sesini Resmet
	4.	Güçlü Yanlarının Kolajı
	5.	“Hayır” Günlüğü
	6.	Küçük Çocuğa Mektup
	7.	Gelecek Benliğe Niyet

🔗 Kendine Dönüş Rehberi’ni profilimdeki linkten veya www.tugceturanlar.com’dan ücretsiz indirebilirsin.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar 

#psikoloji
Travmatik ya da yıkıcı aile ortamlarında çocu Travmatik ya da yıkıcı aile ortamlarında çocuk, dış koşulları değiştiremeyeceği için hayatta kalma stratejisi olarak çoğu zaman suçu kendine yükler. Bu durum, “kontrol yanılsaması” yaratarak çaresizlik duygusunu hafifletir. Ancak çocuklukta geliştirilen bu mekanizma, yetişkinlikte de ilişkilerde kendini gösterir: partneri yüceltmek, sürekli özür dilemek ya da terk edilme korkusu yaşamak gibi örüntüler bu geçmiş stratejinin izleridir.

Bu durum özellikle kaygılı bağlanma eğiliminde ve narsisistik ilişkilerde çok görülür ❤️‍🩹

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar 

#psikoloji
İlişkilerde sınır koymak çoğu zaman “benci İlişkilerde sınır koymak çoğu zaman “bencillik” olarak algılansa da, aslında hem kişinin hem de ilişkinin sağlığını koruyan bir adımdır. 

Sınır, duyguları, zamanı, enerjiyi ve değerleri koruyan görünmez bir çizgidir; sevgiyi azaltan bir duvar değil, ilişkiyi daha güvenli ve saygılı kılan bir çerçevedir. Sağlıklı sınırlar duygusal, fiziksel, dijital ya da değer temelli olabilir ve iletişime kapıyı kapatmaz; tam tersine beklentileri netleştirerek çatışmaları azaltır, iletişimi güçlendirir ve güvenli bağlanmayı destekler.

Bencillik algısının kökeninde genellikle kaygılı bağlanma örüntüleri, “fedakârlık = sevgi” gibi kültürel kalıplar ve çocuklukta “hayır” demeyle ilişkilenen suçluluk duyguları vardır. Oysa sınır koyabilen kişi, partnerine de alan tanır; bu da saygıyı ve güveni artırır. 

Gottman Çift Terapisi’nde de vurgulandığı gibi, mutlu çiftler hem “biz” olmayı hem de “ben” kalabilmeyi başarır ❤️

Kısacası, sınır koymak sevgisizliğin değil özsaygının göstergesidir; gerçek yakınlık ise sınırların yok sayılmasıyla değil, kabul edilip saygı duyulmasıyla mümkündür.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Günümüzde ayrılıklar artık sadece yüz yüze Günümüzde ayrılıklar artık sadece yüz yüze yaşanan bir deneyim değil; sosyal medya da bu sürecin önemli bir parçası haline geldi 💔

Eski partnerin paylaşımlarını görmek, hikâyelerini takip etmek ya da ortak fotoğraflarla karşılaşmak, duygusal toparlanmayı zorlaştırabilir. 

Kaygılı bağlanan kişiler ayrılık sonrası sosyal medyada daha yoğun “takip” davranışı gösterirken; kaçınan bağlanan kişiler genellikle tüm dijital izleri silmeyi tercih eder. 

Modern ilişki dinamikleri arasında yer alan “ghosting” (aniden ortadan kaybolma) ve “breadcrumbing” (ufak mesajlarla umut verip ilişkiyi sürüncemede bırakma) gibi davranışlar ise bu süreci daha da karmaşık hale getirebilir.

🔗 Yazının tamamını www.tugceturanlar.com’da okuyabilirsiniz 🩵

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Görmezden Gelen Ebeveynin Çocuğu Olmak ❤️‍🩹Çocuklukta ebeveyn tarafından duygusal olarak görülmemek, yani duygusal ihmal, bireyin benlik algısı, duygularını düzenleme becerisi ve ilişkilerinde derin izler bırakır.

* Çocuklukta: Temel ihtiyaçlar karşılanır ama duygusal sıcaklık, aynalanma ve düzenleyici ilişki deneyimi eksik kalır. Çocuk, sessizlikle kabul edilmeyi öğrenir. Bu da içe kapanma, yalnızlık ve yetersizlik duygularına yol açar.

* Yetişkinlikte: Duygularını ifade etmekte zorlanma, ya bastırma ya da yoğun ve kontrolsüz dışavurum şeklinde görülür. İlişkilerde aşırı uyum sağlama veya duygusal mesafe koyma eğilimleri gelişebilir. Karar vermede güçlük, onay arayışı, kaygı ve depresyon gibi sorunlar sık görülür.

* Onay ihtiyacı: Görülmeyen çocuk, yetişkin olduğunda değeri onay üzerinden tanımlar. Bu ya pasif bir uyum (sessizlik, memnun etme) ya da aktif bir onay arayışı (mükemmeliyetçilik, sürekli doğru olma çabası) olarak ortaya çıkar.

* İyileşme: Duyguların fark edilmesi, adlandırılması, öz-şefkat, sınır koyma ve kendini ifade etme becerilerinin güçlendirilmesiyle mümkündür. Güvenli ve düzenleyici ilişkiler, özsaygıyı ve duygu düzenleme kapasitesini destekler.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Bağlanma stilleri, ayrılıkla başa çıkma biç Bağlanma stilleri, ayrılıkla başa çıkma biçimimizi önemli ölçüde şekillendirir. Bu farkındalık, yaşanan tepkilerin kişisel bir yetersizlik değil, geçmişten gelen bağlanma dinamiklerinin doğal bir yansıması olduğunu hatırlatır. Kendi bağlanma stilimizi tanımak, hem ayrılık sürecinde duygularımızı anlamlandırmamıza hem de gelecekte daha sağlıklı ilişkiler kurmamıza katkı sağlar.

Güvenli Bağlanma

* Yakınlıktan korkmaz, duygularını ifade eder.
* Ayrılıkta üzüntüyü kabul eder, sosyal destekle iyileşmeye yönelir.
* Daha hızlı toparlanır ve sağlıklı ilişkiler kurma olasılığı yüksektir.

Kaygılı Bağlanma
* Reddedilme korkusu taşır, partneri kaybetmemek için yoğun çaba gösterir.
* Ayrılık sonrası yoğun acı, çaresizlik ve takıntılı düşünceler yaşar.
* Eski partnerle teması sürdürme girişimleri sık görülür.

Kaçıngan Bağlanma
* Yakınlıktan rahatsız olur, duygusal bağı sınırlı tutar.
* Ayrılık sonrası soğukkanlı görünür, acıyı bastırmaya çalışır.
* Bastırılan duygular uzun vadede yalnızlık ya da öfke olarak geri döner.

Korkulu-Kaçıngan Bağlanma
* Hem yakınlık ister hem de reddedilmekten korkar.
* Ayrılıkta duyguları dalgalanır; özlem ve öfke arasında gidip gelir.
* Bu çelişkiler iyileşmeyi ve yeni ilişkileri zorlaştırır.

Ortak Noktalar 🌹
* Ayrılık bir kayıp deneyimidir ve yas süreciyle benzerlik gösterir.
* Benlik algısı sarsılabilir, kişi değerini sorgulayabilir.
* Zamanla çoğu birey ayrılığı kabullenir ve yeni başlangıçlar yapar.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Instagram'da takip et

Öne Çıkan Konular

  • Narsisizm
  • İstismar ve Manipülasyon
  • Bağlanma Stilleri
  • Psikodinamik Terapi
  • EMDR
  • Şema Terapi
  • Gottman Çift Terapisi

Son Eklenenler

  • Bağlanma Stilleri: Neden Zıt Kişiliklere Çekiliriz?
  • Maladaptive Daydreaming – Aşırı Hayal Kurmak Bir Hastalık mı?
  • Bipolar Bozukluk Nedir? Belirtileri, Türleri ve Tedavi Yöntemleri
  • Kişilik Bozukluklarında EMDR Terapisi
  • Travmatik Anılar ve EMDR Terapisi: TSSB Belirtilerinde İyileşme
  • İlişkilerde Değişim ve Güçlü Bağların Sırları

Yasal Uyarı

Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. Yazılı izin alınmaksızın kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz