Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim

Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim
featured_image

Projektif Testler (Çocuk ve Ergenler için)

8 Eylül 2021 Yazar: Tuğçe Turanlar Çocuk ve Ergen, Psikolojik Testler 0 Yorum

Çocuklarda ve Ergenlerde Uygulanan Projektif Testler: CAT, TAT, Rorschach Testi, Louisa Düss Psikanalitik Hikâyeler Testi, Aile Çiz Testi, Goodenough Harris Adam Çizme Testi

Çocuklar İçin Algı Testi – CAT

3-10 yaş arasındaki çocuklara uygulanır. Testte, çocukların kendilerini hayvan figürleri aracılığıyla ifade etmeleri amaçlanmaktadır.

C.A.T bir çocuk için çok önemli olan figürleri ve dürtüleri anlamamızı kolaylaştırmak amacıyla oluşturulmuştur. Resimler özellikle beslenme problemleri ve genel olarak da oral problemler konusunda bilgi vermek; kardeş kıskançlığından kaynaklanan problemleri araştırmak; anne-baba figürlerine karşı tutumu ve bu figürlerin nasıl algılandığını ortaya çıkarmak ve bir çift (karı-koca) olarak anne-baba ile çocuğun ilişkilerini görmek üzere düzenlenmiştir.

Yine bunlarla ilişkili olarak, çocuğun agresyonu, yetişkinler dünyasındaki yeri, muhtemel bir mastürbasyonla ilişkin olarak da gece yalnız kalmaktan duyduğu korku, tuvalet eğitimi ve ailenin buna tepkisi hakkındaki fantezilerini görmek amaçlanmıştır. Ayrıca yine çocuğun yapısı ve büyümeyle ortaya çıkan problemlere çocuğun reaksiyonunun dinamik işleyişini de öğrenmeyi amaçlamakta.

İçinde hayvan karakterlerinin insanlar gibi yaşadığını gösteren 10 karttan oluşmaktadır. Her bir resim verildikten sonra bu resimle ilgili bir hikayenin anlatılması istenmektedir. CAT, çocukların kendilerini hayvan figürleri vasıtasıyla önemli figürlere ve dürtülere olan ilişkilerini anlamaya yardımcı olmak üzere tasarlanmıştır.

Tematik Algı Testi – TAT

Test, kişilik oluşum süreçleri hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır. 14-40 yaş arası bireyleri uygulanmaktadır.

T.A.T bireyin diğer kişilerle olan ilişkilerini ve çevrelerine karşı takındıkları davranışı incelemektedir. Testin amacı daha çok kişiliğin toplumsal yanını araştırmaktır. Testin dayandığı asıl hipotez deneyin resimleri yorumlayarak anlattığı hikayeler, kendi ihtiyaç, istek ve korkularının yansımasıdır.

30 resimli ve bir boş beyaz karttan oluşmaktadır. Kartlar, siyah ve beyaz olarak resimlenmiştir. Her defasında deneğe farklı 10 resim gösterilir.

Kartlarda bulunan resimler, değişik konuları içermekte ve yaşantısal durumlar bulunmaktadır.

Kartlardan 11’i yaş ve cinsiyet farkı olmaksızın tüm denekler için , 7’si yalnızca erkekler için diğer 7’si yalnızca kadınlar için kullanılmaktadır.

Rorschach Testi

Çocuk, genç ve yetişkinlere uygulanır. Kişiliğin dinamikleri ve duyguların yansımaları hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Ruhsal yapıya bütünsel bir bakış verir. Rorschach Testi sadece teşhis amaçlı değil bilinç dışı süreçleri de analiz etmemizi sağlar. Bu testle kişinin davranışları ve ruhsal yapısı ne derece kendi yaş dönemine uygun, kendine özgü çatışmaları nedir ve bu çatışmalarla baş etmek için hangi savunma yöntemlerini kullanmaktadır gibi konular belirlenir.

Evrensel bir kişilik değerlendirme testi olan Rorschach, mürekkep lekelerinden oluşan 10 adet karttan oluşur. Testten ziyade bir metod olan Rorschach veri toplamanın çok boyutluluğunu açıklarken, kişilerin sadece nasıl yanıtlar verdiğine değil, neden ve nasıl o yanıtları verdiklerine aynı derecede önem verir. Geçerliliği ve hassasiyeti sayesinde bir kişide gizli kalmış, gözlem esnasında ortaya konamayan süreçlerin, öngörüşmede farkedilemeyen patolojik bir işaretin varlığını göstermeyi hedefler.

3 yaş ve üzeri(Çocuk Yetişkin) her bireye uygulanabilecek bir testtir. Bireysel bir test olup bir oturumda sadece bir kişiye uygulanabilir. 10adet kart sırasıyla kişiye yöneltilir ve bu kartlarda ne gördüğünü söylemesi istenir.

Rorschach Testinin Psikanalitik Yorumu-1, Tevfika Tunaboylu-İkiz, Bağlam Yayınları.

Louisa Düss Psikanalitik Hikâyeler Testi

Projektif Testler

Düss Öykü Testi, çocukların kompleks ve sorunlarını çözümlemek için hazırlanmış tekniklerin en geliştirilmişlerinden biridir. Bu teste yararlanılan öyküler daha çok onların anlayabilecekleri ve ilgi duyabilecekleri biçimde yapılandırılmıştır. Düss bunu yaparken, deneklerin komplekslerine karşılık olan yanıtlarını göz önünde tutuyor ve şu varsayıma dayanıyordu:

“Eğer denek, öykülerden birine takılır, anlamlı içerik taşıyan veya sembolik değeri olan yanıtlar verirse veya yanıt vermekten kaçınırsa, bu, o öykü ve ya öykü kahramanının, denekte bulunan kompleksi uyandıracak bir çağrışım oluşturduğu anlamına gelecekti.” Buna göre her öykü veya öyküdeki kahramanlar bir veya birkaç kompleksle ilgilidir. Deneyim sırasında, bazı komplekslerin karşılığı olan soruların üstünde durmak ve alınan yanıtların anlamlı oluşlarına göre daha derinleştirerek sorular sormak gerekir. Bunun içindir ki, bu öykülerin, bilinçaltı simgelerini ve psikanalitik soru sorma tekniğini iyi bilen bir uygulayıcı tarafından kullanılması daha doğru ve yerinde olur.

Luisa Düss, aile ve okuldan gelen öğelerin etkisini azaltmak için, öykülerden üçünün konusunu hayvanlardan seçmiştir. Test uygulanırken deneğin kendisini kolayca öykü kahramanının yerine koyması gerekir. Bunun için öyküler sıralanırken, en az suçluluk duygusu uyandırabilecek komplekslerden başlanması yeğ tutulmuştur.

Öyküler özellikle çocuklar için hazırlanmış olmakla birlikte yetişkinlere de bir düş gücü testi olarak uygulanabilir. Kültürlü yetişkinlerin yanıtları genellikle zeki ve mantıklıdır. Kültürel düzeyi düşük, zihnî yetenekleri fazla olmayan yetişkinlerinse verdikleri yanıtlar sembolik ve spontane’dir.

Aile Çiz Testi

Aile ilişki dinamiklerini ve çocuğun aile içinde kendini nasıl gördüğünü ve ailesini nasıl algıladığını değerlendiren bir testtir.

Goodenough Harris Adam Çizme Testi

7-9 yaş arasındaki çocuklara uygulanır. Çocuğun çizdiği resim üzerinden zekâ gelişimini ölçmeyi amaçlamaktadır.

“Çocuklarda ve Ergenlerde Uygulanan Projektif Testler”

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar 

 

Projektif Testler
Önceki
Sonraki

İlgili Makaleler

Sınav Kaygısı ve Başa Çıkma Yöntemleri
Sınav Kaygısı ve Başa Çıkma Yöntemleri
7 Eylül 2021

  Sınav Kaygısı: Sınav öncesinde öğrenilen bilgilerin sınav sırasında...

Devamı
Çocuk İstismarı ve Mağdur Çocukla Görüşme Teknikleri
Çocuk İstismarı ve Mağdur Çocukla Görüşme Teknikleri
7 Eylül 2021

ÇOCUK İSTİSMARI: Dünya Sağlık Örgütü’ne göre çocuk istismarı, çocuğun sağlığını,...

Devamı
Anne – Baba Yaklaşımları
Anne – Baba Yaklaşımları
27 Mart 2022

Anne - Baba Yaklaşımlarını üç grupta inceleyebiliriz. 1) Denetleyici Yaklaşım...

Devamı
Üst Düzey Savunma Mekanizmaları
Üst Düzey Savunma Mekanizmaları
5 Haziran 2024

Üst düzey savunma mekanizmaları, daha olgun ve adaptif yollarla içsel çatışmaları...

Devamı

Instagram

klinikpsikologtugceturanlar

Bağlanma stilleri, ayrılıkla başa çıkma biç Bağlanma stilleri, ayrılıkla başa çıkma biçimimizi önemli ölçüde şekillendirir. Bu farkındalık, yaşanan tepkilerin kişisel bir yetersizlik değil, geçmişten gelen bağlanma dinamiklerinin doğal bir yansıması olduğunu hatırlatır. Kendi bağlanma stilimizi tanımak, hem ayrılık sürecinde duygularımızı anlamlandırmamıza hem de gelecekte daha sağlıklı ilişkiler kurmamıza katkı sağlar.

Güvenli Bağlanma

* Yakınlıktan korkmaz, duygularını ifade eder.
* Ayrılıkta üzüntüyü kabul eder, sosyal destekle iyileşmeye yönelir.
* Daha hızlı toparlanır ve sağlıklı ilişkiler kurma olasılığı yüksektir.

Kaygılı Bağlanma
* Reddedilme korkusu taşır, partneri kaybetmemek için yoğun çaba gösterir.
* Ayrılık sonrası yoğun acı, çaresizlik ve takıntılı düşünceler yaşar.
* Eski partnerle teması sürdürme girişimleri sık görülür.

Kaçıngan Bağlanma
* Yakınlıktan rahatsız olur, duygusal bağı sınırlı tutar.
* Ayrılık sonrası soğukkanlı görünür, acıyı bastırmaya çalışır.
* Bastırılan duygular uzun vadede yalnızlık ya da öfke olarak geri döner.

Korkulu-Kaçıngan Bağlanma
* Hem yakınlık ister hem de reddedilmekten korkar.
* Ayrılıkta duyguları dalgalanır; özlem ve öfke arasında gidip gelir.
* Bu çelişkiler iyileşmeyi ve yeni ilişkileri zorlaştırır.

Ortak Noktalar 🌹
* Ayrılık bir kayıp deneyimidir ve yas süreciyle benzerlik gösterir.
* Benlik algısı sarsılabilir, kişi değerini sorgulayabilir.
* Zamanla çoğu birey ayrılığı kabullenir ve yeni başlangıçlar yapar.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Mikro aldatma, ilişkilerde sadakatin yalnızca fi Mikro aldatma, ilişkilerde sadakatin yalnızca fiziksel sınırlarla değil, duygusal ve dijital alanlarla da şekillendiğini ortaya koyan bir kavramdır. 

Sosyal medyada flörtöz etkileşimler, eski sevgiliyle gizli mesajlaşmalar ya da partnerden saklanan yakınlıklar, görünürde küçük olsa da güveni zedeleyebilir. Bu davranışların ortak özelliği gizlilik, duygusal yatırım ve ilgi odağının partnerden başkasına kaymasıdır. Bu nedenle mikro aldatma, ilişkilerde belirsizlik ve güvensizlik duygularını tetikleyerek büyük krizlere yol açabilir❤️‍🩹

Bununla birlikte, her davranışın mikro aldatma sayılıp sayılmayacağı çiftlerin ortak sınırlarına bağlıdır. Bazı ilişkilerde eski sevgiliyle iletişim önemsiz görülebilirken, başka bir ilişkide bu durum ciddi bir güven sorununa dönüşebilir. Bu nedenle mikro aldatmayı anlamanın anahtarı, partnerlerin açık iletişim kurması, sınırlarını netleştirmesi ve birbirlerinin hassasiyetlerini gözetmesidir. Şeffaflık ve empati, mikro aldatmanın ilişkilerde yıkıcı bir tehdit olmaktan çıkıp, güveni güçlendiren bir farkındalık alanına dönüşmesini sağlayabilir 🌷

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
🥀 Erkek Narsisizm mi, Dişi Narsisizm mi? Aşa 🥀 Erkek Narsisizm mi, Dişi Narsisizm mi?

Aşağıdaki cümlelerden hangileri size daha tanıdık geliyor?

1. Başkalarının hayranlığına ihtiyaç duyarım ve bu benim değerimi kanıtlar.
2. Çoğu zaman empati kurmakta zorlanırım ve mesafeli dururum.
3. İlişkilerde kontrolün bende olmasını isterim.
4. Kendimi çoğu zaman kurban gibi hissederim.
5. Kabul görmek için uyum sağlarım, bazen de kendimden vazgeçerim.
6. Partnerimin başarılarını ve güçlü yanlarını kendi kimliğime katmaya çalışırım.

👉 Eğer daha çok 1-2-3 size uyuyorsa, erkek narsisizmine özgü yönler sizde daha baskın olabilir.

👉 Eğer daha çok 4-5-6 size uyuyorsa, dişi narsisizme özgü yönler sizde daha fazla olabilir.

(Bu test bir tanı aracı değildir; sadece farkındalık yaratmayı amaçlar.)

Barbel Wardetzki, Almanya’da narsisizm üzerine çalışan terapist ve yazar. Onun “Dişi ve Erkek Narsisizm” diye yaptığı ayrım, biyolojik cinsiyetten çok narsisizmin iki farklı dışavurum biçimini anlatıyor:

1. “Erkek narsisizm” (männlicher Narzissmus)

* Daha çok gösterişli, dışa dönük, üstünlük vurgulu bir tarzı ifade eder.
* Tipik özellikler: kibir, grandiyözlük, başarıya ve güce odaklanma, sürekli takdir arama.
* Dışarıdan güçlü, etkileyici, hatta “dokunulmaz” görünür.
* Yani bu daha çok toplumun “maskülen güç” imgeleriyle örtüşüyor.

2. “Dişi narsisizm” (weiblicher Narzissmus)

* Daha çok ilişki odaklı, bağımlı, onay arayışlı bir narsisizm biçimi.
* Tipik özellikler: sürekli sevilme, kabul görme, vazgeçilmez olma ihtiyacı; fedakârlık yaparak değer kazanma çabası.
* Dışarıdan uyumlu, alçakgönüllü biri gibi görünebilir ama altında derin bir değersizlik ve onaylanma açlığı vardır.
* Bu da toplumun “feminen uyum” beklentileriyle bağlantılıdır.

👉 Wardetzki’nin asıl vurgusu şu: Her iki biçim de özde aynı narsisistik yarayı (değersizlik ve reddedilme korkusu) saklar, sadece toplumda öğrenilen rollere göre farklı maskelerle dışa vurulur.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
❤️‍🩹 Duygu köprüsü, geçmişte yaşadığımız yoğun bir duygunun, bugün benzer bir durumla karşılaştığımızda yeniden tetiklenmesidir. 

İlişkinizdeki Duygu Köprüsünü Keşfetmek İçin Kendinize Aşağıdaki Soruları Sorabilirsiniz

Partnerimin bu davranışı bende hangi duyguyu tetikledi?

Bu duyguyu ilk kez hayatımda ne zaman hissetmiştim?

Geçmişte bu duyguyu hissettiğim olay kiminle yaşanmıştı?

Şu anki tepkim gerçekten bugünkü duruma mı ait?

Bu farkındalık, ilişkide nasıl daha sağlıklı bir tepki vermeme yardımcı olabilir?

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar 

#psikoloji
🍃 Travmatik bağlanmayı kişisel farkındalık 🍃 Travmatik bağlanmayı kişisel farkındalık açısından anlamak için üç parçaya ayıralım:

1. Döngüyü tanımak

Travmatik bağlanmada ilişkiler genelde şu döngüyü izler:
1. Yakınlık / balayı dönemi → Partner çok sevgi dolu, özel hissettiriyor.
2. Gerginlik → Eleştiri, uzaklaşma, küçümseme başlıyor.
3. İncitme → Kötü davranış, ihanet, şiddet, duygusal manipülasyon.
4. Telafi → Özür, sevgi gösterileri, “bir daha olmayacak” sözleri.
5. Döngü tekrar başlar.

Soru: Sizin deneyiminizde bu tür iniş-çıkışlar olmuş muydu? Varsa, genelde hangi aşamada ilişkiye daha çok tutunma hissi geliyordu?

2. Bağlılığı güçlendiren psikolojik mekanizmalar

* Dopamin ve adrenalin dalgalanmaları: Yoğun kötü-iyi geçişleri beynin ödül sistemini etkiler.
* Umut bağı: “Bir gün hep iyi olacak” beklentisi.
* Kendi değer algısının bağa bağlanması: “O beni severse değerliyim” inancı.
* Yalnızlık ve korku: İlişkinin bitmesinin yarattığı boşluk korkusu.

Mini farkındalık çalışması: 1 dakika boyunca gözlerinizi kapatıp şunu fark edin: “Onu düşününce midemde/kalbimde/hissiyatımda nasıl bir duygu ya da gerginlik oluyor?”

3. Döngüyü kırmaya yönelik ilk farkındalık adımları

* Gerçeklik listesi tut: Onun hem iyi hem kötü anlarını tarafsızca yazmak, zihnin sadece “iyi” anlara tutunmasını dengeler.
* İçsel ihtiyaçları keşfet: Bu bağ, hangi çocukluk ihtiyacını (güven, onay, sevgi) tetikliyor?
* Destek ağı: Güvendiğin kişilerle yaşadığın döngüyü konuşmak, yalnızlık hissini azaltır.
* Küçük kopuş pratikleri: Tamamen kopmak zor geliyorsa, önce mesajlaşma süresini, görüşme sıklığını kademeli azaltmak.

Umarım bu bilgiler yolunuzu aydınlatmaya yardımcı olur 🩵

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Hayatımız boyunca sıklıkla kendimize ya da başkalarına “Bu normal mi?” diye sorarız. Peki, aslında “normal” nedir? Kim belirler, neye göre değişir? “Normal”, çoğu zaman toplumun ortalama kabul ettiği davranış, düşünce ve duyguları ifade eden bir kavram olarak kullanılır. Ancak bu sınırların kesin ve değişmez olduğunu söylemek mümkün değildir.

Çünkü “normal”, kültüre, zamana, yaşanılan çevreye ve hatta kişinin yaşam dönemine göre farklılık gösterir. Bir toplumda kabul gören bir davranış, başka bir toplumda yadırganabilir. Hatta aynı toplumda bile yıllar geçtikçe normal kabul edilen şeyler değişebilir. Bir dönem tabu olarak görülen konular, bugün gündelik sohbetlerin parçası haline gelebilir.

Psikolojide ise “normal” ve “anormal” ayrımı, çoğu zaman işlevsellik üzerinden yapılır. Bir davranış ya da duygu, kişinin günlük yaşamını ve ilişkilerini olumsuz etkilemeye başladığında, bu durumun üzerinde durmak gerekebilir. Fakat burada da kesin bir çizgi çizmek zordur; çünkü her insanın başa çıkma yolları, duygu yoğunluğu ve yaşam deneyimleri birbirinden farklıdır.

✨✨✨✨

“Tut ki şu anda gece yarısı aniden güneş doğuveriyor. Gece yarısında! Zerre kadar şaşırtmaz mı bu seni?’
‘Hayır’ diye yanıtlıyorum, ‘bu, zerre kadar şaşırtmaz beni.’
Barcelonalı saatçi yüksek sesle: ‘Ben şaşırırdım yahu! Hatta o kadar ki, herhalde kafayı oynatırdım’ dedi.
İşte tam burada Salvador Dali sadece kendine özgü o görkemli hazır yanıtlarından birini yumurtluyor:
‘Bende ise tam tersi! Kafayı oynatanın güneş olduğunu düşünürdüm.’

Bir Dahinin Güncesi
Salvador Dalí
Instagram'da takip et

Etiketler

Bağımlılık Bireysel psikoterapi depresyon Ebeveyn EMDR EMDR Terapisi Freud Gottman Çift Terapisi Jung Kişilik Bozuklukları narsist Online EMDR Online psikolog Psikanaliz Psikodinamik Psikoterapi Rüya travma Travma Bağı Travma Sonrası Stres Bozukluğu Travma Sonrası Tepkiler Çift Terapisi Çocukluk Travmaları çocukluk çağı travmaları İlişkiler

Son Eklenenler

  • Bağlanma Stili ve Ayrılıkla Başa Çıkma
  • Mutluluk Korkusu: Neden Bazı İnsanlar Mutluluk Hissinden Kaçar?
  • Mikro Aldatma ve İlişkiler
  • Dişi ve Erkek Narsisizm: İlişkilerde İki Farklı Yüz
  • İlişkilerde Pygmalion Etkisi: Beklentilerimiz Bizi Nasıl Şekillendirir?
  • Kuşaklararası Travma Aktarımı

Yasal Uyarı

Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. Yazılı izin alınmaksızın kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz