Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim

Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim
featured_image

Aşk Bağımlılığı

4 Şubat 2022 Yazar: Tuğçe Turanlar Bağlanma Stilleri, İlişkiler ve Çift Dinamikleri 0 Yorum

AŞK BAĞIMLILIĞI

Aşk bağımlığı olan kişiler, duygusal çaresizliğin kaotik dünyasında nefes alırlar. Yalnız kalmaktan veya reddedilmekten korktukları için sürekli kendilerini bütün hissettirecek o özel kişiyi ararlar. İronik olan ise, aşk bağımlıları çoğu zaman bu deneyimi gerçekleştirmek için sayısız fırsata sahip olurlar. Ancak, sağlıklı ilişkilerin huzurundan çok, yoğun “aşık olma” deneyimine çok daha güçlü bir şekilde kapılırlar. Neredeyse tüm yaşam seçimlerini bu arzuya dayandırırlar ve bu mükemmel kişiyi ararlar. Kıyafet seçimlerinden yaptıkları spora, katıldıkların etkinliklerden sahip oldukları hobilere kadar her şey bu mükemmel insanı bulmak içindir.

“Bize acı veren duygulardan korunmak için bağımlılık geliştirebilir ve onun zararlarını görmezden gelip yolumuza devam edebiliriz. Ta ki bağımlılığımız kontrol edilemez bir hâl alana kadar.”

Aşk bağımlıları, birine bağımlı olmadıklarında öz bakımlarını  yerine getirebilirken, ilişkiye başladıklarında bu durumun tam tersi yaşanır. Bağımlı oldukları kişiye daha çok zaman ve emek harcayarak kendilerinden daha fazla değer verirler. Sevdiklerine saplantılı bir şekilde odaklanırlar.

“Aşk bağımlıları, ilk bakım verenleri tarafından terk edilme geçmişi olan, onaylanma, sevgi ve ebeveynle bağ kurma gibi en değerli ihtiyaçlarının karşılanmadığı çocuklar olarak kabul edilebilir. Bu durum yetişkin yaşamında benlik saygısını önemli ölçüde etkiler. “

Diğer bağımlılıklarda da olduğu gibi, aşk bağımlılığından kurtulmak da bir kendini keşfetme sürecidir. Belirli adımlar atmayı gerektirir: “İnkârı kırmak, bağımlılığı ve onun zararlı sonuçlarını kabul etmek ve bağımlılık döngüsünün tekrar etmesini engellemek için müdahale etmek.”

Bir terapistle çalışmak,  yaşama olumsuz etkileri olan duyguları  açığa çıkarma konusunda yardımcı olabilir.

Uzun süreli bir ilişki arayan bireyler için, “ilk aşkın heyecanı” samimi bir ilişkiyi sürdürmek için gerekli bağı sağlayan katalizördür. Bununla birlikte, aşk bağımlıları “ilk romantizmin heyecanına” bağımlıdır ve bu nedenle ilişkileri asla bu ilk yüksek duygunun ötesine geçemez. İlişki içinde aşırı heyecan kaybolduğu için; kopuk, mutsuz, huzursuz ve sinirli hissederler. İlişkileri olmadığında ise kendilerini çaresiz, değersiz ve yalnız görürler; ta ki yeni bir potansiyel partner bulana ve bir kez daha “aşık olmanın” zirvesini hissedene kadar.

“Aşk bağımlılığı, bağımlı kişilik bozukluğu veya borderline kişilik bozukluğundan ayırt edilmelidir. Bu bozukluklarda görülen işlevi olmayan davranış örüntüsü romantik aşkla sınırlı değildir.”

Aşk bağımlılığının tanı ölçütleri konusunda bir fikir birliği olmadığı gibi, ne tür bir bozukluk olduğu konusunda da bir fikir birliği yoktur. Bazı uzmanlar için patolojik aşk, dürtüsellik ve yenilik arayışı ile karakterize edilen bir dürtü kontrol bozukluğudur. Bazıları içinse obsesif-kompulsif spektruma aittir. Obsesyonları olan insanlar gibi, aşk bağımlılığı olanlar da tekrarlayan ve  araya giren düşünceler (Intrusive düşünceler) yaşayabilirler. Ancak bu saplantıları düzen veya temizlik kaygıları yerine sevdikleri kişiyle ilgilidir.

Patolojik aşka bağımlılık diyorsak bu davranışsal bir bağımlılık olmalı. Davranışsal bağımlılıklar (kumar bağımlılığı gibi) psikoaktif bir madde tüketimini gerektirmez, ancak madde bağımlılıklarıyla benzer özellikleri taşır. Örneğin, madde kullanımının ilk aşamalarında olan bir kişi gibi aşk bağımlısı da başta yoğun haz ve tatmin duygusu hissedebilir.

Aşık olmak, herkes için güzel bir duygudur. Birini sevmek ve biri tarafından sevilmek birçok insanın sahip olmak istediği bir şeydir.  Aşk ancak sağlıksız bir şekilde gerçekleştiğinde, insanların kendilerine ve sevdiklerine zarar verecek davranışlar sergiletmesine neden olabilir. Aşk bağımlılarının partnerlerine olan takıntıları  ve onları kontrol etme ihtiyacı  istemsiz davranış ve dürtüleri ortaya çıkarabilir.  Ancak uygun bir tedavi yöntemi ile sorunları nasıl çözeceklerini öğrenip sağlıklı ilişkiler yaşayabilirler.

“If you love and get hurt, love more.
If you love more and hurt more, love even more.
If you love even more and get hurt even more, love some more until it hurts no more…”

Shakespeare

 

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

“Aşk Bağımlılığı”

Kaynaklar

symptoms of love addiction

what is love addiction

 

 

Önceki
Sonraki

İlgili Makaleler

Ayrılık ve Bağlanma Stilleri: Hangi Tepkiler Sizi Bekliyor?
Ayrılık ve Bağlanma Stilleri: Hangi Tepkiler Sizi Bekliyor?
25 Ağustos 2025

Farklı bağlanma stillerinin ayrılık sonrası duygusal tepkilere etkisi Romantik...

Devamı
Mahşerin Dört Atlısı – İlişkileri Yıpratan Davranışlar
Mahşerin Dört Atlısı – İlişkileri Yıpratan Davranışlar
9 Kasım 2024

İlişkilerde anlaşmazlıklar (mahşerin dört atlısı), duygusal kopukluklar ve...

Devamı
Travma Bağı Neden Olur
Travma Bağı Neden Olur
15 Haziran 2024

Travma bağı, bireylerin travmatik ilişkilerde, özellikle de istismar eden ya da...

Devamı
Aşk içinde kalmanın bir yolu var mı
Aşk içinde kalmanın bir yolu var mı
5 Eylül 2021

“Aşk, varoluşsal boyutta benlik sınırlarının terk edilmesidir.” Kernberg Aşkın...

Devamı

Instagram

Travmatik ya da yıkıcı aile ortamlarında çocu Travmatik ya da yıkıcı aile ortamlarında çocuk, dış koşulları değiştiremeyeceği için hayatta kalma stratejisi olarak çoğu zaman suçu kendine yükler. Bu durum, “kontrol yanılsaması” yaratarak çaresizlik duygusunu hafifletir. Ancak çocuklukta geliştirilen bu mekanizma, yetişkinlikte de ilişkilerde kendini gösterir: partneri yüceltmek, sürekli özür dilemek ya da terk edilme korkusu yaşamak gibi örüntüler bu geçmiş stratejinin izleridir.

Bu durum özellikle kaygılı bağlanma eğiliminde ve narsisistik ilişkilerde çok görülür ❤️‍🩹

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar 

#psikoloji
İlişkilerde sınır koymak çoğu zaman “benci İlişkilerde sınır koymak çoğu zaman “bencillik” olarak algılansa da, aslında hem kişinin hem de ilişkinin sağlığını koruyan bir adımdır. 

Sınır, duyguları, zamanı, enerjiyi ve değerleri koruyan görünmez bir çizgidir; sevgiyi azaltan bir duvar değil, ilişkiyi daha güvenli ve saygılı kılan bir çerçevedir. Sağlıklı sınırlar duygusal, fiziksel, dijital ya da değer temelli olabilir ve iletişime kapıyı kapatmaz; tam tersine beklentileri netleştirerek çatışmaları azaltır, iletişimi güçlendirir ve güvenli bağlanmayı destekler.

Bencillik algısının kökeninde genellikle kaygılı bağlanma örüntüleri, “fedakârlık = sevgi” gibi kültürel kalıplar ve çocuklukta “hayır” demeyle ilişkilenen suçluluk duyguları vardır. Oysa sınır koyabilen kişi, partnerine de alan tanır; bu da saygıyı ve güveni artırır. 

Gottman Çift Terapisi’nde de vurgulandığı gibi, mutlu çiftler hem “biz” olmayı hem de “ben” kalabilmeyi başarır ❤️

Kısacası, sınır koymak sevgisizliğin değil özsaygının göstergesidir; gerçek yakınlık ise sınırların yok sayılmasıyla değil, kabul edilip saygı duyulmasıyla mümkündür.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Günümüzde ayrılıklar artık sadece yüz yüze Günümüzde ayrılıklar artık sadece yüz yüze yaşanan bir deneyim değil; sosyal medya da bu sürecin önemli bir parçası haline geldi 💔

Eski partnerin paylaşımlarını görmek, hikâyelerini takip etmek ya da ortak fotoğraflarla karşılaşmak, duygusal toparlanmayı zorlaştırabilir. 

Kaygılı bağlanan kişiler ayrılık sonrası sosyal medyada daha yoğun “takip” davranışı gösterirken; kaçınan bağlanan kişiler genellikle tüm dijital izleri silmeyi tercih eder. 

Modern ilişki dinamikleri arasında yer alan “ghosting” (aniden ortadan kaybolma) ve “breadcrumbing” (ufak mesajlarla umut verip ilişkiyi sürüncemede bırakma) gibi davranışlar ise bu süreci daha da karmaşık hale getirebilir.

🔗 Yazının tamamını www.tugceturanlar.com’da okuyabilirsiniz 🩵

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Görmezden Gelen Ebeveynin Çocuğu Olmak ❤️‍🩹Çocuklukta ebeveyn tarafından duygusal olarak görülmemek, yani duygusal ihmal, bireyin benlik algısı, duygularını düzenleme becerisi ve ilişkilerinde derin izler bırakır.

* Çocuklukta: Temel ihtiyaçlar karşılanır ama duygusal sıcaklık, aynalanma ve düzenleyici ilişki deneyimi eksik kalır. Çocuk, sessizlikle kabul edilmeyi öğrenir. Bu da içe kapanma, yalnızlık ve yetersizlik duygularına yol açar.

* Yetişkinlikte: Duygularını ifade etmekte zorlanma, ya bastırma ya da yoğun ve kontrolsüz dışavurum şeklinde görülür. İlişkilerde aşırı uyum sağlama veya duygusal mesafe koyma eğilimleri gelişebilir. Karar vermede güçlük, onay arayışı, kaygı ve depresyon gibi sorunlar sık görülür.

* Onay ihtiyacı: Görülmeyen çocuk, yetişkin olduğunda değeri onay üzerinden tanımlar. Bu ya pasif bir uyum (sessizlik, memnun etme) ya da aktif bir onay arayışı (mükemmeliyetçilik, sürekli doğru olma çabası) olarak ortaya çıkar.

* İyileşme: Duyguların fark edilmesi, adlandırılması, öz-şefkat, sınır koyma ve kendini ifade etme becerilerinin güçlendirilmesiyle mümkündür. Güvenli ve düzenleyici ilişkiler, özsaygıyı ve duygu düzenleme kapasitesini destekler.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Bağlanma stilleri, ayrılıkla başa çıkma biç Bağlanma stilleri, ayrılıkla başa çıkma biçimimizi önemli ölçüde şekillendirir. Bu farkındalık, yaşanan tepkilerin kişisel bir yetersizlik değil, geçmişten gelen bağlanma dinamiklerinin doğal bir yansıması olduğunu hatırlatır. Kendi bağlanma stilimizi tanımak, hem ayrılık sürecinde duygularımızı anlamlandırmamıza hem de gelecekte daha sağlıklı ilişkiler kurmamıza katkı sağlar.

Güvenli Bağlanma

* Yakınlıktan korkmaz, duygularını ifade eder.
* Ayrılıkta üzüntüyü kabul eder, sosyal destekle iyileşmeye yönelir.
* Daha hızlı toparlanır ve sağlıklı ilişkiler kurma olasılığı yüksektir.

Kaygılı Bağlanma
* Reddedilme korkusu taşır, partneri kaybetmemek için yoğun çaba gösterir.
* Ayrılık sonrası yoğun acı, çaresizlik ve takıntılı düşünceler yaşar.
* Eski partnerle teması sürdürme girişimleri sık görülür.

Kaçıngan Bağlanma
* Yakınlıktan rahatsız olur, duygusal bağı sınırlı tutar.
* Ayrılık sonrası soğukkanlı görünür, acıyı bastırmaya çalışır.
* Bastırılan duygular uzun vadede yalnızlık ya da öfke olarak geri döner.

Korkulu-Kaçıngan Bağlanma
* Hem yakınlık ister hem de reddedilmekten korkar.
* Ayrılıkta duyguları dalgalanır; özlem ve öfke arasında gidip gelir.
* Bu çelişkiler iyileşmeyi ve yeni ilişkileri zorlaştırır.

Ortak Noktalar 🌹
* Ayrılık bir kayıp deneyimidir ve yas süreciyle benzerlik gösterir.
* Benlik algısı sarsılabilir, kişi değerini sorgulayabilir.
* Zamanla çoğu birey ayrılığı kabullenir ve yeni başlangıçlar yapar.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Mikro aldatma, ilişkilerde sadakatin yalnızca fi Mikro aldatma, ilişkilerde sadakatin yalnızca fiziksel sınırlarla değil, duygusal ve dijital alanlarla da şekillendiğini ortaya koyan bir kavramdır. 

Sosyal medyada flörtöz etkileşimler, eski sevgiliyle gizli mesajlaşmalar ya da partnerden saklanan yakınlıklar, görünürde küçük olsa da güveni zedeleyebilir. Bu davranışların ortak özelliği gizlilik, duygusal yatırım ve ilgi odağının partnerden başkasına kaymasıdır. Bu nedenle mikro aldatma, ilişkilerde belirsizlik ve güvensizlik duygularını tetikleyerek büyük krizlere yol açabilir❤️‍🩹

Bununla birlikte, her davranışın mikro aldatma sayılıp sayılmayacağı çiftlerin ortak sınırlarına bağlıdır. Bazı ilişkilerde eski sevgiliyle iletişim önemsiz görülebilirken, başka bir ilişkide bu durum ciddi bir güven sorununa dönüşebilir. Bu nedenle mikro aldatmayı anlamanın anahtarı, partnerlerin açık iletişim kurması, sınırlarını netleştirmesi ve birbirlerinin hassasiyetlerini gözetmesidir. Şeffaflık ve empati, mikro aldatmanın ilişkilerde yıkıcı bir tehdit olmaktan çıkıp, güveni güçlendiren bir farkındalık alanına dönüşmesini sağlayabilir 🌷

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Instagram'da takip et

Öne Çıkan Konular

  • Narsisizm
  • İstismar ve Manipülasyon
  • Bağlanma Stilleri
  • Psikodinamik Terapi
  • EMDR
  • Şema Terapi
  • Gottman Çift Terapisi

Son Eklenenler

  • İlişkilerde Sınır Koymak Bencillik mi?
  • Ayrılık ve Bağlanma Stilleri: Hangi Tepkiler Sizi Bekliyor?
  • Mutluluk Korkusu: Neden Bazı İnsanlar Mutluluk Hissinden Kaçar?
  • Mikro Aldatma ve İlişkiler
  • Dişi ve Erkek Narsisizm: İlişkilerde İki Farklı Yüz
  • İlişkilerde Pygmalion Etkisi: Beklentilerimiz Bizi Nasıl Şekillendirir?

Yasal Uyarı

Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. Yazılı izin alınmaksızın kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz