Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim

Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim
featured_image

Psikoterapi ve Koçluk Arasındaki Fark Nedir?

Yazar: Tuğçe Turanlar10 Ağustos 2024 Profesyonel Koçluk Hizmetleri0 Yorum

Psikoterapi ve koçluk arasındaki farkları anlamak, kişisel gelişim, mental sağlık veya profesyonel gelişim arayışında olan bireyler için oldukça önemlidir. Her iki alan da bireylerin hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmayı amaçlasa da, yaklaşımları, yöntemleri ve altında yatan felsefeleri önemli ölçüde farklıdır.

Psikoterapi

Psikoterapi, genellikle konuşma terapisi olarak da bilinir. Duygusal ve psikolojik zorlukları ele almak için eğitimli bir ruh sağlığı uzmanı ile çalışmayı içerir. Psikoterapinin birincil amacı, çeşitli terapötik teknikler aracılığıyla psikolojik sıkıntıları hafifletmek ve mental sağlığı iyileştirmektir.

Psikoterapinin Temel Özellikleri

  1. Mental Sağlığa Odaklanma: Psikoterapi, depresyon, anksiyete, travma ve kişilik bozuklukları gibi ruhsal sorunları tedavi etmeye odaklanır. Kişinin iyi olma halini olumsuz etkileyen derin duygusal sorunları ve davranış kalıplarını ele almayı amaçlar.
  2. Lisanslı Profesyoneller: Psikoterapistler, psikologlar ve psikiyatristler lisanslı ruh sağlığı profesyonelleridir. Geniş kapsamlı bir eğitim almışlardır. Etik standartlara ve düzenlemelere uyarlar.
  3. Geçmişe ve Şimdiye Odaklanma: Terapi, genellikle geçmiş deneyimleri ve bu deneyimlerin şu anki davranış ve duygusal durum üzerindeki etkilerini inceler. Sorunların kökenlerini anlamak, terapötik sürecin kritik bir bileşenidir.
  4. Uzun Süreli Süreç: Psikoterapi, aylar veya hatta yıllar sürebilen uzun vadeli bir taahhüt olabilir. Önemli ve kalıcı değişiklikler sağlamak için düzenli, tutarlı seanslar gerektirir.

Koçluk

Koçluk ise, bireylerin belirli kişisel veya profesyonel hedeflere ulaşmalarına yardımcı olmayı amaçlar. Koçlar, Koçluk alan kişilerin güçlü yönlerini belirlemelerine, hedefler koymalarına ve bu hedeflere ulaşmak için eylem planları geliştirmelerine yardımcı olur.

Koçluğun Temel Özellikleri

  1. Hedef Odaklı: Koçluk, gelecek ve hedef odaklıdır. Kariyer ilerlemesi, performans geliştirme veya kişisel gelişim gibi belirli sonuçlara ulaşmada bireylere yardımcı olmak için tasarlanmıştır.
  2. Çeşitli Profesyoneller: Koçlar, çeşitli geçmişlere sahip olabilir ve mutlaka formal ruh sağlığı eğitimi almış olmayabilirler. Genellikle ICF (International Coaching Federation) onaylı koçluk sertifikalarına sahiptirler. Ancak ruhsal sorunları teşhis veya tedavi etme yetkisine sahip değildirler.
  3. Şimdi ve Geleceğe Odaklanma: Koçluk, bireylerin güçlü yönlerini ve kaynaklarını kullanarak hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmaya odaklanır.
  4. Kısa ve Orta Vadeli Katılım: Koçluk ilişkileri, genellikle birkaç ay süren ve daha kısa vadeli olan ilişkiler olup, koçluk alan kişinin hedeflerine ve ihtiyaçlarına bağlı olarak seansların sıklığı ve süresi değişir.

ICF’nin Koçluk Üzerine Görüşleri

ICF (International Coaching Federation), koçluk mesleğinin en yüksek standartlarını belirleyen ve destekleyen önde gelen küresel organizasyonlardan biridir. ICF’ye göre, koçluk, bir koç ve koçluk alan kişi arasındaki ortaklıkta, koçluk alan kişinin kişisel ve profesyonel potansiyelini en üst düzeye çıkarmak amacıyla derin düşünme ve yaratıcı süreçlerin kullanıldığı bir ilişki olarak tanımlanır (ICF, 2020).

ICF, koçluğun etkilerini araştıran birçok çalışma yapmıştır. Bu çalışmalar, koçluğun iş performansı, iletişim becerileri ve kişisel gelişim üzerindeki olumlu etkilerini göstermektedir. Ayrıca, ICF’ye göre, profesyonel koçlar, etik kurallara ve yetkinlik standartlarına uyarak, koçluk alan kişilere yüksek kaliteli hizmet sunar.

Yaygın Koçluk Türleri

1. Kariyer Koçluğu

Kariyer koçluğu, bireylerin mesleki yaşamlarında yol bulmalarına, kariyer seçimlerinde rehberlik etmelerine ve profesyonel gelişimlerine yardımcı olmayı amaçlar. Kariyer koçu, koçluk alan kişiyle birlikte,  güçlü yönlerini bularak, kariyer hedefleri belirler ve bu hedeflere ulaşmak için stratejiler geliştirir. Kariyer değişikliği yapmak isteyenler, mevcut rollerinde ilerlemek isteyenler ya da işlerinde daha fazla tatmin arayanlar için oldukça faydalıdır.

2. Eğitim Koçluğu

Eğitim koçluğu, öğrencilerin akademik performanslarını iyileştirmelerine ve etkili çalışma alışkanlıkları geliştirmelerine yardımcı olur. Bu koçluk türü, okul öncesinden üniversiteye kadar her seviyedeki öğrenciler için yararlıdır. Eğitim koçları, zaman yönetimi, motivasyon, öğrenme stratejileri ve akademik zorlukların üstesinden gelme gibi konularda destek sunar. Ayrıca, öğrenciye destekleyici bir öğrenme ortamı yaratmak için ebeveynler ve öğretmenlerle de iş birliği yapar.

3. Ebeveyn Koçluğu

Ebeveyn koçluğu, ebeveynlere çocuklarını etkili bir şekilde yetiştirmeleri için gerekli araçları ve stratejileri sunar. Bir ebeveyn koçu, ebeveynlere disiplin, iletişim ve çocuklarının davranışlarını yönetme gibi konularda rehberlik eder. Bu koçluk türü, ebeveynlerin gelişimsel aşamaları anlamalarına ve çocuğun büyümesini ve refahını destekleyen bir ortam yaratmalarına yardımcı olur.

4. İlişki Koçluğu

İlişki koçluğu, bireylerin ve çiftlerin romantik, ailevi veya sosyal ilişkilerini iyileştirmelerine yardımcı olmayı amaçlar. İlişki koçu, koçluk alan kişilerin daha iyi iletişim becerileri geliştirmelerine, çatışmaları çözmelerine ve diğerleriyle daha güçlü bağlar kurmalarına destek olur. Bu koçluk türü, ilişki zorlukları yaşayanlar ya da mevcut ilişkilerini güçlendirmek isteyenler için faydalıdır.

Psikoterapi ve Koçluğu Birleştirme

Psikoterapi ve koçluk, farklı alanlar olmasına rağmen, birbirini dışlamaz. Birçok birey, ihtiyaçlarına bağlı olarak her iki yaklaşımdan da fayda sağlar. Örneğin, biri derin duygusal sorunları ele almak için bir terapistle çalışırken, aynı zamanda profesyonel hedeflere ulaşmak için bir koçla da çalışabilir.

Koçluk, formal bir disiplin olarak daha yeni olmasına rağmen, etkinliğini destekleyen giderek artan bir araştırma grubuna sahiptir. Journal of Occupational and Organizational Psychology’de yayımlanan bir çalışma, koçluğun performans, iyi olma hali, başa çıkma, iş tutumları ve hedefe yönelik öz düzenleme üzerinde olumlu etkileri olduğunu bulmuştur (Theeboom, Beersma, & van Vianen, 2014). Ayrıca, ICF’nin yürüttüğü araştırmalar da koçluğun iş performansı ve kişisel gelişim üzerindeki olumlu etkilerini desteklemektedir (ICF, 2020).

Psikoterapi ve Koçluk Arasındaki Farklar

1. Amaç

Psikoterapi: Psikoterapinin temel amacı, bireyin geçmişten gelen travmalarını, duygusal zorluklarını ve ruh sağlığı sorunlarını ele alarak iyileşmesini sağlamaktır. Psikoterapi, bireyin duygusal ve psikolojik durumunu dengelemeye odaklanır.

Koçluk: Koçluğun amacı, bireyin mevcut durumunu değerlendirerek geleceğe yönelik hedefler belirlemesine ve bu hedeflere ulaşmasına yardımcı olmaktır. Koçluk, bireyin kişisel ve profesyonel gelişimine odaklanır.

2. Odak

Psikoterapi: Geçmişte yaşanan travmalar, çocukluk deneyimleri ve bireyin iç dünyasındaki derin duygusal sorunlar üzerinde durur.

Koçluk: Geleceğe odaklanır ve bireyin mevcut potansiyelini nasıl en iyi şekilde kullanabileceği üzerine çalışır.

3. Uygulama Alanı

Psikoterapi: Depresyon, anksiyete, yeme bozuklukları, bağımlılıklar gibi ruh sağlığı sorunlarını tedavi eder. Lisanslı terapistler tarafından uygulanır.

Koçluk: Kariyer gelişimi, yaşam dengesi, liderlik, performans artırma gibi alanlarda kullanılır. Ruh sağlığı sorunlarını tedavi etmez.

4. Eğitim ve Yeterlilik

Psikoterapi: Terapistlerin lisanslı olması gerekir ve genellikle klinik psikoloji, sosyal hizmet veya danışmanlık gibi alanlarda ileri düzeyde eğitim almışlardır.

Koçluk: Koçlar, koçluk sertifikasyon programları ile eğitim alabilirler. Profesyonel koçlar, belirli bir alanda uzmanlaşmış olabilir ancak ruh sağlığı tedavisi için eğitim almazlar.

5. Yaklaşım

Psikoterapi: Psikoterapi, genellikle kanıta dayalı ve teorik olarak yapılandırılmış yaklaşımlar kullanır, ancak bazı terapiler, özellikle danışanın ihtiyaçlarına göre daha esnek olabilir. Terapi yöntemleri (örneğin, bilişsel davranışçı terapi, psikodinamik terapi) belirli teorik çerçevelere dayanır.

Koçluk: Koçluk, daha çok koçluk alan kişinin belirlediği hedeflere ulaşmak için stratejik planlamalara dayanır. Bu süreç genellikle esnek ve koçluk alan kişinin aktif katılımını gerektiren bir işbirliğine dayalıdır. Koçluk süreci, bireysel ihtiyaçlara ve hedeflere göre şekillenir. Bu da esnek bir yaklaşım sunar.

6. Seans Süresi

Psikoterapi: Genellikle uzun vadeli ve düzenli seanslar gerektirir. Bireyin durumuna göre aylar veya yıllar sürebilir.

Koçluk: Daha kısa süreli olabilir ve genellikle belirli bir hedefe ulaşılana kadar devam eder. Süreç genellikle haftalar veya aylar içinde tamamlanır.

7. Danışanın ve Koçluk Alan Kişinin Rolü

Psikoterapi: Danışan, duygusal ve psikolojik süreçleri derinlemesine keşfetmeye ve iyileşmeye odaklanır.

Koçluk: Koçluk alan kişi, aktif olarak hedeflerini belirler ve bu hedeflere ulaşmak için stratejiler geliştirir.

Bu farklılıklar, koçluk ve psikoterapinin farklı ihtiyaçlara yönelik olduğunu gösterir. Koçluk, genellikle bireyin mevcut yaşamını optimize etmeye ve hedeflerine ulaşmaya odaklanırken, psikoterapi, derin duygusal ve psikolojik sorunları çözmeyi amaçlar.

Klinik Psikolog ve Profesyonel Koç Tuğçe Turanlar

Koçluk veya Psikoterapi randevusu almak için yulepsikoloji@gmail.com adresine mail atabilirsiniz.

Referanslar

  • American Psychological Association. (2020). The effectiveness of psychotherapy: The APA’s position. Retrieved from APA
  • International Coaching Federation. (2020). The ICF definition of coaching. Retrieved from ICF
  • Theeboom, T., Beersma, B., & van Vianen, A. E. (2014). Does coaching work? A meta-analysis on the effects of coaching on individual level outcomes in an organizational context. Journal of Occupational and Organizational Psychology, 87(2), 307-329.
Devamı

Instagram

yulepsikoloji

🌷Bağımlı ilişkilerde kişisel sınırların 🌷Bağımlı ilişkilerde kişisel sınırların silikleşmesi, bireyselliğin kaybolmasına ve ilişkide kimlik karmaşasına yol açabilir. 

Kişi, kendi ihtiyaçlarını ve duygularını arka plana atarak partnerini memnun etmeye öncelik verir; çoğu zaman kendi isteklerini açıkça ifade etmekte zorlanır. 

Sınırların net olmaması, ilk başta huzurlu gibi görünse de, uzun vadede kişinin tükenmesine ve içten içe kırgınlık ve öfke biriktirmesine neden olur. 

Bu süreçte kişi kendi kimliğini kaybedebilir, özgüveni azalır ve ilişkide boğulmuş hissedebilir. 

Araştırmalar, bağımlı ilişkilerde insanların kendilerini ayrı bir kimlik olarak ifade etmekte zorlandığını göstermektedir. 

Sonuç olarak, ilişki sağlıksız bir döngüye dönüşür; bu durum hem ruh sağlığını hem de iletişimi olumsuz etkiler ❤️‍🩹

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
“Dünya göründüğü gibi değil, onu anladığın gibidir.”
— Yann Martel, Pi’nin Yaşamı

🎩🐇✨Bu yüzden arada bir vintage dükkana gitmek fena fikir olmayabilir.
Narsisizmin temelleri çoğu zaman ailede ve çocu Narsisizmin temelleri çoğu zaman ailede ve çocuklukta atılır. Anne-baba tutumları, çocuklukta yaşanan duygusal deneyimler ve ilişkiler, ileride kişiliğimizin şekillenmesinde etkili olur. 

Ancak, herkesin bir miktar kendine değer verme, onay bekleme ya da hassasiyet gösterme ihtiyacı olabilir. Bu özellikler, narsisizm olarak tanımlanan patolojik düzeye ulaşmadıkça normaldir ve insan olmanın bir parçasıdır.

Narsisistik özellikler, ancak kişinin ilişkilerini, işlevselliğini veya yaşam kalitesini belirgin şekilde olumsuz etkilediğinde bir sorun haline gelir. 

Bu noktada geçmiş yaşantılarını gözden geçirmek ve kendini anlamaya çalışmak faydalı olabilir. Her insanın yaşamında zorlayıcı aile dinamikleri veya duygusal ihtiyaçlar olabilir; bu durum seni veya çevrendekileri “narsist” yapmaz. Önemli olan, kendinle ve başkalarıyla daha sağlıklı ilişkiler kurabilmek için farkındalık geliştirmektir.

Değişim ve gelişim mümkündür. Hiçbirimiz kusursuz değiliz; önemli olan kendi yolculuğunu farkındalıkla sürdürebilmektir ❤️

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Hepimizin içinde, çoğu zaman farkında olmadığımız, görmekten ya da kabul etmekten kaçındığımız duygular, düşünceler ve yönler vardır. 

Jung’un “gölge benlik” adını verdiği bu kısım; öfke, kıskançlık, yetersizlik, utanç ya da başkalarını yargılama gibi kabul etmekte zorlandığımız duyguları içerir. Gölgeyle yüzleşmek, kendimizi yargılamadan, bu yönlerimizi anlamaya ve kabule yaklaşmak demektir. 

Kendi gölgemizi tanımak, içsel çatışmalarımızı çözmemize ve daha bütün bir yaşam sürmemize yardımcı olur 🌷

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

Bu konuyla ilgili kitap önerileri:

Gölgene Sahip Çık - Robert A. Johnson 
İnsan ve Sembolleri - Jung

#psikoloji
❤️‍🩹 Kuşaklararası travma aktarımı, b ❤️‍🩹 Kuşaklararası travma aktarımı, bir nesilde yaşanan acı, korku veya stresin sonraki kuşaklara aktarılması anlamına gelir. Ailede işlenemeyen ya da bastırılan duygular, çoğu zaman farkında olmadan çocuklara ve torunlara geçer.

Bilimsel araştırmalar, bu aktarımın hem psikolojik hem de biyolojik yollarla gerçekleşebildiğini gösteriyor. Yani travmanın etkisi, sadece duygu ve davranışlarımızda değil, genlerimizde de iz bırakabiliyor.

Çok kafa karıştırıcı olmasın diye yazdığım makalenin bir kısmını burada paylaştım. Konunun daha detaylı açıklamasını okumak isterseniz websitemde bulabilirsiniz 🌷

www.tugceturanlar.com

Kuşaklararası Travma Aktarımı

#psikoloji
🌷Toksik ilişkilerde sınır koymak çoğu zama 🌷Toksik ilişkilerde sınır koymak çoğu zaman imkânsız gibi hissedilebilir. Özellikle onaylanma ihtiyacı, suçluluk duygusu ya da yalnız kalma korkusu bu adımı atmayı zorlaştırır. 

Birçok insan, çocukluğundan itibaren “hayır” demenin bencilce olduğu yönünde mesajlar aldığı için, kendi ihtiyaçlarını ön plana koyduğunda suçluluk hisseder. Özellikle toksik ilişkilerde, karşı tarafın tepkilerinden korkmak ya da onu kaybetme endişesiyle kişi, kendi sınırlarını belirlemekte zorlanır. 

Aynı zamanda, sevilmek ve kabul görmek için kendinden sürekli ödün vermek, zamanla kişinin kendine yabancılaşmasına ve özgüveninin azalmasına neden olur. 

Oysa “hayır” diyebilmek, kendini korumak ve kendi ihtiyaçlarını önceliklendirmek bencillik değil, sağlıklı bir özsaygı göstergesidir. 

Sınır koymak, karşı tarafı reddetmek ya da cezalandırmak anlamına gelmez; aksine, hem kendine hem de karşındaki kişiye değer vermenin en sağlıklı yoludur. 

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji #ilişkiler
🌷 Bazı davranışlarımızın, dış dünyada 🌷 Bazı davranışlarımızın, dış dünyada olup bitenleri etkileyebileceğine inanırız. Mantıksız olduğunu bilsek de. 

Örneğin bir mesajı zamanında almazsak kötü bir şey olacağından korkmak ya da uğurlu bir objeye tutunmak… Psikolojide bu düşünce biçimine büyüsel düşünce denir. 

Piaget’ye göre bu düşünce biçimi özellikle çocuklukta yaygındır. Çünkü çocuk, dünya üzerindeki kontrolünü sınırlı hisseder. 

Jean Piaget’nin ifadesiyle:
“Çocuk için düşünce, gerçekliğin yerine geçer.”

(Piaget, J. (1929). The Child’s Conception of the World).

Yetişkin olduğumuzda bile bu düşünce biçimini sürdürebiliriz. Çünkü belirsizlik karşısında zihin, içsel güvenlik yaratacak sembolik dayanaklara ihtiyaç duyar. Bu, aslında içimizdeki çocuğun hâlâ kendini güvende hissetmeye çalışmasından başka bir şey değildir 🌷

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Kütüphanemde bana eşlik etmiş olan bu değerli Kütüphanemde bana eşlik etmiş olan bu değerli kitapları, artık başka zihinlere ve kalplere ulaşabilmesi için paylaşmak istiyorum.

Her ay bir psikoloji kitabını hediye edeceğim. Belki bir cümlesi, bir fikri, bir sayfası size de eşlik eder ❤️

📖 Bu ayın kitabı: Kaygının Anlamı – Rollo May

“Kaygı, içsel bir çağrıdır; bizi yüzleşmeye, büyümeye ve sorumluluk almaya davet eder.”

Çekilişe katılmak için:

✅ Gönderiyi beğenmeniz
✅ Yorumlara iki arkadaşınızı etiketlemeniz
✅ Yule Psikoloji sayfasını takip etmeniz yeterli

📅 Son katılım: 27 Mayıs Salı

#psikoloji #kitap
Narsistik ilişkileri çözümleme atölyesi 🌷 Narsistik ilişkileri çözümleme atölyesi 🌷 narsistik partnerle kurulan ilişki dinamiklerini ve bu ilişkilerde ortaya çıkan travma bağını anlamak isteyenler için hazırlandı. Atölyede, sağlıksız ilişki döngülerinin arka planındaki psikolojik mekanizmaları, duygusal bağımlılığı ve bu tür ilişkilerden kopmakta yaşanan zorlukları birlikte inceleyeceğiz. 

🌷 Katılımcılar, narsistik ilişkilerin nasıl işlediğini daha iyi kavrayarak, kendi ilişkilerini sorgulama ve daha sağlıklı bağlar kurma yolunda önemli bir farkındalık kazanacaklar.

📅 Tarih: 2 Haziran Pazartesi
⏰ Saat: 21.00 – 22.30
💻 Platform: Google Meet – Online

Detaylı bilgi için DM’den ya da WhatsApp üzerinden ulaşabilirsiniz.

📱 0532 053 3992 (WhatsApp)

Görüşmek üzere 💛

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

** Kontenjan dolmuştur. Sonraki eğitimde görüşmek üzere ❤️

#psikoloji #ilişkiler
🌷 Yetersiz annelik görmüş kişiler, içlerin 🌷 Yetersiz annelik görmüş kişiler, içlerinde güçlü bir sevgi açlığı taşısalar bile yakın ilişkilerde rahat edemezler. Sevgi almaya duydukları özlem, genellikle içlerindeki güvensizlik ve koruyucu duvarlarla engellenir. Geçmişte ihtiyaçlarının karşılanmamış olması, birinin onlar için gerçekten var olacağına inanmalarını zorlaştırır. 

Bazıları sevgiyi hak etmediğini düşünürken, daha bağımlı kişiler partnerlerine yapışır, onları boğar ve aradıkları kusursuz sevgiyi bulamayınca öfkeyle karşılık verir. Bu öfke, ilişkiyi zedeler ve eski terk edilme yaralarını tekrar canlandırır.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji #anne
🩵 “Farkında olmak, tam da burada, şimdide o 🩵 “Farkında olmak, tam da burada, şimdide olmak demektir; şimdiki zamanda bütünüyle var olabilmek, karşımıza hangi deneyim çıkarsa kabul edebilmek, yine de deneyimin hiçbir türden görünümüne kendini kaptırmamak demektir. Farkında olmak aynı zamanda, yargılamadan veya değerlendirmeye tabi tutmadan, deneyimin farkında olmak demektir.”

Kitap: Psikoterapide Bağlanma - David J. Wallin

#psikoloji #farkındalık
❤️ İçsel çocuk arketipleri, çocuklukta gel ❤️ İçsel çocuk arketipleri, çocuklukta geliştirdiğimiz duygusal başa çıkma kalıplarını simgeler. O dönemde ihtiyaç duyduğumuz sevgi, güven ve kabulü elde etmek için öğrenilen bu stratejiler, büyüdükten sonra da davranışlarımızı şekillendirmeye devam eder. Arketipleri tanımak, hangi eğilimlerin bize fayda sağladığını hangilerinin ise sınırlarımıza zarar verdiğini ayırt etmeye imkân tanır; böylece daha bilinçli seçimler yapabiliriz.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

Kaynaklar

*LePera, N. (2021). How to Do the Work: Recognize Your Patterns, Heal from Your Past, and Create Your Self. TarcherPerigee.

*Maté, G. (2021). The Myth of Normal: Trauma, Illness & Healing. Avery.

*Schwartz, R. C. (1995). Internal Family Systems Therapy. Guilford Press.

#psikoloji
Instagram'da Takip Et

Etiketler

Bağımlılık Bireysel psikoterapi depresyon Ebeveyn EMDR EMDR Terapisi Freud Gottman Çift Terapisi Jung Kişilik Bozuklukları narsist Online EMDR Online psikolog Psikanaliz Psikodinamik Psikoterapi Rüya travma Travma Bağı Travma Sonrası Stres Bozukluğu Travma Sonrası Tepkiler Çift Terapisi Çocukluk Travmaları çocukluk çağı travmaları İlişkiler

Son Eklenenler

  • Kuşaklararası Travma Aktarımı
  • Toksik İlişkilerde Sınır Koymak Neden Zordur
  • İnsanlar Değişir mi? Romantik İlişkilerde Değişimin Rolü
  • Uzak Mesafe İlişkisi: Bağ ve Güveni Sürdürme
  • Oversharing (Aşırı Paylaşım) Nedir ve Nasıl Başa Çıkılır?
  • Travma Terapisi: Gerçek Nedir?

Yasal Uyarı

Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. Yazılı izin alınmaksızın kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz