Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim

Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim
featured_image

Travmatik Anılar ve EMDR Terapisi: TSSB Belirtilerinde İyileşme

1 Ekim 2025 Yazar: Tuğçe Turanlar EMDR 0 Yorum

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), kişinin yaşamında kalıcı izler bırakabilen bir ruhsal bozukluktur. Geçmişte yaşanan olayların etkisi, günümüzdeymiş gibi tekrar tekrar yaşanabilir. Bu durum, yoğun kaygı, korku, uyku bozuklukları ve günlük hayatta işlev kaybına yol açar.

Son yıllarda TSSB tedavisinde öne çıkan yöntemlerden biri EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) terapisidir. Bu yaklaşım, kişinin travmatik anıyı zihninde canlandırırken aynı anda dikkatini başka bir uyarana yönlendirmesi (örneğin göz hareketleriyle terapisti takip etmesi) üzerine kuruludur. Böylece beyin, travmaya bağlı yoğun duygusal yükü azaltarak anıyı daha sağlıklı bir şekilde işler.

EMDR’nin etkinliği birçok araştırmada doğrulanmıştır. Ancak yeni bir çalışma, tedavinin “nasıl işlediğini” anlamak için kritik bir ayrıntıyı incelemiştir: Seans sırasında travmatik anıların duygusal yoğunluğu azaldıkça, tedavi sonuçları da daha başarılı hale geliyor mu?


EMDR’de Duygusal Yoğunluk Nasıl Ölçülüyor?

2025 yılında Avrupa Psikotraumatoloji Dergisi’nde yayımlanan çalışmada, 125 TSSB hastası yoğun bir tedavi programına katıldı. Program sadece EMDR’den ibaret değildi; aynı zamanda maruz bırakma terapisi, psiko-eğitim ve fiziksel aktivite oturumlarını da içeriyordu. Amaç, çok yönlü bir iyileşme süreci sunmaktı.

Araştırmacılar özellikle EMDR seanslarında bir noktaya odaklandı: travmatik anıların duygusal yoğunluğu. Bu yoğunluğu ölçmek için “SUD” (Subjective Units of Disturbance) ölçeğini kullandılar. SUD, kişinin bir anıya dair hissettiği rahatsızlığı 0 ile 10 arasında derecelendirmesini isteyen basit ama güçlü bir araçtır.

Örneğin bir travmatik anıyı düşündüğünde rahatsızlık 9 ya da 10 gibi yüksekse, bu anının hâlâ çok yüklü olduğunu gösterir. Terapi ilerledikçe bu puanların düşmesi, beynin anıyı yeniden işleyip daha az rahatsız edici hale getirdiğinin göstergesidir.

Bu çalışmada her seansın başında ve sonunda SUD değerleri kaydedildi. Böylece, duygusal yoğunluktaki değişim ile tedavi sonuçları arasında bir bağlantı olup olmadığı net biçimde incelenebildi.


Duygusal Yoğunluktaki Azalma ile İyileşme Arasındaki İlişki

Araştırmanın sonuçları oldukça dikkat çekiciydi. Seansların başında travmatik anılar, katılımcılar tarafından ortalama 8 puanlık bir rahatsızlık düzeyiyle değerlendirildi (SUD skoru). EMDR oturumları ilerledikçe bu değer ortalama 2 puana kadar düştü. Yani katılımcılar, anıların üzerlerinde yarattığı yoğun duygusal yükün önemli ölçüde azaldığını ifade ettiler.

Bu azalma sadece rakamlarda kalmadı. Katılımcıların neredeyse yarısı, tedavi sonrasında artık TSSB tanısı alacak düzeyde belirti göstermiyordu. Hatta bazı hastalarda bütün hedeflenen travmatik anılar “sıfır rahatsızlık” seviyesine kadar işlenmişti.

En çarpıcı bulgu ise şu oldu: Duygusal yoğunluğu daha fazla azalan kişilerin TSSB belirtilerindeki düşüş çok daha güçlüydü. Başka bir deyişle, SUD skorundaki her ciddi azalma, tedavi başarısını öngörüyordu. Araştırmacılar, bu sonucun EMDR’nin işleyiş mantığını doğrudan desteklediğini vurguladı.


EMDR Terapi Sürecinde Bu Ne Anlama Geliyor?

Bu bulgular, EMDR’nin sadece travmatik anıları “zayıflatmakla” kalmadığını, aynı zamanda iyileşme sürecinde duygusal yoğunluğun değişiminin kritik bir rol oynadığını gösteriyor. Seanslarda anılara yüklenen rahatsızlık düzeyinin azalması, tedavi başarısının güçlü bir göstergesi olarak öne çıkıyor.

Terapistler için bu şu anlama geliyor: SUD skorlarını takip etmek, tedavi sürecini anlamada önemli bir pusula olabilir. Eğer rahatsızlık düzeyi beklenen şekilde düşmüyorsa, kullanılan teknikler gözden geçirilebilir ve süreç daha etkin hale getirilebilir.

Danışanlar açısından ise bu sonuç umut verici bir mesaj taşıyor. Çünkü terapi sırasında hissedilen küçük “hafifleme” anları, aslında beynin travmatik anıyı yeniden işlediğinin işareti olabilir. Bir anı hâlâ mevcut olsa da, artık daha uzak, daha yönetilebilir ve daha az acı verici hale gelir.

Kısacası, duygusal yoğunluktaki her azalma, iyileşme yolculuğunda önemli bir adımı temsil ediyor.


Travmatik Anılarla Başa Çıkmada EMDR’nin Rolü

Travmaların izleri kolayca silinmese de bilimsel araştırmalar bu yükün hafifletilebileceğini gösteriyor. EMDR terapisi, kişinin travmatik anılarıyla yüzleşmesini sağlarken aynı zamanda bu anılara yüklenen yoğun duygusal tepkileri azaltıyor. Araştırmalar, bu azalmaların tesadüfi olmadığını; aksine tedavi başarısının en önemli göstergelerinden biri olduğunu ortaya koyuyor.

Bu da şu anlama geliyor: Travmalar tamamen yok olmasa bile, onların üzerimizdeki etkileri değişebiliyor. Bir anı, eskisi kadar sarsıcı ve acı verici olmaktan çıkıp daha uzak, daha nötr ve yönetilebilir bir hale gelebiliyor.

Sonuç olarak EMDR, travmalarla başa çıkmada etkili bir yöntem olmasının ötesinde, duygusal yoğunluktaki değişimi takip ederek hem terapistlere hem de danışanlara iyileşmenin seyrini anlamada güçlü ipuçları sunuyor.


Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar, psikodinamik yönelim ağırlıklı çalışmaktadır. Travmalarla çalışırken EMDR yöntemini, kişilik örüntüleriyle çalışırken Şema Terapiyi, ilişkilerde ise Gottman Çift Terapisi yaklaşımını kullanmaktadır. Özellikle narsisizm, bağlanma sorunları ve ilişkisel dinamikler üzerine yoğunlaşır. Yazılarında hem klinik deneyimlerinden hem de bilimsel araştırmalardan beslenerek psikolojik kavramları herkesin anlayabileceği bir dille aktarmayı amaçlar.


Kaynakça

The relationship between changes in emotional intensity and treatment outcome in PTSD patients in EMDR therapy.

EMDR terapisti İstanbul Psikolog Online EMDR Terapisi Travma Sonrası Tepkiler
Önceki

İlgili Makaleler

Online EMDR Terapisi
Online EMDR Terapisi
25 Mart 2024

Online EMDR terapisi, geleneksel yüz yüze terapi seanslarının bir alternatifi...

Devamı
Esaret Fobisi
Esaret Fobisi
8 Haziran 2024

Esaret fobisi, kişinin özgürlüğünün kısıtlanacağı veya kontrol altına alınacağı...

Devamı
EMDR Terapisi Nedir
EMDR Terapisi Nedir
28 Aralık 2022

"EMDR Terapisi, danışanın rahatsızlık veren geçmiş yaşantısının, bugüne etki...

Devamı
Travmatik Anılar ve EMDR Terapisi: TSSB Belirtilerinde İyileşme
Travmatik Anılar ve EMDR Terapisi: TSSB Belirtilerinde İyileşme
1 Ekim 2025

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), kişinin yaşamında kalıcı izler bırakabilen...

Devamı

Instagram

🩵 Günlük hayatın içinde çoğu zaman kendim 🩵 Günlük hayatın içinde çoğu zaman kendimizi duymadan, duygularımızı fark etmeden ilerleriz. Oysa küçük bir mola verip içimize döndüğümüzde değişimin ilk adımını atmış oluruz. Kendine Dönüş Rehberi, bu yolculukta sana eşlik etmesi için hazırlandı.

🦋 Yedi gün boyunca kısa okumalar, egzersizler ve sorularla kendine daha yakından bakmayı, duygularını tanımayı ve içindeki farklı sesleri keşfetmeyi deneyimleyeceksin. Bazen güçlü yanlarını hatırlayacak, bazen sınır koymayı çalışacak, bazen de içindeki küçük çocukla buluşacaksın. Her gün 10–15 dakikanı ayırman, kendinle kurduğun bağı güçlendirmek için yeterli.

✨Bu rehber terapi yerine geçmez. Ama farkındalığını artırmana, kendine daha şefkatli yaklaşmana ve geleceğe dair yeni niyetler koymana destek olabilir. 

🦋✨ Yolculuğun sonunda kendi notlarınla şekillenen kişisel bir defterin olacak: sana ait, sana yol gösteren bir pusula.

7 Gün 7 Adım: Kendine Dönüş Rehberi
	1.	Kendine Bakışın
	2.	Duyguların Haritası
	3.	İç Sesini Resmet
	4.	Güçlü Yanlarının Kolajı
	5.	“Hayır” Günlüğü
	6.	Küçük Çocuğa Mektup
	7.	Gelecek Benliğe Niyet

🔗 Kendine Dönüş Rehberi’ni profilimdeki linkten veya www.tugceturanlar.com’dan ücretsiz indirebilirsin.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar 

#psikoloji
Travmatik ya da yıkıcı aile ortamlarında çocu Travmatik ya da yıkıcı aile ortamlarında çocuk, dış koşulları değiştiremeyeceği için hayatta kalma stratejisi olarak çoğu zaman suçu kendine yükler. Bu durum, “kontrol yanılsaması” yaratarak çaresizlik duygusunu hafifletir. Ancak çocuklukta geliştirilen bu mekanizma, yetişkinlikte de ilişkilerde kendini gösterir: partneri yüceltmek, sürekli özür dilemek ya da terk edilme korkusu yaşamak gibi örüntüler bu geçmiş stratejinin izleridir.

Bu durum özellikle kaygılı bağlanma eğiliminde ve narsisistik ilişkilerde çok görülür ❤️‍🩹

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar 

#psikoloji
İlişkilerde sınır koymak çoğu zaman “benci İlişkilerde sınır koymak çoğu zaman “bencillik” olarak algılansa da, aslında hem kişinin hem de ilişkinin sağlığını koruyan bir adımdır. 

Sınır, duyguları, zamanı, enerjiyi ve değerleri koruyan görünmez bir çizgidir; sevgiyi azaltan bir duvar değil, ilişkiyi daha güvenli ve saygılı kılan bir çerçevedir. Sağlıklı sınırlar duygusal, fiziksel, dijital ya da değer temelli olabilir ve iletişime kapıyı kapatmaz; tam tersine beklentileri netleştirerek çatışmaları azaltır, iletişimi güçlendirir ve güvenli bağlanmayı destekler.

Bencillik algısının kökeninde genellikle kaygılı bağlanma örüntüleri, “fedakârlık = sevgi” gibi kültürel kalıplar ve çocuklukta “hayır” demeyle ilişkilenen suçluluk duyguları vardır. Oysa sınır koyabilen kişi, partnerine de alan tanır; bu da saygıyı ve güveni artırır. 

Gottman Çift Terapisi’nde de vurgulandığı gibi, mutlu çiftler hem “biz” olmayı hem de “ben” kalabilmeyi başarır ❤️

Kısacası, sınır koymak sevgisizliğin değil özsaygının göstergesidir; gerçek yakınlık ise sınırların yok sayılmasıyla değil, kabul edilip saygı duyulmasıyla mümkündür.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Günümüzde ayrılıklar artık sadece yüz yüze Günümüzde ayrılıklar artık sadece yüz yüze yaşanan bir deneyim değil; sosyal medya da bu sürecin önemli bir parçası haline geldi 💔

Eski partnerin paylaşımlarını görmek, hikâyelerini takip etmek ya da ortak fotoğraflarla karşılaşmak, duygusal toparlanmayı zorlaştırabilir. 

Kaygılı bağlanan kişiler ayrılık sonrası sosyal medyada daha yoğun “takip” davranışı gösterirken; kaçınan bağlanan kişiler genellikle tüm dijital izleri silmeyi tercih eder. 

Modern ilişki dinamikleri arasında yer alan “ghosting” (aniden ortadan kaybolma) ve “breadcrumbing” (ufak mesajlarla umut verip ilişkiyi sürüncemede bırakma) gibi davranışlar ise bu süreci daha da karmaşık hale getirebilir.

🔗 Yazının tamamını www.tugceturanlar.com’da okuyabilirsiniz 🩵

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Görmezden Gelen Ebeveynin Çocuğu Olmak ❤️‍🩹Çocuklukta ebeveyn tarafından duygusal olarak görülmemek, yani duygusal ihmal, bireyin benlik algısı, duygularını düzenleme becerisi ve ilişkilerinde derin izler bırakır.

* Çocuklukta: Temel ihtiyaçlar karşılanır ama duygusal sıcaklık, aynalanma ve düzenleyici ilişki deneyimi eksik kalır. Çocuk, sessizlikle kabul edilmeyi öğrenir. Bu da içe kapanma, yalnızlık ve yetersizlik duygularına yol açar.

* Yetişkinlikte: Duygularını ifade etmekte zorlanma, ya bastırma ya da yoğun ve kontrolsüz dışavurum şeklinde görülür. İlişkilerde aşırı uyum sağlama veya duygusal mesafe koyma eğilimleri gelişebilir. Karar vermede güçlük, onay arayışı, kaygı ve depresyon gibi sorunlar sık görülür.

* Onay ihtiyacı: Görülmeyen çocuk, yetişkin olduğunda değeri onay üzerinden tanımlar. Bu ya pasif bir uyum (sessizlik, memnun etme) ya da aktif bir onay arayışı (mükemmeliyetçilik, sürekli doğru olma çabası) olarak ortaya çıkar.

* İyileşme: Duyguların fark edilmesi, adlandırılması, öz-şefkat, sınır koyma ve kendini ifade etme becerilerinin güçlendirilmesiyle mümkündür. Güvenli ve düzenleyici ilişkiler, özsaygıyı ve duygu düzenleme kapasitesini destekler.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Bağlanma stilleri, ayrılıkla başa çıkma biç Bağlanma stilleri, ayrılıkla başa çıkma biçimimizi önemli ölçüde şekillendirir. Bu farkındalık, yaşanan tepkilerin kişisel bir yetersizlik değil, geçmişten gelen bağlanma dinamiklerinin doğal bir yansıması olduğunu hatırlatır. Kendi bağlanma stilimizi tanımak, hem ayrılık sürecinde duygularımızı anlamlandırmamıza hem de gelecekte daha sağlıklı ilişkiler kurmamıza katkı sağlar.

Güvenli Bağlanma

* Yakınlıktan korkmaz, duygularını ifade eder.
* Ayrılıkta üzüntüyü kabul eder, sosyal destekle iyileşmeye yönelir.
* Daha hızlı toparlanır ve sağlıklı ilişkiler kurma olasılığı yüksektir.

Kaygılı Bağlanma
* Reddedilme korkusu taşır, partneri kaybetmemek için yoğun çaba gösterir.
* Ayrılık sonrası yoğun acı, çaresizlik ve takıntılı düşünceler yaşar.
* Eski partnerle teması sürdürme girişimleri sık görülür.

Kaçıngan Bağlanma
* Yakınlıktan rahatsız olur, duygusal bağı sınırlı tutar.
* Ayrılık sonrası soğukkanlı görünür, acıyı bastırmaya çalışır.
* Bastırılan duygular uzun vadede yalnızlık ya da öfke olarak geri döner.

Korkulu-Kaçıngan Bağlanma
* Hem yakınlık ister hem de reddedilmekten korkar.
* Ayrılıkta duyguları dalgalanır; özlem ve öfke arasında gidip gelir.
* Bu çelişkiler iyileşmeyi ve yeni ilişkileri zorlaştırır.

Ortak Noktalar 🌹
* Ayrılık bir kayıp deneyimidir ve yas süreciyle benzerlik gösterir.
* Benlik algısı sarsılabilir, kişi değerini sorgulayabilir.
* Zamanla çoğu birey ayrılığı kabullenir ve yeni başlangıçlar yapar.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Instagram'da takip et

Öne Çıkan Konular

  • Narsisizm
  • İstismar ve Manipülasyon
  • Bağlanma Stilleri
  • Psikodinamik Terapi
  • EMDR
  • Şema Terapi
  • Gottman Çift Terapisi

Son Eklenenler

  • Travmatik Anılar ve EMDR Terapisi: TSSB Belirtilerinde İyileşme
  • İlişkilerde Değişim ve Güçlü Bağların Sırları
  • Kendine Dönüş Neden Önemli?
  • Hangi Terapi Yöntemi Bana Uygun?
  • İlişkilerde Sınır Koymak Bencillik mi?
  • Ayrılık ve Bağlanma Stilleri: Hangi Tepkiler Sizi Bekliyor?

Yasal Uyarı

Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. Yazılı izin alınmaksızın kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz