Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim

Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim
featured_image

İlişkilerde Pygmalion Etkisi: Beklentilerimiz Bizi Nasıl Şekillendirir?

9 Ağustos 2025 Yazar: Tuğçe Turanlar İlişkiler ve Çift Dinamikleri 0 Yorum

İlişkilerde Pygmalion Etkisi

Yunan mitolojisinde heykeltıraş Pygmalion, öylesine güzel bir kadın heykeli yapar ki, kendi eserine âşık olur. Ona Galatea adını verir ve tanrılara yalvarır: “Keşke o bir heykel değil, gerçek bir insan olsa!” Tanrıça Afrodit bu samimi yalvarışa kulak verir ve heykele can bahşeder. Pygmalion’un hayali, gerçeğe dönüşür.

Bu antik hikâye, modern psikolojinin en ilginç kavramlarından birine ilham vermiştir: Pygmalion Etkisi. Başka bir deyişle, kendini gerçekleştiren kehanet. Peki bu etki tam olarak nedir ve ilişkilerimizi nasıl şekillendirir?

Beklentinin Gizli Gücü

Pygmalion Etkisi’ni en yalın haliyle şöyle özetleyebiliriz: Beklentilerimiz, sonuçları etkiler. Bir kişi veya durum hakkında ne bekliyorsak, düşünce ve davranışlarımız o yönde şekillenir. Daha da ilginci, bu davranışlarımız karşımızdakinin tepkilerini de etkileyerek beklediğimiz sonuca doğru bir döngü yaratır.

Bu kavramın gücünü gösteren en ünlü araştırmalardan biri eğitim alanında yapılmıştır. Öğretmenlere, sınıflarındaki bazı öğrencilerin “bu yıl büyük bir sıçrama yapacağı” söylendiğinde (aslında bu öğrenciler rastgele seçilmişti), yıl sonunda gerçekten de bu öğrenciler diğerlerinden daha fazla gelişim gösterdi. Sebep? Öğretmenler farkında olmadan bu öğrencilere daha fazla ilgi göstermiş, daha çok fırsat tanımış ve daha yapıcı geri bildirimler vermişti.

İlişkilerde Sihirli Döngü

Romantik ilişkilerde de benzer bir mekanizma işler. Partnerinizi “anlayışlı, sevgi dolu ve gelişime açık” biri olarak gördüğünüzde, ona karşı davranışlarınız da doğal olarak daha destekleyici ve sevecen olur. Bu da partnerinizin gerçekten o yönde davranmasını kolaylaştırır.

Araştırmalar, partnerini gerçekçi bir iyimserlikle idealleştiren çiftlerin daha mutlu ve uzun süreli ilişkiler yaşadığını gösteriyor. Burada önemli olan nokta, kör bir romantizme kapılmak değil; partnerinizin güçlü yanlarını görüp, zayıf yanlarını da birlikte geliştirebileceğiniz alanlar olarak kabul etmektir.

Davranışsal Doğrulama: Küçük Sinyaller, Büyük Etkiler

Diyelim ki partnerinizin bugün size karşı ilgili ve sıcak olacağını düşünüyorsunuz. Bu beklentiyle ona yaklaştığınızda:

  • Daha açık bir beden diliniz olur
  • Gülümsemeniz daha samimi gelir
  • Konuşmanız daha davetkâr bir ton alır

Ve işte sihir burada gerçekleşir: Partneriniz bu olumlu sinyallere karşılık olarak gerçekten de daha sıcak ve ilgili davranır. Beklentiniz, kendi kendini doğrulayan bir kehanete dönüşür.

Yüksek Beklentilerin Sanatı: Dengeli Yaklaşım

“Yüksek beklenti” demek, kusursuzluk aramak değildir. Aksine, yapıcı ve uygulanabilir beklentiler kurmaktır. İşte ilişkinizde Pygmalion Etkisi’ni olumlu yönde kullanmanın yolları:

1. Duygusal İklimi Isıtın

Günün içinde küçük sıcaklık sinyalleri verin. Göz teması kurun, partnerinize adıyla hitap edin, küçük şeyler için bile teşekkür edin. Bu mini jestler, ilişkinin temelini güvenli ve sıcak tutar.

2. Gelişim Odaklı Dil Kullanın

“Sen hiç dinlemiyorsun” yerine “İkimiz de dinleme konusunda gelişebiliriz” deyin. “Henüz tam oturmadı ama ilerliyoruz” gibi cümleler, öğrenme odaklı bir çerçeve yaratır. Bu yaklaşım, hatalardan çok gelişime odaklanır.

3. Alan Açın, Fırsat Verin

Duygularınızı ifade ettikten sonra konuyu kapatmak yerine “Sence bu durumu nasıl iyileştirebiliriz?” diye sorun. Karşı tarafa düşünme ve katkıda bulunma alanı açmak, çözümü birlikte inşa etmenizi sağlar.

4. Spesifik ve Yapıcı Geri Bildirim

Genel eleştiriler yerine spesifik, davranış odaklı geri bildirimler verin: “Dün akşam yemekte telefonunu bırakıp benimle sohbet etmen beni çok mutlu etti. Bunu daha sık yapabilir miyiz?” Net ve dengeli geri bildirim, değişimi kolaylaştırır.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

Gerçekçilik Şart

Pygmalion Etkisi sihirli bir değnek değildir. İlişkiler, iki kişinin ortak emeğiyle şekillenir. Beklentileriniz tek başına mucizeler yaratmaz; ancak doğru davranışlarla desteklendiğinde güçlü bir katalizör olabilir.

Kontrol Tuzağına Düşmeyin

Yüksek beklenti, partnerinizi “olmadığı biri olmaya zorlamak” anlamına gelmez. Sürekli “ince ayar” yapma çabası, kontrol ve baskı hissi yaratarak ilişkiye zarar verir. Değişim ancak karşılıklı istek ve çabayla mümkündür.

Somut Kanıtlara Odaklanın

Kafanızdaki senaryoya takılmak yerine, gerçekte olanı gözlemleyin. “Bu hafta kaç kez birbirimize nazik davrandık? Ben ne yaptım, o nasıl karşılık verdi?” gibi sorular, beklentiyi gerçeklikle buluşturur.

Evde Deneyebileceğiniz Mini Uygulamalar

Beklenti Günlüğü

Bir hafta boyunca her gün şunları not edin:

  • Partnerinizden beklediğiniz bir davranış
  • Bu davranışı kolaylaştırmak için sizin atacağınız adım
  • Günün sonunda neler olduğu

Hafta sonunda değerlendirin: Hangi beklentiler gerçekleşti? Sizin davranışlarınız nasıl bir etki yarattı?

“Henüz” Dönüşümü

Olumsuz cümlelere “henüz” ekleyin:

  • “Duygularını ifade edemiyor” → “Duygularını henüz rahat ifade edemiyor”
  • “Romantik değil” → “Romantik tarafını henüz tam keşfedemedi”

Sonra küçük, somut adımlar belirleyin: “Bu hafta bir akşam mum ışığında yemek yiyelim” gibi.

Sıcak Açılış Tekniği

Zor konuları konuşurken şu formülü kullanın:

  1. Duygunuzu adlandırın
  2. İhtiyacınızı belirtin
  3. Tek, net bir istek sunun

Örnek: “Kendimi biraz ihmal edilmiş hissediyorum ve seninle bağ kurmak istiyorum. Bu akşam yarım saat telefonsuz, sadece ikimiz sohbet edelim mi?”

Sonuç: Hayalden Gerçeğe

Pygmalion’un hayali Afrodit’in dokunuşuyla can buldu. Modern ilişkilerdeyse bu “dokunuş”, beklentilerimizin dili ve davranışlarımızın samimiyetidir.

İlişkilerimizde görmek istediğimiz değişimi, önce zihnimizde canlandırıp sonra davranışlarımızla besleyebiliriz. Bu süreç sihir değil; küçük, tutarlı ve sevgi dolu adımların birikimidir. Her olumlu beklenti, her yapıcı davranış, ilişkimizi istediğimiz yöne doğru bir adım daha taşır.

Unutmayın: Partnerinizi değiştirmeye çalışmak yerine, birlikte büyümeye odaklanın. Beklentilerinizi yüksek ama gerçekçi tutun. Ve en önemlisi, değişimin ilk adımını kendinizden başlatın. Çünkü ilişkilerdeki en güçlü Pygmalion Etkisi, önce kendimize inandığımızda başlar.

Sevgiyle şekillenen her beklenti, ilişkimizde yeni bir başlangıç olabilir. Bugün hangi olumlu beklentiyle partnerinize yaklaşacaksınız?

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

İlişkilerde Pygmalion Etkisi: Beklentilerimiz Bizi Nasıl Şekillendirir?

Kaynaklar

Hugo Rodríguez Pérez (2024). Exploring the Self‑Fulfilling Prophecy in Couples: Role of Self‑Esteem in Aggressive and Submissive Coping Styles. MLS‑Psychology Research (MLSPR), 7(2), 121–131.

Mishra, M., Reis, S., & Allen, M. S. (2024). Predicting relationship outcomes from rejection sensitivity in romantic couples: Testing actor and partner effects. Current Psychology, 43, 29095–29107.

 

İlişki danışmanlığı İlişkiler
Önceki
Sonraki

İlgili Makaleler

Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğu
Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğu
17 Ocak 2023

Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğu olan kişiler: Yoğun ruh hali değişimleri...

Devamı
İnsanlar Değişir mi? Romantik İlişkilerde Değişimin Rolü
İnsanlar Değişir mi? Romantik İlişkilerde Değişimin Rolü
11 Şubat 2025

İnsanların gerçekten değişip değişemeyeceği, psikoloji alanında uzun süredir...

Devamı
Ayrılık ve Bağlanma Stilleri: Hangi Tepkiler Sizi Bekliyor?
Ayrılık ve Bağlanma Stilleri: Hangi Tepkiler Sizi Bekliyor?
25 Ağustos 2025

Farklı bağlanma stillerinin ayrılık sonrası duygusal tepkilere etkisi Romantik...

Devamı
İlişkilerde Şiddet Türleri ve Gottman Çalışmaları
İlişkilerde Şiddet Türleri ve Gottman Çalışmaları
18 Kasım 2024

John Gottman’ın çift laboratuvarında şiddet içeren ilişkilerle yapılan...

Devamı

Instagram

🩵 Günlük hayatın içinde çoğu zaman kendim 🩵 Günlük hayatın içinde çoğu zaman kendimizi duymadan, duygularımızı fark etmeden ilerleriz. Oysa küçük bir mola verip içimize döndüğümüzde değişimin ilk adımını atmış oluruz. Kendine Dönüş Rehberi, bu yolculukta sana eşlik etmesi için hazırlandı.

🦋 Yedi gün boyunca kısa okumalar, egzersizler ve sorularla kendine daha yakından bakmayı, duygularını tanımayı ve içindeki farklı sesleri keşfetmeyi deneyimleyeceksin. Bazen güçlü yanlarını hatırlayacak, bazen sınır koymayı çalışacak, bazen de içindeki küçük çocukla buluşacaksın. Her gün 10–15 dakikanı ayırman, kendinle kurduğun bağı güçlendirmek için yeterli.

✨Bu rehber terapi yerine geçmez. Ama farkındalığını artırmana, kendine daha şefkatli yaklaşmana ve geleceğe dair yeni niyetler koymana destek olabilir. 

🦋✨ Yolculuğun sonunda kendi notlarınla şekillenen kişisel bir defterin olacak: sana ait, sana yol gösteren bir pusula.

7 Gün 7 Adım: Kendine Dönüş Rehberi
	1.	Kendine Bakışın
	2.	Duyguların Haritası
	3.	İç Sesini Resmet
	4.	Güçlü Yanlarının Kolajı
	5.	“Hayır” Günlüğü
	6.	Küçük Çocuğa Mektup
	7.	Gelecek Benliğe Niyet

🔗 Kendine Dönüş Rehberi’ni profilimdeki linkten veya www.tugceturanlar.com’dan ücretsiz indirebilirsin.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar 

#psikoloji
Travmatik ya da yıkıcı aile ortamlarında çocu Travmatik ya da yıkıcı aile ortamlarında çocuk, dış koşulları değiştiremeyeceği için hayatta kalma stratejisi olarak çoğu zaman suçu kendine yükler. Bu durum, “kontrol yanılsaması” yaratarak çaresizlik duygusunu hafifletir. Ancak çocuklukta geliştirilen bu mekanizma, yetişkinlikte de ilişkilerde kendini gösterir: partneri yüceltmek, sürekli özür dilemek ya da terk edilme korkusu yaşamak gibi örüntüler bu geçmiş stratejinin izleridir.

Bu durum özellikle kaygılı bağlanma eğiliminde ve narsisistik ilişkilerde çok görülür ❤️‍🩹

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar 

#psikoloji
İlişkilerde sınır koymak çoğu zaman “benci İlişkilerde sınır koymak çoğu zaman “bencillik” olarak algılansa da, aslında hem kişinin hem de ilişkinin sağlığını koruyan bir adımdır. 

Sınır, duyguları, zamanı, enerjiyi ve değerleri koruyan görünmez bir çizgidir; sevgiyi azaltan bir duvar değil, ilişkiyi daha güvenli ve saygılı kılan bir çerçevedir. Sağlıklı sınırlar duygusal, fiziksel, dijital ya da değer temelli olabilir ve iletişime kapıyı kapatmaz; tam tersine beklentileri netleştirerek çatışmaları azaltır, iletişimi güçlendirir ve güvenli bağlanmayı destekler.

Bencillik algısının kökeninde genellikle kaygılı bağlanma örüntüleri, “fedakârlık = sevgi” gibi kültürel kalıplar ve çocuklukta “hayır” demeyle ilişkilenen suçluluk duyguları vardır. Oysa sınır koyabilen kişi, partnerine de alan tanır; bu da saygıyı ve güveni artırır. 

Gottman Çift Terapisi’nde de vurgulandığı gibi, mutlu çiftler hem “biz” olmayı hem de “ben” kalabilmeyi başarır ❤️

Kısacası, sınır koymak sevgisizliğin değil özsaygının göstergesidir; gerçek yakınlık ise sınırların yok sayılmasıyla değil, kabul edilip saygı duyulmasıyla mümkündür.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Günümüzde ayrılıklar artık sadece yüz yüze Günümüzde ayrılıklar artık sadece yüz yüze yaşanan bir deneyim değil; sosyal medya da bu sürecin önemli bir parçası haline geldi 💔

Eski partnerin paylaşımlarını görmek, hikâyelerini takip etmek ya da ortak fotoğraflarla karşılaşmak, duygusal toparlanmayı zorlaştırabilir. 

Kaygılı bağlanan kişiler ayrılık sonrası sosyal medyada daha yoğun “takip” davranışı gösterirken; kaçınan bağlanan kişiler genellikle tüm dijital izleri silmeyi tercih eder. 

Modern ilişki dinamikleri arasında yer alan “ghosting” (aniden ortadan kaybolma) ve “breadcrumbing” (ufak mesajlarla umut verip ilişkiyi sürüncemede bırakma) gibi davranışlar ise bu süreci daha da karmaşık hale getirebilir.

🔗 Yazının tamamını www.tugceturanlar.com’da okuyabilirsiniz 🩵

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Görmezden Gelen Ebeveynin Çocuğu Olmak ❤️‍🩹Çocuklukta ebeveyn tarafından duygusal olarak görülmemek, yani duygusal ihmal, bireyin benlik algısı, duygularını düzenleme becerisi ve ilişkilerinde derin izler bırakır.

* Çocuklukta: Temel ihtiyaçlar karşılanır ama duygusal sıcaklık, aynalanma ve düzenleyici ilişki deneyimi eksik kalır. Çocuk, sessizlikle kabul edilmeyi öğrenir. Bu da içe kapanma, yalnızlık ve yetersizlik duygularına yol açar.

* Yetişkinlikte: Duygularını ifade etmekte zorlanma, ya bastırma ya da yoğun ve kontrolsüz dışavurum şeklinde görülür. İlişkilerde aşırı uyum sağlama veya duygusal mesafe koyma eğilimleri gelişebilir. Karar vermede güçlük, onay arayışı, kaygı ve depresyon gibi sorunlar sık görülür.

* Onay ihtiyacı: Görülmeyen çocuk, yetişkin olduğunda değeri onay üzerinden tanımlar. Bu ya pasif bir uyum (sessizlik, memnun etme) ya da aktif bir onay arayışı (mükemmeliyetçilik, sürekli doğru olma çabası) olarak ortaya çıkar.

* İyileşme: Duyguların fark edilmesi, adlandırılması, öz-şefkat, sınır koyma ve kendini ifade etme becerilerinin güçlendirilmesiyle mümkündür. Güvenli ve düzenleyici ilişkiler, özsaygıyı ve duygu düzenleme kapasitesini destekler.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Bağlanma stilleri, ayrılıkla başa çıkma biç Bağlanma stilleri, ayrılıkla başa çıkma biçimimizi önemli ölçüde şekillendirir. Bu farkındalık, yaşanan tepkilerin kişisel bir yetersizlik değil, geçmişten gelen bağlanma dinamiklerinin doğal bir yansıması olduğunu hatırlatır. Kendi bağlanma stilimizi tanımak, hem ayrılık sürecinde duygularımızı anlamlandırmamıza hem de gelecekte daha sağlıklı ilişkiler kurmamıza katkı sağlar.

Güvenli Bağlanma

* Yakınlıktan korkmaz, duygularını ifade eder.
* Ayrılıkta üzüntüyü kabul eder, sosyal destekle iyileşmeye yönelir.
* Daha hızlı toparlanır ve sağlıklı ilişkiler kurma olasılığı yüksektir.

Kaygılı Bağlanma
* Reddedilme korkusu taşır, partneri kaybetmemek için yoğun çaba gösterir.
* Ayrılık sonrası yoğun acı, çaresizlik ve takıntılı düşünceler yaşar.
* Eski partnerle teması sürdürme girişimleri sık görülür.

Kaçıngan Bağlanma
* Yakınlıktan rahatsız olur, duygusal bağı sınırlı tutar.
* Ayrılık sonrası soğukkanlı görünür, acıyı bastırmaya çalışır.
* Bastırılan duygular uzun vadede yalnızlık ya da öfke olarak geri döner.

Korkulu-Kaçıngan Bağlanma
* Hem yakınlık ister hem de reddedilmekten korkar.
* Ayrılıkta duyguları dalgalanır; özlem ve öfke arasında gidip gelir.
* Bu çelişkiler iyileşmeyi ve yeni ilişkileri zorlaştırır.

Ortak Noktalar 🌹
* Ayrılık bir kayıp deneyimidir ve yas süreciyle benzerlik gösterir.
* Benlik algısı sarsılabilir, kişi değerini sorgulayabilir.
* Zamanla çoğu birey ayrılığı kabullenir ve yeni başlangıçlar yapar.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Instagram'da takip et

Öne Çıkan Konular

  • Narsisizm
  • İstismar ve Manipülasyon
  • Bağlanma Stilleri
  • Psikodinamik Terapi
  • EMDR
  • Şema Terapi
  • Gottman Çift Terapisi

Son Eklenenler

  • Kişilik Bozukluklarında EMDR Terapisi
  • Travmatik Anılar ve EMDR Terapisi: TSSB Belirtilerinde İyileşme
  • İlişkilerde Değişim ve Güçlü Bağların Sırları
  • Kendine Dönüş Neden Önemli?
  • Hangi Terapi Yöntemi Bana Uygun?
  • İlişkilerde Sınır Koymak Bencillik mi?

Yasal Uyarı

Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. Yazılı izin alınmaksızın kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz