Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim

Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim
featured_image

Çocuk İstismarı ve Mağdur Çocukla Görüşme Teknikleri

7 Eylül 2021 Yazar: Tuğçe Turanlar Çocuk istismarı ve İhmali, Çocuk ve Ergen, Travma 0 Yorum

ÇOCUK İSTİSMARI: Dünya Sağlık Örgütü’ne göre çocuk istismarı, çocuğun sağlığını, yaşamını ve gelişimini riske atacak şekilde bir yetişkin, toplum veya ülkesi tarafından bilerek ya da bilmeyerek yapılan davranışlar, haklarını ihlal eden her türlü eylem ve eylemsizliklerin tümüdür (WHO, 2006).  Çocuğa karşı yapılan istismarın fiziksel istismar, cinsel istismar, duygusal istismar ve ihmal olmak üzere dört farklı boyutu vardır (WHO, 2006):

Fiziksel istismar: Çocuğun kaza dışı fiziksel olarak yaralanması şeklindedir. Fiziksel bulgular olması sebebi ile en kolay tespit edilen istismar türüdür.

Cinsel istismar: Çocuğun gelişimsel olarak hazır olmadığı, ne olduğunu kavrayamadığı, rıza gösterme ve onaylama kapasitesi olmadığı cinsel aktiviteye zorlanması durumudur.

Duygusal istismar: Çocuğun sevgi, ilgi ve bakımdan mahrum kalması ve bu yüzden psikolojik sorunlar yaşaması durumudur.

İhmal: Çocuğun ihtiyacı olan beslenme, sağlık, barınma, korunma gibi temel gereksinimlerinin kendisine bakmakla sorumlu olan kişiler tarafından karşılanmamasıdır.

İstismara uğrayan çocukların önemli bir bölümü, maruz kaldıkları istismar sonucunda korktukları ve kendilerini bu durum yüzünden suçlu hissettikleri için,  yaşadıklarını gizleyerek bu olayı bildirmemektedir. Bu yüzden mağdur çocuklar almaları gereken tıbbi, hukuki, psikolojik ve sosyal yardımı alamamaktadır. Ayrıca, çocuğun değerlendirme sürecinde, bu alanda yeterliliği bulanmayan kolluk kuvvetleri ve adli merciler tarafından, yaşadıklarını tekrar tekrar anlatmasına mecbur bırakılması, çocuğun yaşadığı travmayı şiddetlendirerek ruh sağlığını daha da çok bozmaktadır (Yüksel ve ark, 2013).

ÇOCUK İSTİSMARI – MAĞDURLA GÖRÜŞMENİN ÖNEMİ 

Çocukla yürütülen soruşturmalar yetişkinlerle yapılandan farklıdır. Özellikle cinsel istismar mağduru olan çocukların yaşadığı travma ve gelişim özellikleri açısından verdiği tepkiler onlardan bilgi almayı zorlaştırmaktadır. Ayrıca mental ve zihinsel bozukluğu olan çocuklara daha özel bir ilgi gereklidir (Aydın ve Sönmez, 2014; Akt: Gönültaş ve Akduman, 2016). Mağdurla görüşme yapan kişinin çocuğu tekrar travmatize etmeyecek şekilde bildirim alması önemlidir. Bu sebeple, bu tarz soruşturmalarda yer alan kişilerin bu konularla ilgili eğitimi ve tecrübesi bulunmak zorundadır.

Goodman- Brown ve ark. (2003) araştırmasında çocukların ilk görüşmelerde bilgi vermekten kaçındığı ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada mağdur bildirimlerinin; istismarın çeşidi, mağdurun yaşının büyük olması, olumsuz sonuçlanma endişesi, aile içi istismar, başına gelenler yüzünden kendini suçlama duygusu faktörlerinden etkilendiği bulunmuştur.  Yapılan bir diğer araştırmada, 202 mağdur bildirimi incelenmiş ve bu bildirimlerin; mağdurun cinsiyeti (erkek çocuklarının kız çocuklarına göre istismarı bildirme oranları daha az), istismarcının denetimi altında olma, penetrasyon içeren bir istismara maruz kalma ve istismarcının çocuğu tehdit etmesi gibi değişkenlerden etkilendiği bulunmuştur (Gönültaş, 2013; Akt: Gönültaş ve Akduman, 2016).

Adli görüşme sürecinde amaç, mağduru travmatize etmeden mağdurdan yaşanan olayla ilgili bildirim almaktır. Çocuğa sorulan soruların açık uçlu olması, çocuğun cevaplarının yönlendirilmemesi ve ayrıntılı bilgi alınması açısından oldukça önemlidir. Sorular çocuğun gelişim özellikleri göz önünde bulundurularak sorulmalıdır. Görüşmeyi gerçekleştiren uzman kişi yaşanılan bu adli süreci çocuğun anlayacağı bir şekilde ona açıklamalıdır.

ÇOCUK İSTİSMARI – MAĞDUR İLE GÖRÜŞME

Uzmanlar, çocuğu bir başkasına göndermek yerine, tıbbi incelemelerin biran önce bitirilmesini sağlayarak, çocuğun daha fazla zarar görmesini engellemekle sorumludur. Çocuğun istismarcısı ona bakmakla yükümlü olan aile üyelerinden biri ise çocuğun istismarcı ile ilişkisi kesilmeli gerekirse koruma altına alınmalıdır (Bulut, 2008). Uzmanın ilk görevi problemleri belirleyerek çocuğun neden bir danışmanla görüştüğünü anlamasını sağlamaktır. Bu sebeple, danışman yargılayıcı olmadan, samimi bir şekilde çocuğun yaşına uygun olarak açıklamalar yapmalıdır. Görüşme yapılan oda ise çocukların kendilerini rahat ve güvende hissedebileceği resmi olmayan bir yer olmalıdır. Bu çocuğun konuşmasını ve kendini ifade etmesini kolaylaştıracaktır (O’Brien 2001; Akt: Bulut, 2008).

Kendini ifade etme yeteneği gelişmemiş ve içinde bulunduğu durumdan korkan çocukların ebeveynleri yanlarında bulunabilir. Ebeveynler çocuğun korkmasını engelleyip çocuk hakkında bilgi alınmasına yardımcı olabilir. Ancak bu aşamadan sonra çocuk ile yalnız görüşülerek olayı bir de onun anlatmasını sağlamak gerekmektedir. Kendini ifade edebilen çocukların ailesi ise görüşmeye alınmamalı, gizli kameradan ya da ayna arkasından görüşmeyi izlemelidir. Böylece hem olaylardan haberdar olabilirler hem de çocuğa herhangi bir şekilde müdahale edemezler. Özellikle, ebeveynlerden birinin şüpheli olduğu durumlarda önemlidir ( Renvoize, 1993; Akt: Bulut, 2008). Çocuğun ve aile üyelerinin kimlik bilgileri gizli tutulmalı ve etiketlenmemeleri için önlemler alınmalıdır (Hughes ve Baker, 1990; Akt: Bulut, 2008).

İlk görüşmedeki diğer önemli nokta ise çocuğu başına gelenlerin onun suçu olmadığına dair ikna etmektir. Bu yüzden çocuğun korkularını ve endişelerini gidermek gerekir. Buradaki temel amaç, olumlu duyguları güçlendirmek ve olumsuz duyguları azaltmaktır (Black ve DeBlassie, 1993; Akt: Bulut, 2008). Bazen çocuklar rahat bir şekilde olayları anlatabilir. Böyle vakalarda uzmanlar şaşırma, korku veya onaylama davranışı göstermemelidir. Buna ek olarak, çocuk fiziksel olarak zarar görmüşse, üzülmesini ya da korkmasını engellemek amacıyla çocuğa dokunmaktan kaçınılmalıdır (Bulut, 2008).

Cinsel istismar mağduru olan çocukların ağır bir travma içinde olabileceğini unutmamak gerekir. Adli süreçte çocuktan bilgi alınırken, çocuğun gelişim özelliği ve içinde bulunduğu durum göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuğun tekrarlı olarak travmatize edilmesini engellemek için görüşme olabildiğince kısa sürede ve tek seferde bir uzman tarafından yapılmalıdır. Görüşme sırasında yönlendirici sorular sorulmaktan kaçınılmalı, çok gerekmedikçe kapalı uçlu sorular sorulmamalıdır. Aile bireylerinin çocuğa herhangi bir müdahalede bulunamaması için önlemler alınmalı ve çocukla yalnız görüşülmelidir. En önemlisi ise çocuk içinde bulunduğu sürecin hukuki boyutu açısından bilgilendirilmelidir.

Çocuk istismarı davalarında bulunan görevlilerin bu konu hakkında eğitim alması, çocuğun geleceğini güvende tutmak açısından oldukça büyük bir önem taşımaktadır.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

“Çocuk İstismarı ve Mağdur Çocukla Görüşme Teknikleri”

KAYNAKLAR

Bulut, S. (2008). Erken Çocukluk Dönemi Cinsel İstismarının Psikodinamik Oyun Terapisiyle Teşhisi ve Tedavisi. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi,29,131-144.

Gönültaş, M. B., Akduman, İ. (2016). Çocuklara Yönelik Cinsel İstismar Soruşturmalarında Mağdur Bildirimlerinin Önemi. Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi,23,274-289.

Yüksel, F., Keser, N., Odabaş, E., Kars, G. B., Yurtkulu, F., Daşkafa, F., Arslan, F., Cayrat, E. (2013). Çocuk İstismarı ve Çocuk İzlem Merkezleri. Tıbbi Sosyal Hizmet Dergisi,2,18-22.

 

çocuk istismarı ve ihmali travma
Önceki
Sonraki

İlgili Makaleler

Travma ve Travma ile Başa Çıkma Üzerine Yazılmış 8 Kitap
Travma ve Travma ile Başa Çıkma Üzerine Yazılmış 8 Kitap
5 Eylül 2023

Travma ile ilgili size dolaylı yoldan destek olabilecek 8 Kitap önerisini...

Devamı
Göç ve göçün psikolojik etkileri
Göç ve göçün psikolojik etkileri
7 Eylül 2021

Göç Göç, birçok nedenden ötürü insanların kendi yaşam yerlerinden kopup...

Devamı
Travma Sonrası Tepkiler
Travma Sonrası Tepkiler
22 Aralık 2023

Travma Sonrası Tepkiler Travma, insan davranışını derinden etkiler ve hayatta...

Devamı
Çocuk İstismarı ve Mağdur Çocukla Görüşme Teknikleri
Çocuk İstismarı ve Mağdur Çocukla Görüşme Teknikleri
7 Eylül 2021

ÇOCUK İSTİSMARI: Dünya Sağlık Örgütü’ne göre çocuk istismarı, çocuğun sağlığını,...

Devamı

Instagram

🍃 Travmatik bağlanmayı kişisel farkındalık 🍃 Travmatik bağlanmayı kişisel farkındalık açısından anlamak için üç parçaya ayıralım:

1. Döngüyü tanımak

Travmatik bağlanmada ilişkiler genelde şu döngüyü izler:
1. Yakınlık / balayı dönemi → Partner çok sevgi dolu, özel hissettiriyor.
2. Gerginlik → Eleştiri, uzaklaşma, küçümseme başlıyor.
3. İncitme → Kötü davranış, ihanet, şiddet, duygusal manipülasyon.
4. Telafi → Özür, sevgi gösterileri, “bir daha olmayacak” sözleri.
5. Döngü tekrar başlar.

Soru: Sizin deneyiminizde bu tür iniş-çıkışlar olmuş muydu? Varsa, genelde hangi aşamada ilişkiye daha çok tutunma hissi geliyordu?

2. Bağlılığı güçlendiren psikolojik mekanizmalar

* Dopamin ve adrenalin dalgalanmaları: Yoğun kötü-iyi geçişleri beynin ödül sistemini etkiler.
* Umut bağı: “Bir gün hep iyi olacak” beklentisi.
* Kendi değer algısının bağa bağlanması: “O beni severse değerliyim” inancı.
* Yalnızlık ve korku: İlişkinin bitmesinin yarattığı boşluk korkusu.

Mini farkındalık çalışması: 1 dakika boyunca gözlerinizi kapatıp şunu fark edin: “Onu düşününce midemde/kalbimde/hissiyatımda nasıl bir duygu ya da gerginlik oluyor?”

3. Döngüyü kırmaya yönelik ilk farkındalık adımları

* Gerçeklik listesi tut: Onun hem iyi hem kötü anlarını tarafsızca yazmak, zihnin sadece “iyi” anlara tutunmasını dengeler.
* İçsel ihtiyaçları keşfet: Bu bağ, hangi çocukluk ihtiyacını (güven, onay, sevgi) tetikliyor?
* Destek ağı: Güvendiğin kişilerle yaşadığın döngüyü konuşmak, yalnızlık hissini azaltır.
* Küçük kopuş pratikleri: Tamamen kopmak zor geliyorsa, önce mesajlaşma süresini, görüşme sıklığını kademeli azaltmak.

Umarım bu bilgiler yolunuzu aydınlatmaya yardımcı olur 🩵

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Hayatımız boyunca sıklıkla kendimize ya da başkalarına “Bu normal mi?” diye sorarız. Peki, aslında “normal” nedir? Kim belirler, neye göre değişir? “Normal”, çoğu zaman toplumun ortalama kabul ettiği davranış, düşünce ve duyguları ifade eden bir kavram olarak kullanılır. Ancak bu sınırların kesin ve değişmez olduğunu söylemek mümkün değildir.

Çünkü “normal”, kültüre, zamana, yaşanılan çevreye ve hatta kişinin yaşam dönemine göre farklılık gösterir. Bir toplumda kabul gören bir davranış, başka bir toplumda yadırganabilir. Hatta aynı toplumda bile yıllar geçtikçe normal kabul edilen şeyler değişebilir. Bir dönem tabu olarak görülen konular, bugün gündelik sohbetlerin parçası haline gelebilir.

Psikolojide ise “normal” ve “anormal” ayrımı, çoğu zaman işlevsellik üzerinden yapılır. Bir davranış ya da duygu, kişinin günlük yaşamını ve ilişkilerini olumsuz etkilemeye başladığında, bu durumun üzerinde durmak gerekebilir. Fakat burada da kesin bir çizgi çizmek zordur; çünkü her insanın başa çıkma yolları, duygu yoğunluğu ve yaşam deneyimleri birbirinden farklıdır.

✨✨✨✨

“Tut ki şu anda gece yarısı aniden güneş doğuveriyor. Gece yarısında! Zerre kadar şaşırtmaz mı bu seni?’
‘Hayır’ diye yanıtlıyorum, ‘bu, zerre kadar şaşırtmaz beni.’
Barcelonalı saatçi yüksek sesle: ‘Ben şaşırırdım yahu! Hatta o kadar ki, herhalde kafayı oynatırdım’ dedi.
İşte tam burada Salvador Dali sadece kendine özgü o görkemli hazır yanıtlarından birini yumurtluyor:
‘Bende ise tam tersi! Kafayı oynatanın güneş olduğunu düşünürdüm.’

Bir Dahinin Güncesi
Salvador Dalí
❤️‍🩹 İlişkide yalnızlık, partnerinizl ❤️‍🩹 İlişkide yalnızlık, partnerinizle fiziksel olarak yakın olsanız bile duygusal olarak kopuk hissetmekten kaynaklanır. Duygusal yakınlık ve günlük paylaşımlar azaldıkça çiftler zamanla birbirinden uzaklaşır ve bu genellikle fark edilmeden gelişen bir süreçtir.

❤️‍🩹 İlişkide yalnızlığın belirtileri arasında; partnerle sadece ev arkadaşı gibi hissetmek, duygusal yakınlaşma çabalarının karşılık bulmaması, iletişimin yüzeysel olması ve hislerin paylaşılamaması bulunur. 

Bu durum zamanla bir döngüye dönüşerek yalnızlık hissini artırabilir.

❤️‍🩹 Yalnızlık, çoğunlukla karşılanmayan duygusal ihtiyaçlar ve zayıflayan iletişimden kaynaklanır. 

Farklı sevgi dilleri, stres ve önceki olumsuz deneyimler de duygusal mesafeyi artırabilir. 

Bilimsel araştırmalar, ilişkide hissedilen yalnızlığın beynin fiziksel acı bölgelerini aktive ettiğini, yani duygusal yalnızlığın fizyolojik olarak da etkileyici olabileceğini göstermektedir.

Bu hissi aşmak için, kişinin kendi duygusal ihtiyaçlarını belirlemesi, iletişim becerilerini geliştirmesi ve partnerle kaliteli zaman geçirmeye özen göstermesi önerilir. 

Yalnızlık hissi açık ve suçlayıcı olmayan bir dille partnerle paylaşılabilir; böylece karşılıklı anlayış ve destek sağlanabilir 🩵

Son olarak, ilişkideki yalnızlık düzeyinizi değerlendirmek için; duygularınızı partnerinizle paylaşabiliyor musunuz, duygusal yakınlık çabalarınız karşılık buluyor mu ve samimi, derin sohbetler yapabiliyor musunuz gibi soruları kendinize sorabilirsiniz.

#psikoloji
🌷 Bağlanma stillerimiz, çocuklukta edindiğim 🌷 Bağlanma stillerimiz, çocuklukta edindiğimiz deneyimlerin yetişkinlikteki ilişkilerimize nasıl yansıdığını gösterir. 

Herkesin yakınlığa, güvene ve bağlılığa yaklaşımı farklıdır; kimimiz ilişkilerde kendimizi güvende hissederken, kimimiz mesafeye ya da onay arayışına ihtiyaç duyabiliriz. 

Bağlanma stilimizi anlamak, hem kendimizi hem de ilişkilerimizi daha sağlıklı bir gözle değerlendirmemizi sağlar ❤️

Postun sonunda yer alan mini test ise, bağlanma stiliniz hakkında farkındalık kazanmanız için hazırlandı 🩵

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
🌷Bağımlı ilişkilerde kişisel sınırların 🌷Bağımlı ilişkilerde kişisel sınırların silikleşmesi, bireyselliğin kaybolmasına ve ilişkide kimlik karmaşasına yol açabilir. 

Kişi, kendi ihtiyaçlarını ve duygularını arka plana atarak partnerini memnun etmeye öncelik verir; çoğu zaman kendi isteklerini açıkça ifade etmekte zorlanır. 

Sınırların net olmaması, ilk başta huzurlu gibi görünse de, uzun vadede kişinin tükenmesine ve içten içe kırgınlık ve öfke biriktirmesine neden olur. 

Bu süreçte kişi kendi kimliğini kaybedebilir, özgüveni azalır ve ilişkide boğulmuş hissedebilir. 

Araştırmalar, bağımlı ilişkilerde insanların kendilerini ayrı bir kimlik olarak ifade etmekte zorlandığını göstermektedir. 

Sonuç olarak, ilişki sağlıksız bir döngüye dönüşür; bu durum hem ruh sağlığını hem de iletişimi olumsuz etkiler ❤️‍🩹

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
“Dünya göründüğü gibi değil, onu anladığın gibidir.”
— Yann Martel, Pi’nin Yaşamı

🎩🐇✨Bu yüzden arada bir vintage dükkana gitmek fena fikir olmayabilir.
Instagram'da takip et

Etiketler

Bağımlılık Bireysel psikoterapi depresyon Ebeveyn EMDR EMDR Terapisi Freud Gottman Çift Terapisi Jung Kişilik Bozuklukları narsist Online EMDR Online psikolog Psikanaliz Psikodinamik Psikoterapi Rüya travma Travma Bağı Travma Sonrası Stres Bozukluğu Travma Sonrası Tepkiler Çift Terapisi Çocukluk Travmaları çocukluk çağı travmaları İlişkiler

Son Eklenenler

  • İlişkilerde Pygmalion Etkisi: Beklentilerimiz Bizi Nasıl Şekillendirir?
  • Kuşaklararası Travma Aktarımı
  • Toksik İlişkilerde Sınır Koymak Neden Zordur
  • İnsanlar Değişir mi? Romantik İlişkilerde Değişimin Rolü
  • Uzak Mesafe İlişkisi: Bağ ve Güveni Sürdürme
  • Oversharing (Aşırı Paylaşım) Nedir ve Nasıl Başa Çıkılır?

Yasal Uyarı

Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. Yazılı izin alınmaksızın kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz

BESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswyBESbswy