Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim

Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim
featured_image

Hangi Terapi Yöntemi Bana Uygun?

21 Eylül 2025 Yazar: Tuğçe Turanlar EMDR, Gottman Çift Terapisi, Psikodinamik Terapi, Şema Terapi, Terapi Yaklaşımları 0 Yorum

Terapiye başlamak, hayatımızda önemli bir dönüm noktasıdır. Fakat birçok kişi ilk görüşmeden önce kendine şu soruyu sorar:
“Hangi terapi yöntemi bana uygun?”

Psikolojide tek bir “doğru” yöntem yoktur. Farklı terapi yaklaşımları, farklı ihtiyaçlara ve yaşam deneyimlerine hitap eder. Bu yazıda en çok kullanılan terapi yöntemlerini — Psikodinamik Terapi, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), EMDR, Şema Terapi ve Gottman Çift Terapisi — detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz.


Psikodinamik Terapi: İç Dünyanın Derinliklerini Keşfetmek

Psikodinamik terapi, Sigmund Freud’un psikanalizinden doğmuştur. Ancak klasik psikanalizin uzun ve yoğun yapısından farklı olarak, günümüzde daha uygulanabilir, hedef odaklı ve esnek biçimde sürdürülür. Temel varsayımı şudur: Bilinçdışında yer alan duygular, düşünceler ve çatışmalar bugünkü yaşamımızı şekillendirir. Biz farkında olmasak da geçmiş deneyimlerimiz, bugün ilişkilerimizi, seçimlerimizi ve kendimize bakışımızı etkiler.


Psikodinamik Terapi Hangi Sorunlarda Etkilidir?

  • Tekrarlayan ilişki sorunları: Hep aynı tip partneri seçmek, sürekli benzer şekilde biten ilişkiler yaşamak.
  • Kronik depresyon ve kaygı: İlaçla veya kısa süreli terapilerle düzelmeyen, sık sık geri dönen duygusal dalgalanmalar.
  • Kimlik ve özdeğer sorunları: “Ben kimim?”, “neden hep boşluk hissediyorum?” gibi varoluşsal sorular.
  • Kişilik örüntüleri: Borderline, narsisistik veya kaçıngan kişilik özellikleri.
  • Psikosomatik yakınmalar: Nedeni bulunamayan mide problemleri, baş ağrısı, cilt sorunları gibi stresle ilişkili bedensel belirtiler.
  • Bağımlılıklar ve yeme bozuklukları: Duygusal kökenli davranış kalıplarını anlamak için.

Seanslarda Nasıl Çalışılır?

  • Serbest çağrışım: Danışan, aklına gelen her şeyi sansürlemeden anlatır. Bu yöntemle bilinçdışında bastırılmış duygular ve düşünceler açığa çıkar.
  • Rüyaların incelenmesi: Rüyalar, bilinçdışının “dili” olarak görülür. Rüya sembolleri, kişinin duygusal çatışmalarına dair ipuçları sunar.
  • Savunma mekanizmaları: Hepimizin kendimizi korumak için kullandığı inkâr, bastırma, yansıtma, idealizasyon gibi mekanizmalar seanslarda görünür olur. Danışan, bu savunmaların hayatındaki işlevlerini ve zararlarını fark eder.
  • Aktarım ve karşı-aktarım: Danışan, geçmişte ebeveyn veya önemli kişilerle yaşadığı duyguları terapiste yöneltebilir. Bu “aktarım” sayesinde, danışanın ilişki kalıpları canlı bir biçimde terapide ortaya çıkar. Terapistin danışana yönelik hisleri de (karşı-aktarım) sürecin anlaşılmasında önemli rol oynar.
  • Tekrarlayan örüntülerin keşfi: “Neden hep aynı döngüye giriyorum?” sorusunun cevabı aranır. Örneğin, sürekli eleştirildiğini hissetmek ya da her ilişkide terk edilme korkusu yaşamak gibi kalıplar incelenir.

Danışan Ne Deneyimler?

  • Daha önce “anlam veremediği” duyguların ve tepkilerin kökenini keşfeder.
  • Bastırılmış duygulara temas ederek içsel bir rahatlama yaşar.
  • Savunma mekanizmalarını fark ederek daha sağlıklı baş etme yolları geliştirir.
  • İlişkilerde tekrar eden döngüleri görmeye ve değiştirmeye başlar.
  • Kendine ve başkalarına daha gerçekçi gözle bakabilir.

Seans Süresi ve Yapısı

Psikodinamik terapi, kısa süreli (12–25 seans) programlardan uzun süreli, birkaç yıl sürebilen çalışmalara kadar farklılık gösterebilir. Bu, danışanın ihtiyacına, hedeflerine ve sürece katılımına bağlıdır. Seanslar genellikle haftada bir kez, 45–50 dakika sürer.


Avantajları

  • Derinlemesine farkındalık: Semptomların ötesinde, kişiliğin ve ilişkilerin kökenine inilir.
  • Kalıcı değişim: Terapi bittikten sonra da içgörü ve farkındalık sayesinde kazanımlar devam edebilir.
  • İlişkisel iyileşme: Terapide kurulan güvenli bağ, kişinin hayatındaki diğer ilişkilere olumlu yansır.

Zorlukları

  • Zaman alır: Hızlı çözüm arayanlar için sabır gerektirir.
  • Duygusal yoğunluk: Bastırılmış duygularla yüzleşmek zaman zaman zorlayıcı olabilir.
  • Düzenli katılım gerekir: Süreklilik, sürecin başarısı için kritik önemdedir.

 Kısacası, psikodinamik terapi senin için uygun olabilir eğer:

  • Geçmiş deneyimlerinin bugününü nasıl etkilediğini merak ediyorsan,
  • Hep aynı ilişki döngülerine girdiğini fark ediyorsan,
  • Daha derin bir anlam arayışındaysan,
  • Semptomların ötesinde kalıcı bir değişim istiyorsan.

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Düşünce-Duygu-Davranış Zincirini Dönüştürmek

BDT, günümüzde en çok araştırılan ve kanıta dayalı olduğu gösterilen terapi yaklaşımlarından biridir. Temeli şuna dayanır: Düşüncelerimiz duygularımızı, duygularımız davranışlarımızı şekillendirir. Olumsuz düşünce kalıplarını fark etmek ve değiştirmek, kişinin duygu durumunu ve yaşam biçimini dönüştürür.


Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) Hangi Sorunlarda Etkilidir?

  • Kaygı bozuklukları: Panik atak, sosyal kaygı, yaygın anksiyete.
  • Depresyon: Negatif düşünce döngülerini kırmak için.
  • Fobiler: Uçak korkusu, kapalı alan korkusu, hayvan fobileri.
  • Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB): Tekrarlayan düşünce ve davranışların kontrolünde.
  • Travma sonrası belirtiler: EMDR kadar derin travma odaklı olmasa da, travmaya eşlik eden kaygı ve kaçınmaları azaltmada etkili olur.
  • Yeme bozuklukları ve uyku problemleri.
  • Stres, öfke kontrolü ve performans kaygıları.

Seanslarda Nasıl Çalışılır?

  • Otomatik düşüncelerin fark edilmesi: Danışan, zorlayıcı anlarda aklından geçen otomatik düşünceleri kaydeder.
  • Örn: “Toplantıda hata yapacağım → rezil olacağım → herkes bana gülecek.”
  • Bilişsel yeniden yapılandırma: Bu düşünceler test edilir ve daha gerçekçi, işlevsel düşünceler geliştirilir.
  • “Hata yapabilirim ama bu dünyanın sonu değil, herkes zaman zaman hata yapar.”
  • Davranışsal deneyler: Kaçınılan durumlarla yüzleşme pratiği yapılır.
  • Sosyal fobisi olan biri küçük adımlarla topluluk önünde konuşma denemeleri yapar.
  • Maruz bırakma: Korkulan durumlara aşamalı olarak yaklaşılır.
  • Uçak korkusu olan biri önce uçakla ilgili görüntülere bakar, sonra kısa bir uçuş deneyimi planlar.
  • Ev ödevleri: Seans dışında günlük düşünce kayıtları, davranış gözlemleri ve küçük pratikler yapılır.

Danışan Ne Deneyimler?

  • Günlük yaşamda daha işlevsel düşünceler geliştirir.
  • Kaygı, panik, fobi gibi semptomlarda hızlı bir azalma hisseder.
  • Kaçındığı durumlarla yüzleşebilmeye başlar.
  • Kendi düşünce ve duygu süreçlerini daha iyi tanır, “kendine terapistlik yapma” becerisi kazanır.

Seans Süresi ve Yapısı

BDT, genellikle kısa süreli bir terapidir. Her seans yaklaşık 45–50 dakika sürer. Terapist aktif, yönlendirici ve yapılandırıcı bir rol üstlenir.


Avantajları

  • Kısa sürede sonuç verir: Özellikle kaygı, fobi ve depresyonda hızlı etki gösterebilir.
  • Kanıta dayalıdır: Çok sayıda bilimsel çalışma ile etkinliği gösterilmiştir.
  • Uygulamalıdır: Günlük hayata taşınan ödevlerle davranış değişimi sağlar.

Zorlukları

  • Ev ödevi gerektirir: Sürece aktif katılım şarttır; ödev yapmayan danışanlar için ilerleme yavaş olabilir.
  • Semptom odaklıdır: Derin duygusal kökenleri (çocukluk çatışmaları, bilinçdışı süreçler) keşfetmek için genellikle uygun değildir.
  • Her soruna tek başına yetmeyebilir: Bazı kişilik yapılanmaları veya kronik ilişki döngülerinde şema terapi veya psikodinamik yaklaşımlar daha uygun olabilir.

 Kısacası, BDT senin için uygun olabilir eğer:

  • Günlük hayatta seni zorlayan semptomlardan (kaygı, panik, fobi, obsesyon, depresyon) hızlı bir şekilde kurtulmak istiyorsan,
  • Düşüncelerini yakalayıp dönüştürmeye istekliysen,
  • Kısa sürede somut değişimler görmek istiyorsan.

EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme): Travmaları Yeniden İşlemek

EMDR, 1980’lerin sonunda Dr. Francine Shapiro tarafından geliştirilmiş, bugün travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) için dünyada en çok önerilen terapi yöntemlerinden biridir. Temel prensibi şudur: Travmatik anılar beyinde “donmuş” halde kalır. Bu anılar tetiklendiğinde kişi, olayı yeniden yaşıyormuş gibi yoğun bedensel ve duygusal tepkiler verir. EMDR, beynin bu anıları yeniden işlemesine yardımcı olur.


EMDR Hangi Sorunlarda Etkilidir?

  • Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB): Kaza, doğal afet, savaş, istismar, şiddet deneyimleri.
  • Çocukluk travmaları: İhmal, duygusal veya fiziksel istismar.
  • Ani kayıplar: Sevilen birinin kaybı sonrası oluşan travmatik yas.
  • Kaygı ve panik atak: Travma bağlantılı yoğun kaygılar.
  • Bedensel tepkiler: Çarpıntı, mide ağrısı, nefes darlığı gibi travmayla ilişkili fiziksel belirtiler.
  • Performans kaygısı: Sporcular, sanatçılar veya sınav kaygısı yaşayan kişiler için de kullanılabilir.

Seanslarda Nasıl Çalışılır?

  • Hedef anı belirlenir: Kişiyi en çok rahatsız eden travmatik anı seçilir.
  • Çift yönlü uyarım uygulanır: Danışan, bu anıyı hatırlarken terapist göz hareketleri, dokunsal uyarılar (ellerde titreşim) veya işitsel uyaranlarla beynin iki yarım küresini uyarır.
  • Anının yeniden işlenmesi: Beyin, olayı bugünkü kaynaklarla yeniden işler; anı hâlâ hatırlanır ama yoğun korku, panik ya da çaresizlik duygusu azalır.
  • Beden taraması yapılır: Travma anısına eşlik eden bedensel gerginlikler de çalışılır.

Danışan Ne Deneyimler?

  • Travmatik olayı düşündüğünde artık o eski yoğun kaygı ve bedensel tepkiyi yaşamaz.
  • Kabuslar, flashbackler ve istemsiz hatırlamalar azalır.
  • “Geçmişte yaşadım ama artık bugünümü yönetmiyor” diyebilir.
  • İçsel bir rahatlama ve özgürleşme hissi gelişir.

Seans Süresi ve Yapısı

EMDR genellikle kısa-orta süreli bir terapidir. Sorunun şiddetine bağlı olarak birkaç seans ile başlayabilir, bazen daha uzun sürebilir. Her seans yaklaşık 60 dakika sürer.


Avantajları

  • Travmada çok etkilidir: Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Amerikan Psikiyatri Birliği (APA), EMDR’yi TSSB için ilk basamak tedavi olarak önermektedir.
  • Hızlı sonuç verebilir: Bazı kişiler için birkaç seansta belirgin rahatlama sağlanabilir.
  • Bedensel belirtileri de çalışır: Sadece düşünceler değil, beden tepkileri de iyileşir.

Zorlukları

  • Yoğun duygular: Seans sırasında geçmiş olayları hatırlamak duygusal olarak zorlayıcı olabilir.
  • Herkese aynı hızda etki etmeyebilir: Bazı kişilerde daha uzun süreç gerekir.
  • Uygulayıcı deneyimi önemlidir: EMDR, özel eğitim almış terapistlerce uygulanmalıdır.

Kısacası, EMDR senin için uygun olabilir eğer:

  • Yaşadığın travmatik olayların izlerini hâlâ taşıyorsan,
  • Günlük hayatında istemsiz anılar, kabuslar ve bedensel kaygı tepkileri yaşıyorsan,
  • “Geçmişi geride bırakmak istiyorum ama olmuyor” diyorsan.

Şema Terapi: Tekrarlayan Döngülerden Çıkmak

Şema Terapi, Jeffrey Young tarafından geliştirilmiş, özellikle kişilik örüntülerini, köklü ilişki sorunlarını ve çocukluktan gelen duygusal yaraları anlamaya odaklanan bir yaklaşımdır. Temel varsayımı şudur: Çocuklukta karşılanmayan temel duygusal ihtiyaçlar, yetişkinlikte “şema” adı verilen kalıcı inanç ve duygusal kalıplara dönüşür.

Bu şemalar, bugünkü ilişkilerimizi, kendimize bakışımızı ve duygusal tepkilerimizi sürekli tekrar eden döngüler haline getirir.


Şema Terapi Hangi Sorunlarda Etkilidir?

  • Kişilik bozuklukları: Özellikle borderline, narsisistik, kaçıngan ve bağımlı kişilik örüntülerinde.
  • İlişkilerde tekrar eden çatışmalar: “Hep aynı tip partnerleri seçiyorum” ya da “hep aynı şekilde terk ediliyorum.”
  • Terk edilme ve değersizlik duyguları.
  • Yoğun öfke patlamaları veya duygu düzenleme sorunları.
  • Bağımlılıklar, yeme bozuklukları ve kendine zarar verme davranışları.

Seanslarda Nasıl Çalışılır?

  • Şemaların belirlenmesi: Terapist, danışanın çocukluk deneyimlerini, tekrar eden ilişki sorunlarını ve otomatik düşüncelerini dinleyerek şemaları ortaya çıkarır.
  • Örn: Terk edilme, kusurluluk, başarısızlık, bağımlılık, duygusal yoksunluk gibi şemalar.
  • Mod çalışması: Danışanın farklı ruh halleri (örn. “incinmiş çocuk”, “öfkelendirilmiş çocuk”, “katı ebeveyn”, “sağlıklı yetişkin”) tanımlanır.
  • Deneyimsel teknikler: Sandalye çalışmaları (chair work), imgeleme (imagery rescripting) gibi yöntemlerle geçmişteki duygular yeniden işlenir.
  • Terapötik ilişki: Terapist, danışana eksik kalmış “sağlıklı ebeveynlik” deneyimini kısmen sunarak güvenli bir bağ oluşturur.

Danışan Ne Deneyimler?

  • “Ben neden hep aynı döngüye giriyorum?” sorusunun cevabını bulur.
  • Çocuklukta gelişmiş, yetişkinlikte zarar veren kalıpları fark eder.
  • Kusurluluk, suçluluk, terk edilme gibi yoğun duyguların etkisi azalır.
  • Daha sağlıklı sınırlar koymayı ve ihtiyaçlarını ifade etmeyi öğrenir.
  • İlişkilerinde daha güvenli ve dengeli bir tutum geliştirmeye başlar.

Seans Süresi ve Yapısı

Şema terapi genellikle orta–uzun süreli bir terapidir. Ortalama 20–30 seans veya daha uzun sürebilir. Seanslar haftada bir yapılır ve yaklaşık 50 dakika sürer. Özellikle kişilik örüntüleriyle çalışıldığı için süreç derinlemesine ilerler.


Avantajları

  • Köklü değişim sağlar: Çocukluktan gelen kalıpları dönüştürmeye odaklanır.
  • Duygularla çalışır: Sadece düşünceler değil, yoğun duygular da terapiye dahil edilir.
  • İlişkisel örüntülere iyi gelir: Tekrar eden ilişki döngülerinde güçlü bir etkisi vardır.

Zorlukları

  • Yoğun duygularla yüzleşmek gerekir: Çocukluk yaralarını yeniden ziyaret etmek zorlayıcı olabilir.
  • Uzun soluklu bir süreçtir: Hızlı çözüm bekleyenler için uygun olmayabilir.
  • Terapist ile güçlü bir bağ gerekir: Terapötik ilişkinin kalitesi sürecin başarısında çok önemlidir.

 Kısacası, Şema Terapi senin için uygun olabilir eğer:

  • Hep aynı ilişki sorunlarını yaşıyorsan,
  • Sürekli değersizlik, suçluluk veya terk edilme duygularıyla mücadele ediyorsan,
  • Daha köklü, kişilik ve duygu odaklı bir değişim arıyorsan.

 Gottman Çift Terapisi: İlişkileri Bilimsel Yöntemlerle Güçlendirmek

Gottman Çift Terapisi, Dr. John ve Dr. Julie Gottman’ın 40 yılı aşkın bilimsel araştırmalarına dayanan bir yaklaşımdır. Temel amacı, çiftlerin iletişim biçimlerini, çatışma dinamiklerini ve duygusal bağlarını bilimsel ölçümler ve tekniklerle ele almak ve güçlendirmektir.


Gottman Çift Terapisi Hangi Sorunlarda Etkilidir?

  • Sürekli tekrarlayan çatışmalar: Çiftlerin aynı konular üzerinden kısır döngü tartışmaları.
  • İletişim problemleri: Dinlenmeme, yanlış anlaşılma, empati eksikliği.
  • Güven sorunları: İlişkide ihanet, kırılma ya da hayal kırıklıkları sonrası.
  • Bağlılık eksikliği: Partnerler arasında duygusal uzaklık, sevgiyi ifade edememe.
  • Ebeveynlik çatışmaları: Çocuk yetiştirmeyle ilgili farklı tutumların ilişkiyi yıpratması.
  • Ayrılık düşünceleri: İlişkiyi kurtarıp kurtaramayacaklarına karar vermeye çalışan çiftler.

Seanslarda Nasıl Çalışılır?

  • Değerlendirme süreci: Terapi genellikle çiftle yapılan ortak görüşmeler ve bireysel görüşmelerle başlar. İlişki geçmişi, güçlü yönler ve sorun alanları belirlenir.
  • Bilimsel gözlem: Çiftin tartışma biçimi analiz edilir. Gottman’ın “Çatışmayı öngören 4 atlı” modeli (eleştiri, küçümseme, savunmaya geçme, duvar örme) incelenir.
  • İletişim becerileri: Çift, duygu ifade etme, dinleme, yapıcı tartışma teknikleri gibi pratik beceriler öğrenir.
  • “Sevgi haritası” ve bağ kurma egzersizleri: Partnerler birbirlerini daha derin tanımaya ve yeniden yakınlaşmaya davet edilir.
  • Ev ödevleri: Çift, seans dışında da iletişim pratiklerini denemeye teşvik edilir.

Çift Ne Deneyimler?

  • Tartışmaların eskisi kadar yıkıcı olmadığını, daha yapıcı hale geldiğini görür.
  • Birbirini daha fazla dinlemeye, anlamaya ve empati kurmaya başlar.
  • İhanet veya kırgınlık sonrası güvenin yavaş yavaş yeniden inşa edildiğini hisseder.
  • Sevgi ve yakınlık duygusunun canlandığını deneyimler.
  • Sağlıklı sınırlar ve işbirliği geliştirilir.

Seans Süresi ve Yapısı

Gottman Çift Terapisi, genellikle kısa–orta süreli bir terapi programıdır. Ortalama 10–20 seans sürebilir. Seanslar 60–90 dakika arasında planlanır. Çiftin motivasyonu ve işbirliği sürecin uzunluğunu belirler.


Avantajları

  • Bilimsel temellidir: 40 yılı aşkın araştırmaya ve gözleme dayanır.
  • Somut araçlar sunar: Çiftlere günlük yaşamda kullanabilecekleri iletişim teknikleri kazandırır.
  • İlişkide hızlı farkındalık sağlar: Tartışma biçimlerinin analizi ve geri bildirimle çiftler kısa sürede değişim görebilir.

Zorlukları

  • Her iki tarafın da istekliliği gerekir: Çiftlerden biri sürece katılmak istemezse ilerleme yavaşlar.
  • Duygusal yüzleşmeler: İlişkideki kırgınlıkların, ihanetlerin veya hayal kırıklıklarının gündeme gelmesi zorlayıcı olabilir.
  • Uygulama şarttır: Terapide öğrenilenlerin günlük hayata taşınması gerekir.

 Kısacası, Gottman Çift Terapisi sizin için uygun olabilir eğer:

  • Sürekli aynı tartışmaları yaşıyor ama bir türlü çözüm bulamıyorsanız,
  • Birbirinizi daha iyi anlamak ve yeniden bağ kurmak istiyorsanız,
  • Güveni yeniden inşa etmeye ihtiyaç duyuyorsanız.

Özet: Hangi terapi yöntemi bana uygun?

  • Geçmişi anlamak, kalıcı değişim: Psikodinamik veya Şema Terapi
  • Kaygı ve depresyonda hızlı rahatlama: BDT
  • Travma sonrası iyileşme: EMDR
  • İlişkinizi güçlendirmek: Gottman Çift Terapisi

Sonuç olarak, “hangi terapi yöntemi bana uygun?” sorusunun tek bir doğru yanıtı yoktur. Önemli olan, kendi ihtiyaçlarınıza ve hedeflerinize en uygun terapi yöntemini bulmaktır. Unutmayın: Yöntemler farklı olsa da hepsinin ortak amacı aynıdır — kendinizi daha iyi anlamak, iyileşmek ve yaşamda daha sağlıklı ilişkiler kurmanıza destek olmak.

Hangi terapi yöntemi bana uygun?

Kaynakça

American Psychological Association. (n.d.). Understanding psychotherapy and how it works. 


Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar, psikodinamik yönelim ağırlıklı çalışmaktadır. Travmalarla çalışırken EMDR yöntemini, kişilik örüntüleriyle çalışırken Şema Terapiyi, ilişkilerde ise Gottman Çift Terapisi yaklaşımını kullanmaktadır. Özellikle narsisizm, bağlanma sorunları ve ilişkisel dinamikler üzerine yoğunlaşır. Yazılarında hem klinik deneyimlerinden hem de bilimsel araştırmalardan beslenerek psikolojik kavramları herkesin anlayabileceği bir dille aktarmayı amaçlar.


 

Çift Terapisi İlişkiler Online Bireysel Terapi Travma Bağı
Önceki
Sonraki

İlgili Makaleler

Üst Düzey Savunma Mekanizmaları
Üst Düzey Savunma Mekanizmaları
5 Haziran 2024

Üst düzey savunma mekanizmaları, daha olgun ve adaptif yollarla içsel çatışmaları...

Devamı
Hangi Terapi Yöntemi Bana Uygun?
Hangi Terapi Yöntemi Bana Uygun?
21 Eylül 2025

Terapiye başlamak, hayatımızda önemli bir dönüm noktasıdır. Fakat birçok kişi ilk...

Devamı
Mahşerin Dört Atlısı – İlişkileri Yıpratan Davranışlar
Mahşerin Dört Atlısı – İlişkileri Yıpratan Davranışlar
9 Kasım 2024

İlişkilerde anlaşmazlıklar (mahşerin dört atlısı), duygusal kopukluklar ve...

Devamı
İlkel Savunma Mekanizmaları
İlkel Savunma Mekanizmaları
4 Haziran 2024

İlkel savunma mekanizmaları, kişiliğin gelişiminin erken aşamalarında ortaya...

Devamı

Instagram

🩵 Günlük hayatın içinde çoğu zaman kendim 🩵 Günlük hayatın içinde çoğu zaman kendimizi duymadan, duygularımızı fark etmeden ilerleriz. Oysa küçük bir mola verip içimize döndüğümüzde değişimin ilk adımını atmış oluruz. Kendine Dönüş Rehberi, bu yolculukta sana eşlik etmesi için hazırlandı.

🦋 Yedi gün boyunca kısa okumalar, egzersizler ve sorularla kendine daha yakından bakmayı, duygularını tanımayı ve içindeki farklı sesleri keşfetmeyi deneyimleyeceksin. Bazen güçlü yanlarını hatırlayacak, bazen sınır koymayı çalışacak, bazen de içindeki küçük çocukla buluşacaksın. Her gün 10–15 dakikanı ayırman, kendinle kurduğun bağı güçlendirmek için yeterli.

✨Bu rehber terapi yerine geçmez. Ama farkındalığını artırmana, kendine daha şefkatli yaklaşmana ve geleceğe dair yeni niyetler koymana destek olabilir. 

🦋✨ Yolculuğun sonunda kendi notlarınla şekillenen kişisel bir defterin olacak: sana ait, sana yol gösteren bir pusula.

7 Gün 7 Adım: Kendine Dönüş Rehberi
	1.	Kendine Bakışın
	2.	Duyguların Haritası
	3.	İç Sesini Resmet
	4.	Güçlü Yanlarının Kolajı
	5.	“Hayır” Günlüğü
	6.	Küçük Çocuğa Mektup
	7.	Gelecek Benliğe Niyet

🔗 Kendine Dönüş Rehberi’ni profilimdeki linkten veya www.tugceturanlar.com’dan ücretsiz indirebilirsin.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar 

#psikoloji
Travmatik ya da yıkıcı aile ortamlarında çocu Travmatik ya da yıkıcı aile ortamlarında çocuk, dış koşulları değiştiremeyeceği için hayatta kalma stratejisi olarak çoğu zaman suçu kendine yükler. Bu durum, “kontrol yanılsaması” yaratarak çaresizlik duygusunu hafifletir. Ancak çocuklukta geliştirilen bu mekanizma, yetişkinlikte de ilişkilerde kendini gösterir: partneri yüceltmek, sürekli özür dilemek ya da terk edilme korkusu yaşamak gibi örüntüler bu geçmiş stratejinin izleridir.

Bu durum özellikle kaygılı bağlanma eğiliminde ve narsisistik ilişkilerde çok görülür ❤️‍🩹

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar 

#psikoloji
İlişkilerde sınır koymak çoğu zaman “benci İlişkilerde sınır koymak çoğu zaman “bencillik” olarak algılansa da, aslında hem kişinin hem de ilişkinin sağlığını koruyan bir adımdır. 

Sınır, duyguları, zamanı, enerjiyi ve değerleri koruyan görünmez bir çizgidir; sevgiyi azaltan bir duvar değil, ilişkiyi daha güvenli ve saygılı kılan bir çerçevedir. Sağlıklı sınırlar duygusal, fiziksel, dijital ya da değer temelli olabilir ve iletişime kapıyı kapatmaz; tam tersine beklentileri netleştirerek çatışmaları azaltır, iletişimi güçlendirir ve güvenli bağlanmayı destekler.

Bencillik algısının kökeninde genellikle kaygılı bağlanma örüntüleri, “fedakârlık = sevgi” gibi kültürel kalıplar ve çocuklukta “hayır” demeyle ilişkilenen suçluluk duyguları vardır. Oysa sınır koyabilen kişi, partnerine de alan tanır; bu da saygıyı ve güveni artırır. 

Gottman Çift Terapisi’nde de vurgulandığı gibi, mutlu çiftler hem “biz” olmayı hem de “ben” kalabilmeyi başarır ❤️

Kısacası, sınır koymak sevgisizliğin değil özsaygının göstergesidir; gerçek yakınlık ise sınırların yok sayılmasıyla değil, kabul edilip saygı duyulmasıyla mümkündür.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Günümüzde ayrılıklar artık sadece yüz yüze Günümüzde ayrılıklar artık sadece yüz yüze yaşanan bir deneyim değil; sosyal medya da bu sürecin önemli bir parçası haline geldi 💔

Eski partnerin paylaşımlarını görmek, hikâyelerini takip etmek ya da ortak fotoğraflarla karşılaşmak, duygusal toparlanmayı zorlaştırabilir. 

Kaygılı bağlanan kişiler ayrılık sonrası sosyal medyada daha yoğun “takip” davranışı gösterirken; kaçınan bağlanan kişiler genellikle tüm dijital izleri silmeyi tercih eder. 

Modern ilişki dinamikleri arasında yer alan “ghosting” (aniden ortadan kaybolma) ve “breadcrumbing” (ufak mesajlarla umut verip ilişkiyi sürüncemede bırakma) gibi davranışlar ise bu süreci daha da karmaşık hale getirebilir.

🔗 Yazının tamamını www.tugceturanlar.com’da okuyabilirsiniz 🩵

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Görmezden Gelen Ebeveynin Çocuğu Olmak ❤️‍🩹Çocuklukta ebeveyn tarafından duygusal olarak görülmemek, yani duygusal ihmal, bireyin benlik algısı, duygularını düzenleme becerisi ve ilişkilerinde derin izler bırakır.

* Çocuklukta: Temel ihtiyaçlar karşılanır ama duygusal sıcaklık, aynalanma ve düzenleyici ilişki deneyimi eksik kalır. Çocuk, sessizlikle kabul edilmeyi öğrenir. Bu da içe kapanma, yalnızlık ve yetersizlik duygularına yol açar.

* Yetişkinlikte: Duygularını ifade etmekte zorlanma, ya bastırma ya da yoğun ve kontrolsüz dışavurum şeklinde görülür. İlişkilerde aşırı uyum sağlama veya duygusal mesafe koyma eğilimleri gelişebilir. Karar vermede güçlük, onay arayışı, kaygı ve depresyon gibi sorunlar sık görülür.

* Onay ihtiyacı: Görülmeyen çocuk, yetişkin olduğunda değeri onay üzerinden tanımlar. Bu ya pasif bir uyum (sessizlik, memnun etme) ya da aktif bir onay arayışı (mükemmeliyetçilik, sürekli doğru olma çabası) olarak ortaya çıkar.

* İyileşme: Duyguların fark edilmesi, adlandırılması, öz-şefkat, sınır koyma ve kendini ifade etme becerilerinin güçlendirilmesiyle mümkündür. Güvenli ve düzenleyici ilişkiler, özsaygıyı ve duygu düzenleme kapasitesini destekler.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Bağlanma stilleri, ayrılıkla başa çıkma biç Bağlanma stilleri, ayrılıkla başa çıkma biçimimizi önemli ölçüde şekillendirir. Bu farkındalık, yaşanan tepkilerin kişisel bir yetersizlik değil, geçmişten gelen bağlanma dinamiklerinin doğal bir yansıması olduğunu hatırlatır. Kendi bağlanma stilimizi tanımak, hem ayrılık sürecinde duygularımızı anlamlandırmamıza hem de gelecekte daha sağlıklı ilişkiler kurmamıza katkı sağlar.

Güvenli Bağlanma

* Yakınlıktan korkmaz, duygularını ifade eder.
* Ayrılıkta üzüntüyü kabul eder, sosyal destekle iyileşmeye yönelir.
* Daha hızlı toparlanır ve sağlıklı ilişkiler kurma olasılığı yüksektir.

Kaygılı Bağlanma
* Reddedilme korkusu taşır, partneri kaybetmemek için yoğun çaba gösterir.
* Ayrılık sonrası yoğun acı, çaresizlik ve takıntılı düşünceler yaşar.
* Eski partnerle teması sürdürme girişimleri sık görülür.

Kaçıngan Bağlanma
* Yakınlıktan rahatsız olur, duygusal bağı sınırlı tutar.
* Ayrılık sonrası soğukkanlı görünür, acıyı bastırmaya çalışır.
* Bastırılan duygular uzun vadede yalnızlık ya da öfke olarak geri döner.

Korkulu-Kaçıngan Bağlanma
* Hem yakınlık ister hem de reddedilmekten korkar.
* Ayrılıkta duyguları dalgalanır; özlem ve öfke arasında gidip gelir.
* Bu çelişkiler iyileşmeyi ve yeni ilişkileri zorlaştırır.

Ortak Noktalar 🌹
* Ayrılık bir kayıp deneyimidir ve yas süreciyle benzerlik gösterir.
* Benlik algısı sarsılabilir, kişi değerini sorgulayabilir.
* Zamanla çoğu birey ayrılığı kabullenir ve yeni başlangıçlar yapar.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Instagram'da takip et

Öne Çıkan Konular

  • Narsisizm
  • İstismar ve Manipülasyon
  • Bağlanma Stilleri
  • Psikodinamik Terapi
  • EMDR
  • Şema Terapi
  • Gottman Çift Terapisi

Son Eklenenler

  • Kendine Dönüş Neden Önemli?
  • Hangi Terapi Yöntemi Bana Uygun?
  • İlişkilerde Sınır Koymak Bencillik mi?
  • Ayrılık ve Bağlanma Stilleri: Hangi Tepkiler Sizi Bekliyor?
  • Mutluluk Korkusu: Neden Bazı İnsanlar Mutluluk Hissinden Kaçar?
  • Mikro Aldatma ve İlişkiler

Yasal Uyarı

Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. Yazılı izin alınmaksızın kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz