Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim

Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim
featured_image

İnsanlar Değişir mi? Romantik İlişkilerde Değişimin Rolü

11 Şubat 2025 Yazar: Tuğçe Turanlar İlişkiler, Kişisel Gelişim 0 Yorum

İnsanların gerçekten değişip değişemeyeceği, psikoloji alanında uzun süredir tartışılan bir konudur. Kimi zaman “Huylu huyundan vazgeçmez” gibi atasözleriyle büyür, insanların köklü özelliklerinin sabit kaldığına inanırız. Öte yandan, yaşam deneyimlerimiz bize farklı bir gerçeği gösterir: İnsanlar yeni bilgilere, yeni ilişkilere, travmalara ve önemli hayat dönüm noktalarına göre şekillenebilir. Peki, değişim mümkün müdür, yoksa kişilik ve davranışlarımız belli bir noktadan sonra “taş” gibi katılaşır mı?

Kişiliğin Temelleri ve Çevresel Etkiler

Öncelikle değişimin kapsamını netleştirmek önemlidir. Her insanın doğuştan getirdiği bazı genetik eğilimleri ve kişilik özellikleri vardır. Bu özellikler tamamen ortadan kalkmasa bile, belirli koşullar altında esneyebilir. Kişiliğin temelinde yer alan bazı boyutlar (örneğin dışa dönüklük, nevrotiklik) zamanla farklı oranlarda değişiklik gösterebilir. Bunun yanında çevresel faktörler de kişinin davranışlarında ve düşünce yapısında önemli bir etkiye sahiptir. Aile, arkadaşlar, eğitim, kültürel değerler ve hatta toplumsal olaylar, kim olduğumuzu ve kim olabileceğimizi şekillendirir.

Kişisel Farkındalık ve Gelişim Süreçleri

Değişimin yaşanabileceği önemli bir alan da kişisel farkındalık ve gelişim süreçleridir. Bireyin kendini tanıma isteği, psikolojik destek arayışı, terapiye başlama, meditasyon veya kişisel gelişim programlarına katılma gibi adımlar, değişimi güçlendirebilir. Bu süreçlerde, kişinin yaşamındaki “olumsuz” diye tanımladığı düşünce kalıplarını veya alışkanlıklarını fark ederek, onları daha işlevsel ve sağlıklı seçeneklerle değiştirmesi mümkündür.

Alışkanlıkların Gücü ve Motivasyon

Değişimin önünde duran en büyük engellerden biri alışkanlıklardır. Yıllar boyu tekrar edilen davranış kalıpları, beynin otomatik pilota bağladığı ve enerjiden tasarruf etmek adına sürdürdüğü tutumlar hâline gelir. Ancak yeni alışkanlıklar edinmek, yeterli motivasyon, kararlılık ve dış destekle mümkündür. Bu süreçte, kişinin kendine olan inancı da belirleyici rol oynar. Eğer kişi değişebileceğine inanır ve kendine karşı sabırlı olup küçük adımlar atmaya devam ederse, davranışlarında ve düşünce yapısında olumlu yönde bir evrim gerçekleşebilir.


Romantik İlişkilerde Değişim

İnsanların değişim potansiyeli, romantik ilişkilerde de belirgin bir şekilde kendini gösterir. İlişkiler, bireylerin kişilik özelliklerini ve davranış kalıplarını en yoğun etkileşim içinde deneyimledikleri ortamlardan biridir. Bir çift, birlikte vakit geçirdikçe birbirlerinin güçlü ve zayıf yönlerini daha iyi tanıma fırsatı bulur. Bu süreçte, partnerin ihtiyaçları, beklentileri ve değerleriyle karşılaşmak, değişim konusunda önemli bir motivasyon kaynağı olabilir. Örneğin, partnerinin duygusal ihtiyaçlarına karşı daha duyarlı olmayı öğrenmek veya sağlıklı bir iletişim tarzı geliştirmek, kişinin ilişkideki mutluluğu ve tatmini artırmak için değişebileceğine dair somut örneklerdir.

Bununla birlikte, romantik ilişkilerde değişim karmaşık bir süreçtir. Partnerinizin sizin değişmeniz yönündeki beklentileri bazen baskı oluşturabilir ve bu baskı, ilişkide çatışma veya kırgınlıklara yol açabilir. Öte yandan, sevgi, güven ve empati dolu bir ortamda kişi, kendi dönüşüm yolculuğunu daha rahat sürdürebilir. Bu noktada, her iki tarafın da açık iletişim, karşılıklı anlayış ve destek sunması kritik öneme sahiptir. Aksi takdirde, değişim beklentileri gerilime dönüşerek ilişkiye zarar verebilir.

Ortak Hedefler ve Ortak Çaba

Romantik ilişkilerde değişimi sürdürebilmek için, çiftlerin ortak hedefler belirlemesi ve bu hedeflere ulaşmak için birlikte çaba göstermesi önemlidir. Örneğin, çift terapisi veya birlikte katılınan kişisel gelişim atölyeleri, hem ilişki dinamiklerini anlamada hem de birbirini daha iyi tanımada etkili olabilir. Bu tür ortak deneyimler, çiftlerin kişisel farkındalıklarını artırırken, ilişki içerisinde birbirlerine nasıl daha iyi destek olabileceklerini de öğrenmelerini sağlar.


Sonuç olarak, insanlar değişebilir. Ancak bu değişim, bir gecede veya sihirli bir değnekle gerçekleşmez. Yaşam boyu süren öğrenme, deneyim ve kişisel çaba, değişimin anahtarlarıdır. Genetik yatkınlıklarımız ve kişilik özelliklerimizle yola çıkıyor olabiliriz; fakat hangi yöne doğru ilerleyeceğimize, edindiğimiz deneyimler ve gösterdiğimiz çaba şekil verir.

Özellikle romantik ilişkiler, bireysel değişim için önemli bir motivasyon kaynağı ve aynı zamanda bir deneyim alanı sunar. Burada, sevgi, anlayış ve destekle beslenen bir ilişki ortamı, değişimi kolaylaştırırken, baskı ve çatışma dolu bir ilişki ortamı tam tersine süreci zorlaştırabilir. Dolayısıyla “İnsanlar değişir mi?” sorusuna verilecek cevap, hem genel yaşamda hem de romantik ilişkilerde büyük ölçüde “Evet, yeterince istek ve çabayla…” olacaktır.

İnsanlar Değişir mi?

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar


Referanslar

Gündoğdu, Y. B. (2016). Psikanalitik kişilik kuramlarına göre gelişim ve değişimin imkanı.

Üngüren, E. (2015). Beynin nöroanatomik ve nörokimsayal yapısının kişilik ve davranış üzerindeki etkisi. Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi, 7(1).

İnsanların Değişmesi Mümkün mü?

Bireysel psikoterapi Çift Terapisi İlişkiler
Önceki
Sonraki

İlgili Makaleler

Uzun Süreli Yalnızlık: Beyin Üzerindeki Etkileri ve Çözüm Yolları
Uzun Süreli Yalnızlık: Beyin Üzerindeki Etkileri ve Çözüm Yolları
24 Ocak 2025

Modern yaşam tarzının yaygınlaşmasıyla birlikte, yalnızlık her yaştan insanın...

Devamı
Uzak Mesafe İlişkisi: Bağ ve Güveni Sürdürme
Uzak Mesafe İlişkisi: Bağ ve Güveni Sürdürme
3 Şubat 2025

  Bu makalede, "uzak mesafe ilişkisi"...

Devamı
Ghosting Nedir ve Neden Yapılır
Ghosting Nedir ve Neden Yapılır
15 Haziran 2024

Ghosting, bir kişiyle olan iletişimin aniden ve açıklama yapmadan kesilmesi...

Devamı
Narsist bir Yönetici ile Çalışmak
Narsist bir Yönetici ile Çalışmak
20 Haziran 2024

Narsist bir yönetici, kendine aşırı hayran olan ve...

Devamı

Instagram

yulepsikoloji

🌷Bağımlı ilişkilerde kişisel sınırların 🌷Bağımlı ilişkilerde kişisel sınırların silikleşmesi, bireyselliğin kaybolmasına ve ilişkide kimlik karmaşasına yol açabilir. 

Kişi, kendi ihtiyaçlarını ve duygularını arka plana atarak partnerini memnun etmeye öncelik verir; çoğu zaman kendi isteklerini açıkça ifade etmekte zorlanır. 

Sınırların net olmaması, ilk başta huzurlu gibi görünse de, uzun vadede kişinin tükenmesine ve içten içe kırgınlık ve öfke biriktirmesine neden olur. 

Bu süreçte kişi kendi kimliğini kaybedebilir, özgüveni azalır ve ilişkide boğulmuş hissedebilir. 

Araştırmalar, bağımlı ilişkilerde insanların kendilerini ayrı bir kimlik olarak ifade etmekte zorlandığını göstermektedir. 

Sonuç olarak, ilişki sağlıksız bir döngüye dönüşür; bu durum hem ruh sağlığını hem de iletişimi olumsuz etkiler ❤️‍🩹

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
“Dünya göründüğü gibi değil, onu anladığın gibidir.”
— Yann Martel, Pi’nin Yaşamı

🎩🐇✨Bu yüzden arada bir vintage dükkana gitmek fena fikir olmayabilir.
Narsisizmin temelleri çoğu zaman ailede ve çocu Narsisizmin temelleri çoğu zaman ailede ve çocuklukta atılır. Anne-baba tutumları, çocuklukta yaşanan duygusal deneyimler ve ilişkiler, ileride kişiliğimizin şekillenmesinde etkili olur. 

Ancak, herkesin bir miktar kendine değer verme, onay bekleme ya da hassasiyet gösterme ihtiyacı olabilir. Bu özellikler, narsisizm olarak tanımlanan patolojik düzeye ulaşmadıkça normaldir ve insan olmanın bir parçasıdır.

Narsisistik özellikler, ancak kişinin ilişkilerini, işlevselliğini veya yaşam kalitesini belirgin şekilde olumsuz etkilediğinde bir sorun haline gelir. 

Bu noktada geçmiş yaşantılarını gözden geçirmek ve kendini anlamaya çalışmak faydalı olabilir. Her insanın yaşamında zorlayıcı aile dinamikleri veya duygusal ihtiyaçlar olabilir; bu durum seni veya çevrendekileri “narsist” yapmaz. Önemli olan, kendinle ve başkalarıyla daha sağlıklı ilişkiler kurabilmek için farkındalık geliştirmektir.

Değişim ve gelişim mümkündür. Hiçbirimiz kusursuz değiliz; önemli olan kendi yolculuğunu farkındalıkla sürdürebilmektir ❤️

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Hepimizin içinde, çoğu zaman farkında olmadığımız, görmekten ya da kabul etmekten kaçındığımız duygular, düşünceler ve yönler vardır. 

Jung’un “gölge benlik” adını verdiği bu kısım; öfke, kıskançlık, yetersizlik, utanç ya da başkalarını yargılama gibi kabul etmekte zorlandığımız duyguları içerir. Gölgeyle yüzleşmek, kendimizi yargılamadan, bu yönlerimizi anlamaya ve kabule yaklaşmak demektir. 

Kendi gölgemizi tanımak, içsel çatışmalarımızı çözmemize ve daha bütün bir yaşam sürmemize yardımcı olur 🌷

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

Bu konuyla ilgili kitap önerileri:

Gölgene Sahip Çık - Robert A. Johnson 
İnsan ve Sembolleri - Jung

#psikoloji
❤️‍🩹 Kuşaklararası travma aktarımı, b ❤️‍🩹 Kuşaklararası travma aktarımı, bir nesilde yaşanan acı, korku veya stresin sonraki kuşaklara aktarılması anlamına gelir. Ailede işlenemeyen ya da bastırılan duygular, çoğu zaman farkında olmadan çocuklara ve torunlara geçer.

Bilimsel araştırmalar, bu aktarımın hem psikolojik hem de biyolojik yollarla gerçekleşebildiğini gösteriyor. Yani travmanın etkisi, sadece duygu ve davranışlarımızda değil, genlerimizde de iz bırakabiliyor.

Çok kafa karıştırıcı olmasın diye yazdığım makalenin bir kısmını burada paylaştım. Konunun daha detaylı açıklamasını okumak isterseniz websitemde bulabilirsiniz 🌷

www.tugceturanlar.com

Kuşaklararası Travma Aktarımı

#psikoloji
🌷Toksik ilişkilerde sınır koymak çoğu zama 🌷Toksik ilişkilerde sınır koymak çoğu zaman imkânsız gibi hissedilebilir. Özellikle onaylanma ihtiyacı, suçluluk duygusu ya da yalnız kalma korkusu bu adımı atmayı zorlaştırır. 

Birçok insan, çocukluğundan itibaren “hayır” demenin bencilce olduğu yönünde mesajlar aldığı için, kendi ihtiyaçlarını ön plana koyduğunda suçluluk hisseder. Özellikle toksik ilişkilerde, karşı tarafın tepkilerinden korkmak ya da onu kaybetme endişesiyle kişi, kendi sınırlarını belirlemekte zorlanır. 

Aynı zamanda, sevilmek ve kabul görmek için kendinden sürekli ödün vermek, zamanla kişinin kendine yabancılaşmasına ve özgüveninin azalmasına neden olur. 

Oysa “hayır” diyebilmek, kendini korumak ve kendi ihtiyaçlarını önceliklendirmek bencillik değil, sağlıklı bir özsaygı göstergesidir. 

Sınır koymak, karşı tarafı reddetmek ya da cezalandırmak anlamına gelmez; aksine, hem kendine hem de karşındaki kişiye değer vermenin en sağlıklı yoludur. 

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji #ilişkiler
🌷 Bazı davranışlarımızın, dış dünyada 🌷 Bazı davranışlarımızın, dış dünyada olup bitenleri etkileyebileceğine inanırız. Mantıksız olduğunu bilsek de. 

Örneğin bir mesajı zamanında almazsak kötü bir şey olacağından korkmak ya da uğurlu bir objeye tutunmak… Psikolojide bu düşünce biçimine büyüsel düşünce denir. 

Piaget’ye göre bu düşünce biçimi özellikle çocuklukta yaygındır. Çünkü çocuk, dünya üzerindeki kontrolünü sınırlı hisseder. 

Jean Piaget’nin ifadesiyle:
“Çocuk için düşünce, gerçekliğin yerine geçer.”

(Piaget, J. (1929). The Child’s Conception of the World).

Yetişkin olduğumuzda bile bu düşünce biçimini sürdürebiliriz. Çünkü belirsizlik karşısında zihin, içsel güvenlik yaratacak sembolik dayanaklara ihtiyaç duyar. Bu, aslında içimizdeki çocuğun hâlâ kendini güvende hissetmeye çalışmasından başka bir şey değildir 🌷

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Kütüphanemde bana eşlik etmiş olan bu değerli Kütüphanemde bana eşlik etmiş olan bu değerli kitapları, artık başka zihinlere ve kalplere ulaşabilmesi için paylaşmak istiyorum.

Her ay bir psikoloji kitabını hediye edeceğim. Belki bir cümlesi, bir fikri, bir sayfası size de eşlik eder ❤️

📖 Bu ayın kitabı: Kaygının Anlamı – Rollo May

“Kaygı, içsel bir çağrıdır; bizi yüzleşmeye, büyümeye ve sorumluluk almaya davet eder.”

Çekilişe katılmak için:

✅ Gönderiyi beğenmeniz
✅ Yorumlara iki arkadaşınızı etiketlemeniz
✅ Yule Psikoloji sayfasını takip etmeniz yeterli

📅 Son katılım: 27 Mayıs Salı

#psikoloji #kitap
Narsistik ilişkileri çözümleme atölyesi 🌷 Narsistik ilişkileri çözümleme atölyesi 🌷 narsistik partnerle kurulan ilişki dinamiklerini ve bu ilişkilerde ortaya çıkan travma bağını anlamak isteyenler için hazırlandı. Atölyede, sağlıksız ilişki döngülerinin arka planındaki psikolojik mekanizmaları, duygusal bağımlılığı ve bu tür ilişkilerden kopmakta yaşanan zorlukları birlikte inceleyeceğiz. 

🌷 Katılımcılar, narsistik ilişkilerin nasıl işlediğini daha iyi kavrayarak, kendi ilişkilerini sorgulama ve daha sağlıklı bağlar kurma yolunda önemli bir farkındalık kazanacaklar.

📅 Tarih: 2 Haziran Pazartesi
⏰ Saat: 21.00 – 22.30
💻 Platform: Google Meet – Online

Detaylı bilgi için DM’den ya da WhatsApp üzerinden ulaşabilirsiniz.

📱 0532 053 3992 (WhatsApp)

Görüşmek üzere 💛

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

** Kontenjan dolmuştur. Sonraki eğitimde görüşmek üzere ❤️

#psikoloji #ilişkiler
🌷 Yetersiz annelik görmüş kişiler, içlerin 🌷 Yetersiz annelik görmüş kişiler, içlerinde güçlü bir sevgi açlığı taşısalar bile yakın ilişkilerde rahat edemezler. Sevgi almaya duydukları özlem, genellikle içlerindeki güvensizlik ve koruyucu duvarlarla engellenir. Geçmişte ihtiyaçlarının karşılanmamış olması, birinin onlar için gerçekten var olacağına inanmalarını zorlaştırır. 

Bazıları sevgiyi hak etmediğini düşünürken, daha bağımlı kişiler partnerlerine yapışır, onları boğar ve aradıkları kusursuz sevgiyi bulamayınca öfkeyle karşılık verir. Bu öfke, ilişkiyi zedeler ve eski terk edilme yaralarını tekrar canlandırır.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji #anne
🩵 “Farkında olmak, tam da burada, şimdide o 🩵 “Farkında olmak, tam da burada, şimdide olmak demektir; şimdiki zamanda bütünüyle var olabilmek, karşımıza hangi deneyim çıkarsa kabul edebilmek, yine de deneyimin hiçbir türden görünümüne kendini kaptırmamak demektir. Farkında olmak aynı zamanda, yargılamadan veya değerlendirmeye tabi tutmadan, deneyimin farkında olmak demektir.”

Kitap: Psikoterapide Bağlanma - David J. Wallin

#psikoloji #farkındalık
❤️ İçsel çocuk arketipleri, çocuklukta gel ❤️ İçsel çocuk arketipleri, çocuklukta geliştirdiğimiz duygusal başa çıkma kalıplarını simgeler. O dönemde ihtiyaç duyduğumuz sevgi, güven ve kabulü elde etmek için öğrenilen bu stratejiler, büyüdükten sonra da davranışlarımızı şekillendirmeye devam eder. Arketipleri tanımak, hangi eğilimlerin bize fayda sağladığını hangilerinin ise sınırlarımıza zarar verdiğini ayırt etmeye imkân tanır; böylece daha bilinçli seçimler yapabiliriz.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

Kaynaklar

*LePera, N. (2021). How to Do the Work: Recognize Your Patterns, Heal from Your Past, and Create Your Self. TarcherPerigee.

*Maté, G. (2021). The Myth of Normal: Trauma, Illness & Healing. Avery.

*Schwartz, R. C. (1995). Internal Family Systems Therapy. Guilford Press.

#psikoloji
Instagram'da Takip Et

Etiketler

Bağımlılık Bireysel psikoterapi depresyon Ebeveyn EMDR EMDR Terapisi Freud Gottman Çift Terapisi Jung Kişilik Bozuklukları narsist Online EMDR Online psikolog Psikanaliz Psikodinamik Psikoterapi Rüya travma Travma Bağı Travma Sonrası Stres Bozukluğu Travma Sonrası Tepkiler Çift Terapisi Çocukluk Travmaları çocukluk çağı travmaları İlişkiler

Son Eklenenler

  • Kuşaklararası Travma Aktarımı
  • Toksik İlişkilerde Sınır Koymak Neden Zordur
  • İnsanlar Değişir mi? Romantik İlişkilerde Değişimin Rolü
  • Uzak Mesafe İlişkisi: Bağ ve Güveni Sürdürme
  • Oversharing (Aşırı Paylaşım) Nedir ve Nasıl Başa Çıkılır?
  • Travma Terapisi: Gerçek Nedir?

Yasal Uyarı

Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. Yazılı izin alınmaksızın kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz