Kuşkuculuk Şeması
Kuşkuculuk şeması, bireyin başkalarının onu kasıtlı olarak inciteceğine, kötüye kullanacağına, aşağılayacağına, aldatacağına veya sömüreceğine dair sürekli bir beklenti içinde olması durumudur. Bu şemaya sahip kişiler, başkalarının niyetlerinden sürekli olarak şüphe duyarlar ve genellikle ilişkilerinde güven problemi yaşarlar.
Belirtiler ve Davranışlar
- Başkalarına karşı sürekli bir güvensizlik ve şüphe hali
- İlişkilerde kontrolcü ve manipülatif davranışlar sergileme
- Geçmişte yaşanan travmatik deneyimlere bağlı olarak tetiklenen yoğun öfke ve öfke patlamaları
- Kendini sürekli savunma ve koruma ihtiyacı
- Yakın ilişkilerden kaçınma veya ilişkilerde duygusal mesafe koyma
Nedenleri
Kuşkuculuk şemasının kökeninde genellikle çocukluk döneminde yaşanan travmatik deneyimler, ihmal, fiziksel veya duygusal istismar, ebeveynlerin sürekli eleştirileri veya tutarsız davranışları yer alır. Bu tür deneyimler, çocuğun başkalarına güven duymasını engeller ve yetişkinlikte de devam eden bir güvensizlik hali oluşturur.
Bilimsel Dayanaklar
- Travmatik Deneyimler ve Şema Gelişimi: Araştırmalar, çocukluk döneminde yaşanan travmatik deneyimlerin kuşkuculuk şemasının gelişiminde önemli bir rol oynadığını göstermektedir (Cloitre, Cohen, & Koenen, 2006). Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) olan bireylerde kuşkuculuk ve güvensizlik duygularının yaygın olduğu bulunmuştur (van der Kolk, 2005).
- Bağlanma Teorisi: Bağlanma teorisi, erken çocukluk döneminde güvenli bağlanma ilişkileri kuramayan bireylerin ileriki yaşamlarında güvensizlik ve kuşkuculuk eğilimleri gösterebileceğini öne sürer (Bowlby, 1988). Güvensiz bağlanma stilleri, kuşkuculuk şemasının oluşumunda önemli bir faktördür (Mikulincer & Shaver, 2007).
- Bilişsel Şema Teorisi: Young’un bilişsel şema teorisine göre, kuşkuculuk şeması, çocukluk döneminde yaşanan ihmal ve istismarın bir sonucu olarak gelişir ve bu şema, bireyin bilişsel yapılarında derinlemesine yerleşir (Young, Klosko, & Weishaar, 2003). Bu şemalar, bireyin dünyayı nasıl algıladığını ve nasıl davrandığını etkiler.
Tedavi Yaklaşımları
Kuşkuculuk şemasının tedavisinde en etkili yaklaşımlar arasında şema terapisi, bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve travma odaklı terapiler (EMDR) yer alır.
- Şema Terapisi: Şema terapisi, bireyin olumsuz şemalarını ve bu şemaların altında yatan kökenlerini anlamasına ve değiştirmesine yardımcı olur (Young et al., 2003).
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): BDT, bireyin olumsuz düşünce kalıplarını ve inançlarını yeniden yapılandırmasına yardımcı olur (Beck, 2011).
- EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme): EMDR, travmatik anıların işlenmesine ve bireyin bu anılarla ilgili duygusal tepkilerini azaltmasına yardımcı olur (Shapiro, 2018).
Kuşkuculuk şeması, bireyin yaşam kalitesini ve ilişkilerini olumsuz etkileyen önemli bir psikolojik yapıdır. Bu şemayı anlamak ve tedavi etmek, bireyin daha sağlıklı ve güvenli ilişkiler kurmasına yardımcı olabilir.
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Yule Psikoloji
Referanslar
- Beck, J. S. (2011). Cognitive behavior therapy: Basics and beyond. Guilford Press.
- Bowlby, J. (1988). A secure base: Parent-child attachment and healthy human development. Basic Books.
- Cloitre, M., Cohen, L. R., & Koenen, K. C. (2006). Treating survivors of childhood abuse: Psychotherapy for the interrupted life. Guilford Press.
- Mikulincer, M., & Shaver, P. R. (2007). Attachment in adulthood: Structure, dynamics, and change. Guilford Press.
- Shapiro, F. (2018). Eye movement desensitization and reprocessing (EMDR) therapy: Basic principles, protocols, and procedures. Guilford Publications.
- van der Kolk, B. A. (2005). Developmental trauma disorder: Toward a rational diagnosis for children with complex trauma histories. Psychiatric Annals, 35(5), 401-408.
- Young, J. E., Klosko, J. S., & Weishaar, M. E. (2003). Schema therapy: A practitioner’s guide. Guilford Press.
Esaret Fobisi
Esaret fobisi, kişinin özgürlüğünün kısıtlanacağı veya kontrol altına alınacağı korkusudur. Bu fobi, genellikle bireyin bağımsızlığına ve kişisel alanına çok değer vermesinden kaynaklanır. Esaret fobisi olan kişiler, kendilerini kısıtlanmış, hapsedilmiş veya bir şekilde kontrol altında hissedecekleri durumlardan kaçınma eğilimindedirler.
Esaret Fobisi Nedenleri
Esaret fobisinde birçok faktör rol oynayabilir:
- Geçmiş Travmalar: Geçmişte yaşanan kısıtlanma, kontrol altına alınma veya özgürlüğün kaybedilmesi ile ilgili travmatik deneyimler, esaret fobisinin gelişmesine neden olabilir.
- Kontrol İhtiyacı: Aşırı derecede kontrol ihtiyacı olan kişiler, kontrolü kaybetme korkusu yaşayabilirler. Bu da esaret fobisine yol açabilir.
- Kültürel ve Sosyal Faktörler: Bireyin yetiştiği kültür ve sosyal çevre, özgürlüğe verilen değer ve bağımsızlık duygusunu etkileyebilir. Bağımsızlığın çok değer gördüğü toplumlarda esaret fobisi daha yaygın olabilir.
- Kişilik Özellikleri: Bağımsızlığa ve kişisel alanına çok önem veren kişilerde esaret fobisi daha sık görülür. Bu kişiler genellikle özgürlüklerine müdahale edilmesinden kaçınırlar.
Belirtileri
Esaret fobisi olan kişilerde şu belirtiler gözlemlenebilir:
- Kapalı veya dar alanlarda kalmaktan kaçınma
- Otorite figürleriyle karşı karşıya gelmekten kaçınma
- Kendini sıkışmış veya hapsedilmiş hissetme durumunda aşırı anksiyete veya panik atak yaşama
- Bağımsızlıklarını ve kişisel alanlarını koruma konusunda aşırı titiz olma
- İkili ilişkilerde veya iş hayatında aşırı kontrol ihtiyacı hissetme
Tedavi
Esaret fobisi tedavisinde çeşitli yöntemler kullanılabilir:
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Bu terapi yöntemi, kişilerin korkularıyla yüzleşmelerine ve bu korkuların irrasyonel düşüncelerini değiştirmelerine yardımcı olur.
- Maruz Bırakma Terapisi: Kişi, korktuğu durumlarla kontrollü bir şekilde yüzleştirilir ve bu durumlara alışması sağlanır.
- Rahatlama Teknikleri: Meditasyon, derin nefes alma ve yoga gibi rahatlama teknikleri, anksiyete düzeylerini azaltmaya yardımcı olur.
- EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme): Bu terapi yöntemi, travmatik anıları yeniden işlemeye ve duyarsızlaştırmaya yardımcı olarak korku ve anksiyete düzeylerini azaltır.
Esaret fobisi, bireyin günlük yaşamını ciddi şekilde etkileyebilecek bir durumdur. Ancak, uygun terapi ve tedavi yöntemleri ile bu fobi ile başa çıkmak mümkündür.
DSM-5
DSM-5 (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Fifth Edition) esaret fobisini doğrudan ele almaz. Ancak, DSM-5’te bu tür korkular ve fobiler, daha geniş anksiyete bozuklukları kategorisi altında sınıflandırılabilir. Özellikle, esaret fobisi, belirli fobiler kategorisi içine girer. Belirli fobiler, DSM-5’te şu şekilde tanımlanır:
Belirli Fobiler (Specific Phobias)
Belirli fobiler, belirli bir nesne veya duruma karşı duyulan aşırı ve irrasyonel korkuyu içerir. Bu korku, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkiler ve kişinin bu nesne veya durumdan kaçınmasına neden olur. DSM-5’te belirli fobiler şu kriterlere dayanarak teşhis edilir:
- Belirgin ve Sürekli Korku: Belirli bir nesne veya durum karşısında belirgin ve sürekli bir korku yaşanır. Bu nesne veya durum, hemen hemen her zaman anında korku tepkisine neden olur.
- Korkunun Orantısız Olması: Korku, gerçek tehlike veya tehdit düzeyi ile orantısızdır.
- Kaçınma Davranışı: Kişi, korkulan nesne veya durumdan kaçınır ya da büyük bir sıkıntı ve endişe ile bu duruma katlanır.
- Süre: Korku ve kaçınma davranışları genellikle 6 aydan uzun sürer.
- Günlük İşlevleri Etkilemesi: Bu korku ve kaçınma davranışları, kişinin sosyal, mesleki veya diğer önemli işlev alanlarında belirgin bir sıkıntıya veya bozulmaya neden olur.
Esaret Fobisi ve DSM-5
Esaret fobisi, belirli bir nesne veya duruma yönelik belirli bir fobi olarak değerlendirilirse, yukarıdaki kriterlere uyar. Ancak, DSM-5’te “esaret fobisi” terimi spesifik olarak yer almaz. Bunun yerine, “kapalı alan korkusu” (claustrophobia) gibi daha genel bir fobi kategorisi altında incelenebilir. Esaret fobisi, özgürlüğün kısıtlanacağı veya kontrol altına alınacağı durumlara yönelik bir korku olarak değerlendirildiğinde, bu tür spesifik fobiler kapsamında ele alınabilir.
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Yule Psikoloji
Kaynaklar
American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5th ed.). Arlington, VA: American Psychiatric Publishing.
Antony, M. M., & Swinson, R. P. (2008). The Shyness and Social Anxiety Workbook: Proven Techniques for Overcoming Your Fears. New Harbinger Publications.
Marks, I. M. (1987). Fears, Phobias, and Rituals: Panic, Anxiety, and Their Disorders. Oxford University Press.
Hofmann, S. G., & Smits, J. A. J. (2008). Cognitive-Behavioral Therapy for Adult Anxiety Disorders: A Meta-Analysis of Randomized Placebo-Controlled Trials. Journal of Clinical Psychiatry, 69(4), 621-632.
DevamıTrikotillomani (Saç Koparma Hastalığı) Nedir
Trikotillomani (Saç Koparma Hastalığı)
Trikotillomani (Saç Koparma Hastalığı), bireylerin kendi saçlarını koparma dürtüsüne karşı koyamamasıyla karakterize edilen bir dürtü kontrol bozukluğudur. DSM-5’te (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) “Obsesif Kompulsif ve İlişkili Bozukluklar” kategorisinde yer alır. Trikotillomani, genellikle kafa derisinde, kaşlarda ve kirpiklerde saç kaybına neden olur. Bu durum genellikle stres, kaygı veya sıkıntı gibi duygusal durumlarla ilişkilidir ve çoğunlukla ergenlik döneminde başlar.
Belirtileri
Trikotillomani belirtileri şunları içerir:
- Tekrarlayan saç çekme davranışı.
- Saç kaybının olduğu bölgelerde belirgin boşluklar.
- Saç çekme dürtüsüne karşı koyamama.
- Saç çekme sonucunda rahatlama veya memnuniyet hissi.
- Saç çekme davranışını gizleme çabası.
Nedenleri
Trikotillomani’nin kesin nedenleri bilinmemekle birlikte, birkaç faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir.
- Genetik Yatkınlık: Araştırmalar, trikotillomani’nin genetik bir bileşeni olabileceğini göstermektedir. Birinci derece akrabalarında trikotillomani olan bireylerde bu bozukluğun görülme olasılığı daha yüksektir (Stein et al., 2006).
- Biyolojik Faktörler: Beyindeki serotonin ve dopamin gibi nörotransmitterlerin dengesizliği, trikotillomaniye katkıda bulunabilir. Yapılan çalışmalarda, beyindeki beyaz madde anormallikleri ile trikotillomani arasında bir bağlantı bulunmuştur (Chamberlain et al., 2009).
- Psikolojik Faktörler: Stres, kaygı, depresyon veya travmatik yaşantılar, trikotillomani riskini artırabilir. Psikodinamik teorilere göre, saç çekme davranışı, bilinçdışı çatışmaların dışa vurumu olabilir (Grant et al., 2010).
- Çevresel Faktörler: Çocuklukta yaşanan travmalar veya zorlayıcı yaşam olayları, trikotillomani gelişiminde rol oynayabilir.
Yaygınlık
Trikotillomani, genel popülasyonda %0.5-2 oranında görülmektedir. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık %1’lik bir yaygınlık oranı bildirilmiştir, bu da yaklaşık 2.5 milyon kişinin bu durumdan etkilenebileceği anlamına gelir (TrichStop, 2023). Çocuklukta kız ve erkek çocuklarda eşit oranda görülürken, yetişkinlikte kadınlarda daha yaygındır (Recovery Village, 2023). Çocuklukta başlayan vakaların çoğu ergenlik döneminde devam eder ve tedavi edilmezse yetişkinlikte de sürebilir.
Tedavi Yöntemleri
Trikotillomani tedavisi, bireyin ihtiyaçlarına ve durumun ciddiyetine bağlı olarak değişir. Yaygın tedavi yöntemleri şunlardır:
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): BDT, bireyin saç çekme davranışını tetikleyen düşünce ve duyguları tanımlamasına ve bu davranışları değiştirmesine yardımcı olur.
- EMDR (Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme): EMDR, travmatik anıların işlenmesi ve duyarsızlaştırılması yoluyla saç çekme davranışını azaltmada etkili olabilir. Bazı çalışmalarda, EMDR’nin trikotillomani tedavisinde umut verici sonuçlar verdiği gösterilmiştir (Marquette & North, 2016).
- Psikodinamik Terapi: Psikodinamik terapi, bilinçdışı çatışmaların ve duygusal süreçlerin anlaşılmasına odaklanır. Bu terapinin, trikotillomani gibi dürtü kontrol bozukluklarının tedavisinde etkili olabileceği öne sürülmüştür. Psikodinamik yaklaşımlar, bireyin geçmiş deneyimlerinin ve ilişkilerinin mevcut davranışlarını nasıl etkilediğini anlamasına yardımcı olur (Shapiro, 2005).
- Mindfulness ve Rahatlama Teknikleri: Stres yönetimi ve rahatlama teknikleri, saç çekme dürtüsünü azaltmada etkili olabilir. Mindfulness temelli terapiler, bireylerin dürtüleriyle başa çıkma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur (Penza et al., 2006).
Trikotillomani (Saç Koparma Hastalığı), yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilen bir bozukluktur. Ancak, uygun tedavi yöntemleri ve destekle, bireyler bu bozukluğun üstesinden gelebilir ve daha sağlıklı bir yaşam sürdürebilir. Trikotillomani belirtileri gösteren bireylerin, bir uzmana başvurmaları ve profesyonel yardım almaları önemlidir. Bu sayede, doğru tedavi yöntemleri belirlenerek, saç çekme dürtüsü kontrol altına alınabilir ve bireylerin yaşam kalitesi artırılabilir.
Trikotillomani (Saç Koparma Hastalığı) Nedir
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Yule Psikoloji
Araştırmalar ve Referanslar
- Chamberlain, S. R., Hampshire, A., Menzies, L. A., Garyfallidis, E., Grant, J. E., Odlaug, B. L., … & Sahakian, B. J. (2009). Reduced brain white matter integrity in trichotillomania: a diffusion tensor imaging study. Archives of General Psychiatry, 67(9), 965-971. doi:10.1001/archgenpsychiatry.2010.101
- Christenson, G. A. (1995). Trichotillomania: From prevalence to comorbidity. Psychiatric Clinics of North America, 18(4), 773-796.
- Grant, J. E., Odlaug, B. L., & Potenza, M. N. (2010). Clinical characteristics of trichotillomania with and without co-occurring affective disorders. Journal of Anxiety Disorders, 24(6), 703-709. doi:10.1016/j.janxdis.2010.05.004
- Marquette, L., & North, C. (2016). Effectiveness of Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR) in the Treatment of Trichotillomania. Journal of EMDR Practice and Research, 10(4), 254-265. doi:10.1891/1933-3196.10.4.254
- Penza, K. M., Heimberg, R. G., & Mennin, D. S. (2006). A cognitive-behavioral model of anxiety in social phobia. In G. C. L. Davey (Ed.), Worry and its psychological disorders: Theory, assessment and treatment (pp. 115-132). John Wiley & Sons, Ltd. doi:10.1002/9780470713143.ch6
- Shapiro, F. (2005). Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR) Therapy, Third Edition: Basic Principles, Protocols, and Procedures. The Guilford Press.
- Stein, D. J., Grant, J. E., Franklin, M. E., & Keuthen, N. J. (2006). Trichotillomania (hair pulling disorder), skin picking disorder, and stereotypic movement disorder. In Handbook of Obsessive-Compulsive Disorder and Related Disorders (pp. 291-311). Cambridge University Press.
- Swedo, S. E., Leonard, H. L., Rapoport, J. L., Lenane, M., & Goldberger, E. (1989). Treatment of trichotillomania with clomipramine: A double-blind, placebo-controlled crossover study. Archives of General Psychiatry, 46(5), 438-444. doi:10.1001/archpsyc.1989.01810050050007
Online EMDR Terapisi
Online EMDR terapisi, geleneksel yüz yüze terapi seanslarının bir alternatifi olarak etkili bir şekilde işe yarar. Araştırmalar ve uzman görüşleri, online EMDR’nin ruhsal sağlık sorunları yaşayan bireyler için önemli iyileşmeler sağlayabileceğini desteklemektedir.
Online EMDR terapisinin başarısı için önemli olan bazı faktörler vardır. Öncelikle terapinin etkili olabilmesi için bireylerin kesintisiz ve özel bir alana ihtiyacı vardır. Bu, terapi sırasında rahatlamalarını ve duygusal olarak güvende hissetmelerini sağlar. Ayrıca, büyük ekranlı bilgisayar, dizüstü bilgisayar ve kulaklıklar gibi donanımlar; ses ve görsel bilateral stimülasyonu (BLS) kullanımını optimize eder. Bu da terapi sürecinde önemlidir (Choosing Therapy).
Online EMDR terapisi, terapistlerin uygun eğitimi aldıkları ve deneyim sahibi oldukları sürece etkilidir. EMDRIA onaylı bir eğitim programını tamamlamış ve EMDRIA tarafından sertifikalı statüsüne ulaşmış terapistlerin, Online EMDR terapisi uygulaması önerilir (Choosing Therapy).
Araştırmalar online EMDR’nin etkili olduğunu göstermektedir. Özellikle COVID-19 pandemisi sırasında online terapinin yaygınlaşmasıyla, online ortamda sunulan EMDR terapisinin de önemli psikometrik iyileşmeler sağladığı bulunmuştur.
Online EMDR terapisinin yüz yüze terapilere kıyasla, etkililiği konusunda mevcut araştırmaları ve uygulayıcı deneyimleri, bu yöntemin anlamlı ve klinik olarak önemli sonuçlar sağladığını göstermektedir. Bilateral stimülasyon (BLS) ve çift dikkat gibi EMDR’nin temel unsurları, video konferans araçları üzerinden başarılı bir şekilde uygulanabilmekte ve bireylerin travmatik anıları işlemelerine yardımcı olmaktadır (Laurel Therapy Collective) (Thrive Psychology Group ) (Shore Therapy Center for Wellness).
Sonuç olarak online EMDR terapisi; uygun bir ortam, donanım ve deneyimli bir terapistin rehberliğinde yapıldığında, birçok birey için etkili bir tedavi seçeneğidir.
EMDR ve Bilateral Stimülasyon
EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing) terapisi, travma ve PTSD (Post Travmatik Stres Bozukluğu) gibi durumların yanı sıra; anksiyete, depresyon, OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk), kronik ağrı ve bağımlılık gibi çeşitli ruhsal bozuklukların tedavisinde kullanılan etkili bir psikoterapi yöntemidir. EMDR terapisinin temel özelliği, hastanın travma anısına odaklanırken aynı zamanda bilateral stimülasyon deneyimlemesidir. Bu stimülasyon; göz hareketleri, sesler veya dokunma yoluyla sağlanabilir ve beyindeki travma anılarının daha az rahatsız edici hale gelmesine yardımcı olur.
Bilateral Stimülasyon Çeşitleri
Göz Hareketleri: Hasta, terapistin parmağını ya da bir nesneyi gözleriyle hızlı bir şekilde takip eder. Bu teknik beyindeki bilgi işleme sürecini hızlandırır. Travma ile ilgili anıların daha az yoğun bir şekilde yeniden yaşanmasına yardımcı olur.
Ses Stimülasyonu: Kulaklık aracılığıyla sağ ve sol kulaklara alternatif sesler gönderilerek yapılan bilateral stimülasyon da EMDR terapisinde kullanılır. Bu yöntem göz hareketlerinin uygun olmadığı durumlarda tercih edilebilir ve benzer şekilde travma anılarının işlenmesine yardımcı olur.
Dokunma (Taktiksel) Stimülasyon: Hastanın ellerine veya dizlerine hafif dokunuşlar ya da hafifçe vurarak yapılan taktiksel stimülasyon, diğer yöntemlere alternatif bir bilateral stimülasyon formudur. Bu yöntem de beyindeki işleme mekanizmasını aktive ederek travma anılarının etkisinin azaltılmasına yardımcı olur.
Her bir stimülasyon yöntemi, travma anıları üzerindeki yoğun duygusal yükün hafifletilmesine ve bireylerin bu anılara karşı daha sağlıklı bir perspektif geliştirmesine yardımcı olur.
Online EMDR Terapisi randevusu almak için yulepsikoloji@gmail.com adresine mail atabilir ya da 0532 053 3992 whatsapp üzerinden mesaj atarak iletişime geçebilirsiniz.
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Yule Psikoloji Enstitüsü
yulepsikoloji@gmail.com
Kaynaklar
EMDR International Association
EMDR International Association
Shore Therapy Center for Wellness
Devamı